Gönderi

144 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 30 hours
Jacques Ranciere
Jacques Ranciere
,
Cahil Hoca
Cahil Hoca
adlı kitabında, bir başka Fransız yazar Joseph Jacotot'un Belçika'da Fransız edebiyatı okutmanı olarak Telemak adlı bir kitabın iki dilli bir baskısı üzerinden, öğrencilerinin kendi kendilerine Fransızca'yı öğrenmesine kılavuzluk etmesini anlatmakta ve bu şekilde, "zekaların eşitliği" düşüncesi üzerinde durmakta. Bu bağlamda, Cahil Hoca'da, yazarın ağırlıklı olarak Jacotot'un eğitim felsefesine dair yorumlarını, Fransız eğitiminin tarihsel süreç içinde eleştirel bir bakışla değerlendirmesini buluyor okuyucu. Kitabın içeriği ve yazarın üslubu
John Taylor Gatto
John Taylor Gatto
'nun
Eğitim: Bir Kitle İmha Silahı
Eğitim: Bir Kitle İmha Silahı
adlı kitabını anımsattı. İçeriğe ve yazarın savlarına dair somut ya da subjektif bir değerlendirme yapamayacağım. Bunun birinci nedeni olarak bir eğitimci olmayışımı ve kitabın ağırlıklı olarak yer verdiği Fransız eğitim sisteminin tarihsel gelişimini çok iyi bilmeyişimi ifade edebilirim. Bir diğer ve en az o kadar önemli sebebi ise Cahil Hoca'nın editoryal niteliği. Bu bağlamda, çeviri için olumsuz bir şey söylemem pek mümkün değil ama konuya hâkim bir eğitimcinin bu kitabı baskı öncesinde editör notlarıyla zenginleştirmesini, daha anlaşılır kılmasını tercih ederdim. İletişim Yayınları'nın Cemil Meriç eserlerine yaptığı gibi. Umarım ya mevcut yayınevi ya da aynı kitabın yeni baskılarını yapacak diğer yayınevleri bu ihtiyaca yönelik bir yayım politikası izler. Mevcut baskıda, bu yöndeki tek çaba, içeriğe dair ilave açıklamadan ziyade, çeviride kavramların yerelleştirilmesi olmuş. Çevirmenin bu konuda başarılı olduğunu söyleyebilirim. Zira, kitap içinde telaffuz edilen Da Vinci'nin "Her şey, her şeyle bağlantılıdır" sözünden yola çıkarak, Fransız eğitim sistemine ve entelektüel tarihine yabancı okuyucuların kavramları ilişkilendirebilmesi editoryal takviye vasıtasıyla sağlanabilseydi, Cahil Hoca belki de bir https://1000kitap.com/kitap/beyaz-zambaklar-ulkesinde--300184 kadar popüler ve faydalı olabilirdi. Yine de, herşeye rağmen, bu kitabın eğitimciler, ulusal eğitim politikalarının belirlenmesinde düşüncesi, söylenecek sözü ve karar verme yetkisi olanlar ve eğitim konusuna ilgi duyan diğer okuyucular için, okunmaya değer önemli, değerli ve ışık tutucu bir çalışma olduğunu düşünüyorum. ***************************************************** Aşağıda, kitaptan önemli alıntılara yer verilmiştir. "Hocanın (eğitimcinin) sırrı öğretilen konu ile öğrenecek özne (öğrenci) arasındaki mesafeyi, aynı zamanda da öğrenme ile anlama arasındaki mesafeyi bilebilmesidir. Açıklayan kişi, mesafeyi ortaya koyan ve ortadan kaldırandır; mesafeyi kendi sözü içinde ortaya serip eritendir." "Hafıza ile zekâ, tekrarlamak ile bilmek ayrı şeylerdir. Teşbihte hata olmaz; bir içerik vardır bir de biçim." "Mesele bir zekâyı kendisine ifşa etmektir." "Cahil birinin bir kez yaptığını bütün cahiller her zaman yapabilir. Çünkü cehalette hiyerarşi yoktur. Cahillerle bilginler ortak ne