Öncelikle Dostoyevski okuyabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bana insan psikolojisi hakkında çok şey öğretiyor. Okuduğum tüm kitaplarında çok doğru ve yerinde tespitler yapıyor. Şimdiye kadar katılmadığım bir tespiti olmadı hiç. Budala, Dostoyevski'den okuduğum on üçüncü kitap. Bu kitapla birlikte kendimi Dostoyevski külliyatını büyük ölçüde bitirmiş sayıyorum. Aslında, artık Dostoyevski'den ilk kez okuyacağım çok az eser kaldığı için, kitabı her gün bir ya da iki bölüm olacak şekilde yavaş yavaş ve anlayarak okumaya çalıştım. Yine de anlamakta en çok zorlandığım Dostoyevski kitabı Budala oldu. Ileride, insan psikolojisini daha iyi anlamaya başladığımda, kitabı tekrar okumayı düşünüyorum. Kitapta kafamda oturtamadığım çok fazla kısım oldu. Aşk üçgenindeki karakterlerin hepsi problemli ve hasta. Neden bu kadar hasta oldukları da kitapta düzgün anlatılmıyor bence. Evet, prens budala diyelim, neden bu kadar budala olmuş. Sara hastası olmadan önce, İsviçre'ye gitmeden önce tam olarak ne yapıyordu ( bu kısımdan bahsedildi fakat çok kısa tutuldu) Ana karakterlerin geçmişine daha fazla yer verilmeliydi bence. Mesela Nastasya, ilişkileri dışında, sadece kendi geçmişinden çok az bahsedildi. Hikaye uzun tutulmuş, neredeyse Karamazov Kardeşler kadar uzundu, fakat olayların işlenişi Karamazov Kardeşler kadar güzel ele alınamamıştı. Aglaya'nın annesi dışında hiçbir karakterde mantık bulamadım. Ana karakterlerin yarısından fazlasının psikolojik sorunları yansıtılmasına rağmen, bence problemler biraz havada kalmış. Kendi içinde tabii ki bir başyapıt, fakat diğer Dostoyevski romanlarıyla kıyasladığımda 8/10.

BudalaFyodor Dostoyevski · Mavi Çatı Yayınları · 201625bin okunma

·

36 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.