Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

En uzun gece...
21 Aralık yani en uzun geceden selamlar sevgili kitapseverler. Okumakta olduğunuz bu yazı ne bir inceleme yazısı ne de bilimsel içerikli bir tür makale. Belki bir deneme/sohbet yazısı diyebiliriz. Konu aslında 21 Aralık temalı olsun istedim. En uzun gecenin düşündürdükleri ve aynı zamanda hissettirdikleri üzerine bir yazı… İnsan gün sona erince, güneş batınca, her yer kararınca bir şeylerin muhakemesini yapıyor kendi içinde. Adeta bir mahkeme salonu kurup kendi iç dünyasında kendini ve olayları sorgulamaya başlıyor. Ben ne yaptım? Bu şekilde davranmamın gerekçesi neydi? Haklı mıydım veya haksız mıydım? Tüm bu olanları hak ediyor muyum? gibi bu tip sorular aklımızı kurcaladıkça ve kendi içimizde dahi sorularımıza cevap alamadığımızda huzursuz olmaya başlamamız an meselesi haline gelebiliyor. Oysa, insan evrenin en karmaşık bir bilmecesi gibidir. Yeri gelir kendini bile anlayamaz insanoğlu. Adeta kendine yabancılaşır. Bu yüzdendir ki, insanın bir başkasının hal ve hareketlerine anlam verme konusunda bocalaması da anlaşılabilir bir durumdur. Olur ya, bazen kendimizi tüm kalabalıklar içinde yalnız hissederiz. Bu yeri gelir anlaşılamadığımızdan yeri gelir başka nedenlerden olabilir. Gitmez dediğimiz kim varsa arkamıza dönüp baktığımızda acı gerçek tokat gibi yüzümüze vurur gibi hissederiz ya hani işte tam bu noktada benim ilacım ya yazmaktır ya da kitapların dünyasına gitmektir. Her şey ve herkes çekip gidebilecekken sığınacak limanlara ihtiyaç duyar insan. Bu benim için yazmak, okumak ve belki de müzik dinlemektir. Yıllar önce yazılmış bir eseri bugün okuyabiliyor olmak o zamanları yaşamak, tarihin sayfalarında dolaşabilmek bir insanın ulaşabileceği en kıymetli anlardan biridir bana göre. Türk ve dünya edebiyatı klasiklerini okurken ayrı bir heyecana kapılmam bu yüzden. Aynı zamanda yazı yazmak da insanı düşünmeye sevk eden, üretkenliğini kamçılayan, duygu ve düşüncelerini anlama ve aktarma konusunda rehberlik eden bir eylemdir. Sizlere de tavsiyem bolca yazı yazın. Bu ilginizi çeken bir kitap, film, şarkı üzerine herhangi bir şey olabilir. Yakın bir zamanda bir kitap okumuştum. Kitabın adı “insanın anlam arayışı”ydı. Kitabın içeriğinden çok kitabın adı daha çok düşünmeye sevk etmişti beni. Bir insanın anlam arayışı ne olabilirdi? Anlama verdiğimiz değer ne olmalıydı? Bu bir taraftan insanın varlık sebebini sorgulamasıydı bana göre. Sonra soruma kendimce bir yanıt buldum. İnsan bu evrende bir iz bıraktığı kadar yaşar ve bu yüzden insanın amacı bu dünyada kalıcı eserler bırakmak üzerine olmalıydı. Yazma eylemi de bu nedenle ayrı bir öneme sahiptir benim için. Kendimizi yazıya dökemediğimiz zamanlarda ise duygu ve düşüncelerimizi bazen bir şarkı sözlerinde de bulabiliriz. Bize hitap eden bir şarkıyı dinledikten sonra duygu yoğunluğu yaşamamız da bu yüzdendir. Şarkıda kendimizi bulmamızdır. Bazen bizi anlamayan birçok insan varken adeta o şarkı bizim iç sesimiz olup tüm dünyaya bizim adımıza haykırıyordur. Sözün özü insan anlaşılabildiği yerde mutlu ve huzurludur. En uzun geceden tüm okurlara umutlu ve mutlu yarınlar diliyorum.
·
164 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.