Ulu Orta
Seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin,
Nazlanırsın ama bir gün gelirsin.
Düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
Olsun artık diyorum ne olacaksa
Paralı asker miyim neyim ben?
Ekleyip duruyorum sabahları akşama
Ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor.
Gerçi söylenmez böyle şeyler ulu orta
Aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim.
Nasıl bir dostluk ki bu, hem kadim
Hem de mayhoş elma tadında.
Kendimi de koysam ayağımın altına
Yine de yetişemiyorum ey aşk,
Omzunun hizasına.
Çünkü bende birikiyor her şeyin tortusu.
Ayağını kaldırıyor dünya konuşurken benimle.
Budanan oğullar gibiyim sessiz ve narin
Nereye konsam geri sayım başlıyor
Kurcalıyor beni bir çırağın elleri
Ah, un ufak olsam ve desem ki
Ağzın tat görmesin hayat.
Kandırdın beni.
Sorma,
Elim kırılsın bir daha
Dokunursam güneşe.
Kıl payı kaçırılmış bir şeyin
Bıraktığı ardında neyse oyum ben.
Yaralı serçe, benim için dua et:
Gök bir kayalık gibi şimdi üstümde
Doktor Şükrü Bey'den üç ayda bir reçete.
Acıyan bir şeyim ben, buradan çok uzaklarda
Koskocaman bir hansın sen uğraşma bu çocukla
Çünkü nasıl bir şey biliyorum itin taştan korkması
Bir yastık arıyorum kuş seslerinden
Mühim değil sonrası.
Sorma,
Yangın sönseydi suyla
Denizler her akşam böyle yanmazdı.
Yakar top oynayan melekler gördüm güneşle
Büyük çiftçiler gördüm dağları biçen
Yolundaydı her şey, ben bile yolundaydım
Ama
Kıyıya vardığımda
Kendimi unuttuğumu anladım
Karşı kıyıda.
Şiirler söyledim belki duyarsın diye
Çığlığıydım içinde dilsiz bir şehzadenin
Sana seslendim durdum bu küçücük odadan
Acımı duy, sensin pusulam benim.
Ki dünya
Silinmiş bir harita gibi yabancı bana.
Sorma,
Usulca uzandığında
Bir ceset oluyorsun öpüldükçe şımaran.