Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İşte size adamotu kökünü sökmede en sofistike önlem tavsiyesi, ama önce nasıl yetiştirileceğine dair bir kelam. Pek çok insan, Zümrüdüanka gibi mitsel yönünü bilir fakat botanik dünyasında adı Mandragora ofoicinarum var vernalistir ve Yunanistan'da, Doğu Akdeniz'in her yerinde ve Kuzey Afrika'dan İspanya'ya uzanan kuşakta vahşi doğada yaşar. Kadim şifacıık kitaplarındaki çizimler onları hiç görmemiş olan sanatçılar tarafından yapılmıştır. Bu nedenle akıbetleri hayvan kitaplarındaki gergedan veya deve çizimlerininkiyle aynıdır. Gerçekte yerle neredeyse aynı düzlemde kocaman bir rozet şeklinde büyür, uzun yaprakları, çok kısa sapları, mavimsi mor kap şeklinde, mis kokulu çiçekleri vardır. Çiçeklerin ardından gelen meyveler rozetin ortasından çıkar, renkleri sarıdır ve küçük bir domates boyutundadır. Ortalama bir damak tadına göre değildir pek ancak mahalle çocuklarının damak tadına uyuyor olsa gerek, zira göz bebeklerinin büyümesine ve baş ağrısına neden olsa da aşırı miktarlarda yemeyi severler. Yumurcaklar normalde meyveyi yiyip çekirdeklerini tükürürler. Bunlar yutulursa geçici bir delilik hali yaratabilir, ardından katatonik bir uyku gelebilir ama bunların hiçbiri ölümcül şeyler değildir. Adamotu tohumları ve kökü eski zaman hekimleri tarafından uyku ilacı olarak yaygın şekilde kullanılırmış. Bu arada Borgia tarzı eğilimlere sahip olanlar da zehir niyetine kullanırmış (tabii zehri çaktırmadan vermek zordur çünkü "çaya karıştırın tadı fark edilmez" türden bir bitki değildir, ayrıca şarap tadımı gibi sofistike damak tadına sahip kimselere de yutturamazsın. Öte yandan adamotunun başlıca ticari değeri hep tılsım olmuştur. Kökler çok derinlere uzanır, kesinlikle bir buçuk metreye kadar gidebilir. Antik Yunan'da, kazdığınız adamotu çukuruna düserseniz doğrudan Hades'i boylayacağınıza inanılırdı. Genelde bu işe girişince bitkinin etrafına bir halka çizilmesi tavsiye ediliyor, bazı uzmanlar da fildişi veya boğa boynuzu kullanın diyor. Bazıları da üç ay boyunca aralıklı olarak toprağa, "gönlünü almak için" bol bal şarabı (bir ölçü bala sekiz ölçü su karıştırılıp kaynatılır) dökün diyor. Muhtemelen bu işlem işi kolaylaştırır, fakat bu yapılmışsa kök demir içermeyen bir aletle sökülmelidir. Köke zarar vermemek için azami dikkat gösterilmelidir çünkü karşınıza bir erkek veya kadın boyutunda bir şey çıkacaktır. Bir de bu iş gün batımında yapılmalıdır. Son hareket çok şiddetli olmazsa, insanı taşa çeviren o korkunç çığlık gelmez. Ayrıca kökün üst kısmına bir köpek bağlamanız tavsiye olunur, böylece kökü çıkarırken ortaya çıkacak şeytan köpeğe girer. Bazı otoriteler karmaşık efsunlar gerekir der, bazılarıysa "Aziz Ermişlerin Tanrısı adına" demenizin yeterli olacağını ifade eder. Sonra ortaya çıkan çukur tatlı meyvelerle doldurulmalıdır, yoksa orada bir daha asla bir şey yetişmez. Yazık olur çünkü doğal habitatı, güneye bakan, mümkünse iyi ışık alan, kolay sökülebilmesi için kumlu bir topraktır. Köke gereken tüm saygı gösterilmeli, bir kefene sarılarak saklanmalıdır, çünkü bazılarına göre adamotu insanoğlunun gerçek Türlerin Kökenidir. Paracelsus buna itiraz eder, öte yandan bir insan veya en azından bir homunculus ondan beslenmiş olmalıdır diye düşünür.
Sayfa 91 - Alef YayıneviKitabı okudu
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.