Nazi İmgeleminde Atatürk" başlıklı doktora tezinin ilk bölümü: "Almanya'ya Türk Dersleri" başlığını taşıyor. Yazar bu bölümde Atatürk'ün Samsun'a çıktığı 19 Mayıs 1919'dan Lozan Barış Antlaşmasının imzalandığı 24 Temmuz 1923'e dek 4 yıllık süre içerisinde Almanya'da yalnız Naziler'in değil, bütün Alman basınının Türkiye'nin Ulusal Kurtuluş Savaşını örnek göstererek övdüğünü, fakat Nazi basınının Atatürk'ü ve Türkiye'nin başarılarını diğer gazetelerden daha ateşli biçimde rol model, örnek
olarak gösterdiğini ileri sürüyor:
"Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Paşa Doğu Anadolu'ya ayak basü ve Türk Cumhuriyetinin resmi tarih yazımının bize anlattığına göre, Türk Bağımsızlık Savaşı başladı. (...)
Dört yıl, 1919'un ortasından 1923'ün ortasına kadar süren
bir mücadeleyle Türk milliyetçiler Lozan Antlaşmasıyla
(1923) anayurtlarını güvenceye aldı ve böylece bir Paris
Barış Antlaşmasını, Sevr Antlaşmasmı (1920) düzeltti.
Çaresiz ve kimsesiz Almanya'nm gözünde bu, milliyetçi
bir düşün gerçekleşmesiydi ya da daha doğrusu aşın milliyetçi pornografiye benzer bir şeydi. (...) Türk Bağımsızlık Savaşı VVeimar Cumhuriyetinin büyük bir medya olayı haline geldi. Örneğin Hitler'in paramiliter SA'sınm (Sturmableilung: Fırtına Kıtası) lideri Emst Röhm’ü alalım.
Anılarında Mussolini'nin Roma'ya Yürüyüşünden (Ekim 1922) önceki haftalarda dünya siyasetine "Kemal Paşa'nın öncülük ettiği Türk Bağımsızlık mücadelesinin eğemen olduğu"nu yazdı.80 Ya da Nazi gazetesi Völkische Beobachter'm. aşağı yukarı aynı zamanda, Eylül 1922'de ifade ettiği şekliyle, Mustafa Kemal'in adı herkesin dilindeydi.
Naziler de, Türkiye'yi saplantılı bir biçimde izleyen bu
kimsesiz ve çaresiz Almanya'nın bir parçasıydı. (...) Naziler Türkiye ile "büyüdü" ve Türkiye'deki olaylardan ve
Almanya'ya potansiyel 'Türk Dersleri'nden, diğer Alman milliyetçilerinden daha fazla heyecanlandı." (s.24)