Hans Fallada nın döneme farklı 1bakış açısı sunarak dönem içi zulümlerde toplum içindeki baskının çok tanıdık ve içimizden hissederek okurken dönem dönem yaşanan korkuları ve bastırılmaları anlatırken sanki yaşananların çok tanıdık durumlar olduğunu insan farkediyor, yani hep diyorum dönemler değişir, yapılan zulümler değişmez, sadece yöntemler değişir... Yahudi olayları içinde Alman halkının yaşadıklarına ayna tutan kitap konuyu, Alman tarafından anlatmasıyla beni ekstra etkilemiştir, yazdığı tüm cesaret isteyen gerçekleriyle... Gerçek 1hikayeden esinlenen Hans Fallada'nın "Herkes Tek Başına Ölür" kitabı, sıradan 1adamın Nazi yönetiminin zulmüne meydan okuma kararlılığının sürükleyici hikayesidir.1940 larda Berlin... Şehir ve sakinleri!!! korku dolu, zira dönem Almanya'sı içinde Nazi yönetimi altındaki kişilerin farklı şekillerde yaşamaya çalışmaları, zorbalık yapan Hitler yanlıları (en büyük tek gerçek o cinsinden ilahlaştırılarak) Persickes, Fromm ve diğer tarafta alçakgönüllü çift Otto ve Anna Quangel... Konusu, Quangel'ların oğullarının Fransa'da savaşırken öldürüldüğü haberini almasıyla sessiz varoluşları içindeki şokla, sessiz 1başkaldırı kampanyasına başlarlar. Evli çift Quangel'ler ile hırslı Gestapo müfettişi Escherich arasında yakalama ve yakalanma güdüsü içinde 1kovalamaca başlar. Başka suçlularla da karışan kurgu içinde aldatma, ihanet ve cinayet baş gösterince işler iyice sarpa sarar değişmeyen acı gerçeklerle... Aman başıma birşey gelmesin denilen 1donem içinde, zaman kavramının sorgulandığı, en yakın dediklerimiz de bile kötülüklerin arttığı, korkunun ortalıkta hep var olduğu insanın kendisinden bile şüphe ettiği, bilmenin ağır geldiği, "ülke insanlarının yarısı öteki yarısını içeri atıyor, yok ediyor" dediği kısım yaşananların nekadar acı olduğunu gösterirken, yine de ortada 1onurlu duruş, iyi niyet ve sevgi ile umudumuzun 1nebze taze kalmasına neden oluyor... Alman halkının, gestapo, SS mensuplarının gözünden anlatan "Herkes Tek Başına Ölür" dönem Almanya'sının içinde bulunduğu şartlar ve kişilikler üzerine derin konuların işlendiği güzel 1kitap. Sonunda gözlerim dolmuş içim acımış olsa da akıcı dili, sade anlatımıyla çok severek ve birliktelik-hayaller kısmında özellikle üzülerek okudum... Herkese sağlıklı mutlu huzurlu keyifli okumalar dilerim... Herkes yazarla mutlaka tanışmalı, her kitabı ayrı güzel olan yazarın otobiyografik özellikleri ile

Ayyaş kitabı da yazarı tanımak adına iyi 1başlangıç olur. Söylendiği gibi okuduklarım arasında en güzeli "Herkes Tek Başına Ölür" kitabıdır. Külliyatını bitirmek istediğim yazarlar arasında olup, okumaya devam edeceğim yazarı***