Gönderi

56 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 hours
Değişim (Spoiler içerir.)
Stefan Zweig'in güzel kitaplarından bir tanesi daha... Kitaplarının konusu, betimlemesi, kurgusu çok başarılı. İlk okuduğum kitabı Satranç'tı, ondan sonrası zaten sürekli geldi. Kısa ve öz yazıyor. O kısacık kitapların içinde birçok duygu ve düşünce barınıyor. Bu kitaba gelecek olursak değişim, aynılık başlığında bir öykü içeriyor. Araya büyük bir mesafe ve zaman girdikten sonra insanlar aynı kalır mı? Hele ki bu zaman zarfı içinde 4 yıllık bir süreci kapsayan tüm dünyayı çok kötü etkileyen bir savaş varken? Baş karakter patronunun evine taşınmak zorunda kalır bunu hiç ama hiç istemese de. Baş karakter önceki yaşamından dolayı lüks ortamları sevmemektedir ve patronun evinde de bu yüzden kalmak istemez ama evde bir kadın onu çok etkiler ve ona aşık olur. Bu kadın da patronunun karısıdır. Erkek bu aşkın adını koyamaz onu uzaktan sever ama bu sevgisi de karşılıksız değildir. İkili karşılıklı aşklarını ancak erkeğin çok uzaklardaki bir işe gitmesi gerektiği sırada öğrenirler. Baş karakter patronu işi ona teklif edip gitmesini söylediğinde istemese de kabul eder. Erkek kadından uzak kalma düşüncesi içinde çok kötü olur. Sonra bu işi kadına söylediğinde kadın da çok üzülür ve bu sırada duygular açığa çıkar. Büyük bir aşk yaşamaya başlarlar ama artık erkek için gitme vakti gelmiştir. Erkek çok uzaklara gider. Bu süreçte aşkları azalmaz, birbirlerine mektuplar yazarlar. Zaman öyle ya da böyle geçer. Erkeğin gitmesine artık az bir zaman kalmıştır ancak çok kötü bir olay olur. Birinci Dünya Savaşı patlak verir. Erkek ülkesine dönemez. (Savaş zamanı kitapta pek bahsedilmemiş. Bence yazar savaş üzerinden duyguları daha fazla açığa çıkarabilirdi. Hele ki yazarımız zaten savaştan çok fazla etkilenen biridir. Hatta intiharının nedenidir.) Erkek bu yüzden ülkesinden, aşkından (ama hâlâ aynı aşkı mıdır?) 9 yıl ayrı kalır. Erkek de bu süreçte evlenmiş hatta çocuğu bile olmuştur. Sonra erkek tekrardan ülkesine patronun evine uğrar. Kadınla görüşür ama artık eskisi gibi değildir ikisi de. İkisi de değişmiştir. Geçmiş düşünülür. Eskisi gibi kalmamıştır ama hiçbir şey... Kitap bu şekilde devam eder. Kısa bir özet gibi yazdım. Kitabı okuyalı biraz oldu. Yanlış yazdığım, unuttuğum şeyler olabilir kusura bakmayın. Bu fikir üzerinden kendi düşüncelerimi söylemek isterim. Evet dokuz yıldan bahsedilir kitapta, bu uzun bir süre. Bu süreçte herkes değişir. Hiçbir şey aynı kalmaz. Hele bu süreç içinde savaş varsa baştaki ve sondaki tamamen farklı iki insan olabilir. Savaş insanları çok fazla etkiler. O ölümler, katliamlar, zulümler... İnsanlar bunu bi de canlı olarak tanık oluyorlarsa değişim kaçınılmaz oluyor. Savaş olmasa da 9 yılda insan tamamen değişir miydi? Değişirdi. Değişmesi de gerekirdi bence. Biz insanlar durağan olmamalıyız. Sürekli düşünmeli, öğrenmeliyiz. Bunu yapınca da değişim kendiliğinden gelmiş oluyor. Bilgi insanı çok fazla değiştirir. Kendimden örnek verecek olursam her yeni bir şey öğrendiğimde değiştiğimi hissediyorum. Hele ki hayatımda öğrendiğim farkına vardığım öyle şeyler var ki beni tamamen farklı bir insan yaptı. Yani bu olaydan önceki ve sonraki ben tamamen farklıyız. Aynı kişi değiliz. Hatta önceki ben dediğim kişiye ben demem doğru olur mu acaba? Artık ona ben dersem şu anki halime ben diyemem. Aynı mantıkla düşünürsek hadi öncekine demedik ama şu anki halime ben dedim diyelim. Bu sefer de gelecekti halim şu anki halimden çok farklı ve aynı kişi olmadığından gelecekti halime ne derim? Asıl ben daha hiç olmadığım ve ulaşamadığım kişi olabilir mi? Gelecekteki kişi bense şu anki halim kim? Ben tam olarak kimim, neyim acaba? Bu şekilde bayağı bir soru sorulabilir bence. Saçma mı geliyor kulağa bunlar? Zihinsel olarak değişimden bahsettim. Fiziksel olarak değişim de var ama. Mesela 4 yıl önceki halimle şu anki çok farklı. Bi de şöyle bir söylenti var ne kadar doğru emin değilim. 7 yıl içinde vücuttaki tüm dokular yenileniyormuş. Hal böyle olursa 7 yıl önceki halimle şu anki halim tamamen farklı olur yani farklı bir kişi olur. Bunları toplayıp düşününce benliğime tam olarak ulaşamıyorum. Ben kimim, neyim sorularına cevap veremiyorum. Buna bir cevap versek bir saat sonra verdiğim cevaptaki özelliğimi kaybedebilirim. Siyah saçlı desem saçım dökülüp kel olabilirim ya da mutasyona uğraşıp saçımın rengi değişebilir. Bana ait fikri söylesem fikrim de değişebilir. Demem o ki değişim kaçınılmazdır. Her an bir değişim içerisindeyiz. Değişime direnmemeliyiz. Ben birkaç yıl direnmiştim ama bir faydası değil zararı oldu. Ben de kabul ettim ve tamamen değiştim. Geçmişe takılıp orada kalmak doğru değil. Hiç kimse geçmişteki gibi değil. Sürekli yenilenmeliyiz. Değişime açık olalım.
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326.8k okunma
·
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.