Gönderi

PEYGAMBERİMİZİN İSLÂM DİNİNE ÂŞİKÂRE DAVETİ
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) peygamberliğinin ilk zamanlarında, insanları İslâm’a daveti gizli idi. Hattâ namazda Kur’ân-ı Kerîm sesli okunmazdı. Sonra, “Sana emrolunanı (hiçbir şeyden çekinmeyerek) beyan et. Memur olduğun şeyi âşikâr et.” meâlindeki Hicr Sûresi’nin 94. âyet-i kerîmesi nâzil olunca, Resûl-i Ekrem (s.a.v.), halkı açıktan davete ve Kur’ân-ı Kerîm’i sesli okumaya başladı. Daha sonra putlara tapmanın şirk ve dalâlet olduğunu bildiren ve yalnız Allâhü Teâlâ Hazretlerine ibadet olunmasını emreden âyetler nâzil oldu. Bu ise Kureyş’e ağır geldi. O vakte kadar Resûl-i Ekrem’den yalan çıkmadığını hepsi bilip her sözüne inanırlar iken, bu husûsta inanamadılar ve her ne kadar mucizeler gösterdiyse de iman etmediler. Artık Hazret-i Allâh’ın hidâyeti kendisine erişenler, iman ile müşerref olup Resûlullâh’ın Sahâbesi oldu. Diğerleri Resûl-i Ekrem’e (s.a.v.) düşmanlık etmek üzere birleşti. Kureyş’in önde gelenleri toplanıp, hepsinin büyüğü olan Peygamberimizin amcası Ebû Tâlib’in yanına vardılar. “Kardeşinin oğlu, bizim dinimize karışıp taarruz ediyor. Babalarınız ve dedeleriniz de dalâlette idi, diyor. Ya onu bundan alıkoy yahut onu himâyeden vazgeç.” dediler. Ebû Tâlib, onları tatlı dil ve yumuşak söz ile savuşturdu. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) de evvelki gibi halkı davete devam etti. Bu ise Kureyş’in ağırına gitti. Tekrar toplanıp Ebû Tâlib’in yanına vardılar. “Artık bu hâle sabır ve tahammül edemeyiz. Ne olacak ise olsun. Bari iki taraftan biri telef olup da diğeri rahat üzere kalsın. Eğer sen Muhammed’den vazgeçmez isen biz senden ayrılırız.” dediler. Ebû Tâlib, işin biraz daha güçleştiğini anladı ve Resûl-i Ekrem’e açıkça “Artık seni himâye edemeyeceğim.” diyemediyse de söylediği sözlerden o mana anlaşıldı. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), buna çok üzüldü. Hattâ mübarek gözlerinden yaş geldi ve “Ey babam yerinde olan amcacığım! Ben, Allâhü Teâlâ Hazretleri tarafından teblîğe memurum. Onun emrini yerine getirmeye mecburum. Onlar her ne yaparlarsa yapsınlar, ben bundan vazgeçmem!” buyurdu ve hemen kalkıp yanından ayrıldı. Ebû Tâlib her ne kadar imana gelmemiş ise de Resûl-i Ekrem’i (s.a.v.) öz evladından fazla sever, her şekilde himâyesine itina ederdi. Resûl-i Ekrem’in öyle mahzûn olarak kalkıp gitmesi, Ebû Tâlib’e pek tesir ettiğinden hemen arkasından çağırdı ve “Sen vazifeni yap. Ben sağ oldukça onlar sana bir şey yapamazlar.” diyerek teminat verdi ve bu manada birkaç beyit söyledi. Gerçekten Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) himayesi husûsunda da sebât gösterdi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), peyderpey (birbiri ardınca ve tedrîcen) nâzil olan âyet-i kerîmeleri okuyarak halkı hak dine davet ettikçe, diğer amcası Ebû Leheb arkasından dolaşır ve “Muhammed, sizi ata ve dedelerinizin dininden döndürmek ister. Sakın aldanmayınız ve onun sözüne inanmayınız.” derdi. Ebû Leheb’in zevcesi Ümmü Cemîl de kocası gibi eliyle ve diliyle Resûl-i Ekrem’e (s.a.v.) eziyet verirdi. Hattâ dikenler toplayıp gece Resûl-i Ekrem’in geçeceği yollar üzerine saçardı. Şuarâ Sûresi’nin, “Pek yakın akrabanı Allâh’ın azâbı ile korkut” meâlindeki 214. âyet-i kerîmesi nâzil olunca Resûl-i Ekrem (s.a.v.), hemen Harem-i Şerîf’e gitti ve Safâ Tepesi üzerine çıkıp kavmini davet etti. Hâşimoğullarının hepsi gelip Resûl-i Ekrem’i dinlemek için orada toplandılar. Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem: “Eğer, şu dağın ardında bir düşman var, sizin mallarınızı yağma etmek için gelmiş, desem inanır mıydınız?” diye sordu. Hepsi “Evet” dediler. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), “Öyle ise ben sizi önünüzdeki kıyamet gününün azâbıyla korkutmaya memurum. İman ediniz.” buyurdu. Başta, amcası Ebû Leheb kızdı ve “Bizi bu söz için mi çağırdın?” diye çıkıştı. Bunun üzerine Tebbet Sûresi nâzil oldu. Daveti kabul etmeyen müşrikler, fırsat buldukça Peygamber Efendimizi (s.a.v.) incittiler. Lâkin amcası Ebû Tâlib’in himâyesinde olduğundan başka bir şey yapamadılar. Ebûbekir (r.a.) Hazretlerinin aşireti kalabalık olduğundan ona da bir şey diyemediler. Ama diğer müminlere türlü eziyetler ettiler ve onları İslâm dininden döndürmeye çalıştılar.
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.