Jorge Luis Borges :
“Yazmaktan vazgeçemem. Şunu her zaman anladım ki, benim kaderim bir okur ve ileriyi düşünmeden bir yazar olarak hep edebiyata dönük oldu. Ben acil bir soruna, bir iç gerekliliğe cevap vermek için yazarım.”
Necib Mahfuz :
“Bu soruya bir cevap bulmak için geriye dönmem gerek. Niçin yazmaya koyuldum? Zevk için... Karanlık gücü hoşnut etmek için… Dıştan gelen hiçbir şey beni buna itemezdi. Daha sonra, bu yazma isteğine yeni nedenler eklendi. Bir ağırlıktan kurtulma arzusu… Bir büyüklüğe sahip olma… Eser karşılığında para alma... Bir araştırma boyunca hazırlanan ilkeleri başkasına gösterme… En basitinden, okunma arzusu. Bugün artık yapmak ile yazmak arasında bir ayrım yapamıyorum.”
https://1000kitap.com/yazar/Isaac-Asimov :
“Hangi nedenle nefes alıyorsam o nedenle yazıyorum, çünkü eğer bunu yapmazsam ölürüm.”
Norman Mailer :
Bence bu soruya verilmiş en iyi cevap, Jean Malaquais'ye ait. Bir gün öfkeyle, kendisine niçin yazdığım sormuştum. Sanki yazmama fikrini anlaşılmaz buluyormuş gibi şaşırarak, "Niçin mi?" diye bağırdı. "Çünkü, dedi, bu benim için gerçeği keşfetmenin tek biçimi."
Milan Kundera :
“Gülünç bir hayal olsa da, kimsenin söylemediğini söylemek zorunda olduğumuz için yazdığımıza inanırız. Kimsenin söylemediğini söylemek, herkesin söylediğinin tersini söylemek anlamına gelir.
Demek ki yazmak, tersini söyleme zevkidir; herkese karşı tek başına olma mutluluğu, düşmanlarını kışkırtma ve dostlarını kızdırma zevki.”
Alain Robbe-Grillet :
“Otuz beş yıldır roman yazıyorum. Hâlâ da nedenini bilmiyorum.”
Michel Tournier :
“Niçin yazıyorsunuz? Bu soruya Balzac şöyle cevap vermişti: Zengin ve ünlü olmak için. Bazıları da muhakkak şöyle cevap vereceklerdir: Çünkü bu, ruhsal dengem için gerekli bir şey ve yayımlamam gerekmese bile yazardım. İşte iki uçta iki cevap. Bense şöyle söyleyeceğim: Okunmak için.”
Umberto Eco :
“Yazdım; çünkü çocuklarım büyümüştü ve artık kime hikâye anlatacağımı bilemiyordum.”
Adonis :
“Tanrı'nın söylediği ve yazmadığı şeye yankı olsun diye yazarım.”
Carlos Fuentes :
“Çünkü bu, yapmayı bildiğim ender şeylerden biridir.”
Heinrich Böll :
“Yazmayı seviyorum, bu benim için bir çeşit inşa etme sevinci. Konu, içerik ve mesaj benim kuşağımın yaşadığı şeylerle bağlantılı, bütün bunlar sanki bahşedilmiş bana; içerik hep bir armağan gibi veriliyor. Yazmak; her şeyden önce bir şey yaratma arzusudur yalnızca.”
Lawrence Durrell :
“Kendimi kollamak için. Aptalca bir soruya aptalca bir cevap. Evet: kendimi kollamak için.”
William Golding :
“Böyle bir soruya nasıl cevap verilebilir? Bir zamanlar, gençken, herhalde bunun mümkün olduğunu sanmışımdır. Ama son elli altmış yıl içinde, herhangi bir konuda kesin bir cevap bulmak benim için giderek güçleşti. I am sorry.”
Graham Greene :
“Zorunluluktan. Bir çıban çıktıysa, olgunlaştığında sıkarım.”
Iris Murdoch :
“Yazıyorum, çünkü seviyorum bu işi; çünkü büyük sanatı seviyorum, ona bir ayin düzenliyorum ve çünkü güzel sanat eserleri üretmek istiyorum.”
Friedrich Dürrenmatt :
“Bu, soruların en zoru. O kadar zor ki, hep bir şakayla cevaplanır. Yazıyorum, çünkü ressam değilim. Bu benim için garip bir soru; kırmızı bir balığa "Niçin yüzüyorsunuz?" diye sormak gibi bir şey. Yazıyorum, çünkü yazarım.”
Max Frisch :
En basit cevap Faulkner'ınki: “Hayatımı kazanmak için.”
George Orwell :
Geçimini sağlama gereksinimini bir kenara bıraktığımızda yazmayı (en azından nesir yazmayı) sağlayan dört temel dürtü vardır:
1- Katıksız egoizm : Zeki görünme, hakkında konuşulma, ölümden sonra hatırlanma, çocukluğunda kendisini hakir gören yetişkinlerden intikam alma vb. arzular. Bu dürtü yokmuş gibi davranmak saçmalıktır.
2- Estetik coşku : Dış dünyada ve diğer yandan sözcüklerde ve sözcüklerin doğru bir şekilde düzenlenmelerinde güzelliğin algılanması. Şu ya da bu sesin etkisinden, iyi nesrin sertliğinden ya da iyi bir hikâyenin ritminden zevk duymak. Kişinin değerli bulduğu kaçırılmaması gerektiğini hissettiği bir deneyimi paylaşma arzusu.
3- Tarihsel itki : Şeyleri oldukları gibi görme, gerçekleri bulma ve gelecek nesillerin kullanımı için saklama arzusu.
4- Politik amaçlar : “Politik” sözcüğü mümkün olan en geniş anlamda kullanılarak. Dünyayı belirli bir yöne götürme, diğer insanların uğrunda çabalamaları gereken toplumun nasıl bir şey olduğu hakkındaki fikirlerini değiştirme. Bir kez daha söylüyorum: Hiçbir kitap politik eğilimlerden bağımsız değildir. Sanatın politikayla hiçbir ilgisinin olmaması gerektiği fikrinin kendisi de politik bir tutumdur.
* Hangi dürtülerimin daha güçlü olduğunu kesin olarak söyleyemem, fakat hangilerinin peşine düşülmesi gerektiğini biliyorum. Ve dönüp eserlerime baktığımda, politik bir amacım olmayınca hep ruhsuz kitaplar yazdığımı ve ağdalı pasajlara, anlamsız cümlelere, süslü sıfatlara ve genel olarak saçmalığa kapıldığımı görüyorum.
··
1 plus 1
·
400 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.