Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

335 syf.
3/10 puan verdi
·
324 günde okudu
öncelikle bu kitabı bitirdiğim için ne kadar mutluyum anlatamam. senenin başında başlamışım, senenin sonunda bitiriyorum. kitap beni o kadar içine çekemedi. kitaptan baştan aşağı nefret ettim. ne kadar nefret edilebilirse o kadar ettim. karakteri ne kadar sevilemezse o kadar sevmedim. eğer lise zorbalığı hakkında bir kitap okumak istiyorsanız ama karakter genderfluid olsun diyorsanız buyrun okuyun. çünkü başka hiçbir olayı yok. tek olay ana karakter riley’in (kız mı oğlan mı olduğunu bilmiyoruz, karamter genderfluid olduğu için hiç bahsedilmemiş. kitaptaki tek güzel şey. 2. yıldızın tek sebebi bu) anksiyete atakları. atak bile diyebilir miyim bilmiyorum. belki tıp okumuyor olsam veya kendim anksiyete nedir bilmiyor olmasam anksiyete olduğuna inanabilirdim ama sanmıyorum. belki bir yerlerde anksiyetesini böyle yaşayan vardır. bu arada karakterin kız mı oğlan mı olduğunu bilmiyoruz dedim ama karakter çok yüksek ihtimal kız. öbür türlü okul üniforması giymesinin vücut dismorfi atağı geçirmesinin karakterin drama delisi olması dışında başka bir açıklama bulamıyorum. pantolon her iki cinsiyet tarafında da rahatça giyilebilir bir üniforma türü çünkü. bu arada ana karakterin kendisinin de bir noktada fark ettiği gibi insan zihni karşısında gördüğü kişi tanımlamaya çalışır. en basitinden kız mı oğlan mı, kadın mı erkek diye algılamak ister. ama bunu riley’nin beyni değil cis bir bireyin beyniyse siz homofobik olursunuz 0 karakter gelişimi, sürekli bir mağdur zihniyeti. işin komik tarafı mağdur olmadığı anlarda bile sürekli mağdur triplerinde. ayrıca cesaret mesaret zırt pırt ben mağdur olmayacağım diyip babası congressman olup da <spoiler> sexual assaulta uğrayıp sessiz kalmak, sonra sadece 1 haftada ptsd semptomlarını atlatmak apayrı bir olay. karakterin sexual assaulta uğradığı an kendi başına gece çıkıp bir yerlere gittiği zamandı. hastaneden çıktığı gibi aynı şeyi yaptığını görüyoruz. ptsd bir kere 1 aydan uzun sürer + kişi olayı ona hatırlatan deneyimlerden kaçınır. akut stres disorder bile en az 3 hafta en fazla 1 ay arasında tariflenir. riley ise hastanede 3 gün kaldı. </spoiler> bu kitaba gerçekten çok büyük beklentilerle başlamıştım, kitabın adı ilk olarak ilgimi çekmişti. arka kapaktaki tanıtım ve “am i a boy or a girl. that’s probably first thing you want to know about me” kısmı çok hoşuma gitmişti. gender fluid kavramına da uzak olduğum için empati kurabilmek ve anlamak adına bu kitabı okumak istemiştim. gel gör ki kitap sadece zorbalık üzerineydi. gerçekten riley’in durduk yere zorbalığa uğraması dışında doğru düzgün bir konu yoktu. zorbalığın kitapta olmasını bekliyordum zaten. bu ne yazık ki var olan bir durum. özellikle lgbtqi+ bireylerine bu zorbalık daha da artiyor. ama bütün kitap bunun üstüneydi. ben gender fluid’liğin tanımını wikipedia’dan bakarak da öğrenebilirim. kitaptan bundan fazlasını bekledim. yoktu. kitapta empati kurabilmek istedim. bu durumla nasıl başa çıktığını okumak, öğrenmek istedim. yoktu. ayrıca riley’i hiç sevmedim. baştan aşağı şımarık hareketleri vardı. en yakın arkadaşının kardeşine “fucked up” diyip onun anılarını parçaladı. o esnada öğrendiği bilginin yıkıcı olduğunun farkındayım ama kendisi bile sakinleşince ne kadar iğrenç bir hareket yaptığını fark edip özür diliyor sonrasında. son olarak kitap hakkında yorumlara baktığımda düşük yıldız verenler aynı şekilde lgbt+ bireyleri, yüksek verenler değil. anladığım kadarıyla komünite de kendilerini temsil ediliyor hissetmemişler. zaten hissedecekleri ne vardı? riley’nin kendisi bile cesaretini toplayamayıp ailesine, çevresine açılamamışken şans eseri anonim blogu tuttuğu için bir anda kendini lider zannedip insanlara ilham verdi? hayatımda daha kötü bir lider görmedim/duymadım. saçmalıktı baştan aşağı. bu arada keşke yazar duyduğu bir habere dayanarak kitap yazmaya kalkmasaydı keşke. olay gerçekten böyle olmuş, en sonda yazarın notunda da yazıyoru. birkaç kişiyle yüz yüze görüşmüş. sonra okuduğu haberler ve trans bireylerin bloglarına bakarak yazmış kitabı. yani totalde birkaç kişiyle yüz yüze görüşmesi dışında çok da elle tutulur bir veri toplamış sayılmaz. yani internette blog yazısı okumak ya da haber okumak birebir biriyle konuşup onunla empati kurmayı sağlamaz ki. (kitapta zaten interetten bulduğu haberleri yazdığı belliydi. size internette bulabileceğinizden fazla bir şey vermiyordu yani.) ya da keşke kitabı yazdıktan sonra verip birkaç kişiye okutsaydı, “bu kitap size kendinizi temsil edilmiş hissettirdi mi?” diye sorsaydı. cevabın bariz hayır olacağından eminim. google bilgisiyle kitap yazılıp empati kurdurulamaz çünkü. özetle, hayal kırıklığı.
Symptoms of Being Human
Symptoms of Being HumanJeff Garvin · Balzer + Bray · 20166 okunma
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.