Millet ve Tarih Şuuru kitabından bir alıntısını #189878518 okurken, aklıma alttaki yazı içeriği geldi, bu flatformu facebook veya twitter'a döndürmek doğru olmayabilir.
Ancak; Günümüzde olanlara bakıp olan haksızlıkları hukuksuzluk ve keyfiyetlere göz yummakta insani bir tutum ve davranış olmadığı düşüncesindeyim.
Gelelim yazıya...
Köpeğin vasiyeti ve kadı efendi!
Zamanın birinde adamın biri, Müslüman mezarlığına ölü bir köpeği defnetmiş. Görenler onu, zamanın Kadısına şikayet etmiş.
Kadı adamı çağırıp ve işin doğrusunu sormuş...
Adam
-“Doğrudur, öyle yaptım, çünkü; köpeğin bana vasiyeti böyleydi, onun vasiyetini yerine getirdim” dedi.
Kadı:
-“Sen bizim aklımızla
alay mı ediyorsun” diye çıkıştı.
**
Adam:
-Hayır efendim, aynı zamanda bana,
“Kadı ya da 10 bin dirhem vermemi vasiyet etti” dedi.
**
Bunu duyan Kadı:
-“Rahmetli köpeğin ölümü bizi fazlasıyla üzdü” dedi.
İnsanlar, Kadı’nın değişen bu tavrına hayret ettiler.
**
Kadı onlara
-“Bu durum sizi hayrete düşürmesin, bu köpeğin geçmişini araştırdım,
Ashab-ı Kehf köpeği (Kıtmir)’in soyundan geldiğini keşfettim” diye cevap verdi…
**
-Bugün çok kimsenin hali budur... Bazı insanların; değerleri, duruşları, rağbetleri ve maslahatları menfaâtleri çerçevesinde değişir. Batıllarına; Hakk elbisesi giydirerek ve sureti haktan görünerek sunmaya çalışırlar...
**
Önemli olan adalet çizgisinden sapmadan her dönem adam kalabilmektir. İsteyen herkes yaşadığı dönemi adamı olabilir. Hikayedeki kadı efendi gibi fırıl fırıl dönebilir. Üç kuruşluk menfaat için kendi karakterini ve mesleğini de peşkeş çekebilir…
Ama her dönem adam kalmak, bir adamlık, bir karakter meselesidir... Mesele; sadece adam olmak değil bu kadar pisliğin ortasında adam kalabilmektir. Kişiliğinden, karakterinden taviz vermeden insan öğüten yel değirmenine karşı durabilmektir..
**
İbrahim Büyükeken
Milliyet