Gönderi
Arkadaşımın tavsiyesiyle alıp okudum çok ağlamış okurken ben pek sebep bulamadım:) Nedenine gelince Üslubu akıcı fakat edebi yönden baya zayıf bir kitap okudum. Betimlemesiz , üstten geçilmiş, baştan savma bişey okudum Bu kadar kısa sürede bitirmemin sebebi akıcılığı, beni kendine çekmesi, ya da sonunu merakımdan olmaması üzücü oldu. Ele alınan konu aslında o kadar önemli ki bu kadar basite indirgenmesine katlanamadan, zaman zaman da sinirlenerek okumak canımı sıktı. Istanbul'lu burnu havada, kendini beğenmiş , ablasının durumunu dahi kınayan, burun kıvıran, sırf Diyarbakır'lı Haşim'in görüntüsünden, zenginliğinden etkilenip, merakından bir evlilik yolculuğuna çıkmış , özgürlükçü , devrimci ruhlulukla alakası olmayan , hayal dünyasında yaşayan bir karakter gibi gösterilmiş Piraye . Nazımın Pirayesi de değil, arka kapaktaki yazıyla da ilgisiz okuduğum piraye ne devrimciydi, ne özgürlükçü karakteri bu durumda göstermeleri gülünç . Töre, gelenek görenek, kumalık, evlilikte aile baskısı ..Hala böyle şeylerin bu kadar basite indirgenebiliyor olması, Bu derece önemli konuların böyle bir çocuktan dinleyip yazmak gibi kaleme alınması tuhafff .. Piraye'nin unuttugu tek sey 'Evlenince aileler de evleniyor' cümlesi. Ailesine hiçbir şekilde söz geçiremeyen bir adam , pısırık , konu aile olunca ne ağalığı kalıyor ne beyliği . Ve tabiki erkek tarafının saçma sapan töre, gelenek , kuma gibi kavramları ...Pirayenin yeniden İstanbul'a dönmesi , hayatı, çocugu için çabalaması dışında hiçbişeyini sevmedim , okurken ağlayanları anlayamadım, ağlanacak açıklıkta bir edebi değeri yok kitabın çünkü baştan savma , üstten geçiş. Haşimin ölmesi dışında . Canan Tan'ın şu ana kadar okuduğum hiçbir kitabında karakterlere bu kadar ayar olduğumu hatırlamıyorum. Özür diliyorum, Yine de okuyacaklara keyifli okumalar diliyorum :)
·
582 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.