yapabiliyorlarsa işte ona "haddizatında zeki varlığın gücü" adını verebiliriz." "Söz konusu olan, çocuk eğitimine dair reçeteler değil felse­fe ve insanlıktır. Evrensel eğitim öncelikle benzerin evrensel doğrulamasıdır; bütün özgürleşmişler, kendini başkalarına benzer in­sanlar gibi düşünmeye karar vermiş herkes yapabilir bunu." "İnsanlar birbirini eşit görseydiler eğer, anayasa kısa sürede yapılırdı. İnsanların eşit olduklarını bilmiyoruz, doğ­ru. Belki eşit olduklarını söylüyoruz. Bu bizim kanımız ve, bizim gi­bi inananlarla birlikte, bunu doğrulamayı görev biliyoruz. Ama bu belki'nin insan toplumunu mümkün kılan şey olduğunu biliyoruz." "Toplumsal düzene hükmedecek biricik şey uzlaşımdır." "Dikkatsizlik öncelikle tembelliktir, çabadan geri durma arzusudur. Ama tembellik de bedenin uyuşukluğu değil, ken­di kudretini küçük gören bir zihnin giriştiği edimdir (eylemdir). Akla uygun ile­tişim, kendine saygı ile başkalarına saygının eşitliği üzerine temel­lenir." "İradeyi yoldan çıkaran zenginlik veya mal mülk sevdası değil, eşitsizlik sancağı altında düşünme ihtiyacıdır." "Toplumsal kötülüğün kaynağı "Bu benim!" diyen kişi değil, "sen benim eşitim değilsin,"demeyi ilk akıl eden kişidir." "Kastların olduğu her yerde "üstün olan", aklını aşağı olanın yasasına teslim eder. Filozoflardan oluşan bir meclis, kendi akıldışılık ekseninde, herkesin akıldışılığı ekseninde savrulan atıl bir cisimdir. Eşitliksiz toplumun kendi kendini anla­maya, kendine doğal birtakım temeller bulmaya çalışması yararsız­dır." "Ancak insanlar arasında eşitlik olur, yani birbirini akıl sahibi varlıklar olarak gören bireyler arasında. Siyasal kurmacada yaşayan yurttaşsa eşitsizlik diyarına düşmüş insandır." "Mesele bilgin ye­tiştirmek değil, kendilerini zeka bakımından aşağı sananları ellerinden tutup çürüdükleri bataklıktan çıkarmaktır. Bahsedilen de ceha­letin değil, kendini küçümsemenin, akıl sahibi yaratığı bizatihi kü­çümsemenin bataklığıdır. Mesele özgürleştirilmiş ve özgürleştirici insanlar yetiştirmektir." "Aptallaştırma temelsiz bir batıl inanç değil, özgürlük karşısında duyulan korkudur; rutin olan cehalet değil, sırf komşunun kudretsizliğine tanık olma zevki için kendi kudretlerinden feragat eden insanların korkaklığı ve kibridir. Özgürleştirmek yeter." "Aşırı bir coşkuyla hayran olmak küçük zihinlere özgüdür; ama ölçülü biçimde övmek veya kınamakla onlar -tarafsızlık şöhreti edinmenin yanı sıra- hakkında yargıda bulunduklarının üzerinde bir yere yerleşiyorlar, onlardan daha değerli oluyor, iyiyi bilgece vasattan ve kötüden ayırıyorlar." "Öğretimin kusursuzlaştırılması (demek ki) öncelikle "yular"ın daha doğrusu "yuların yararı tasavvuru"nun kusursuzlaştırılmasıdır. Sürekli pedagojik devrim, açıklama kurumunun rasyonelleştiği, meşrulaştığı ve böylece Eski Yöntem'in ilki ve kurumlarının bekâsının sağlandığı normal rejime dönüşür." "Kitlelerin öğretimi mutlak yönetimleri tehlikeye atar. Kitlelerin cehaleti ise cumhuriyet rejimlerini tehlikeye sokar, çünkü meclis tartışmaları yapılıyor olabilir ama kitlelere haklarını bildirmek için kitlelerin bu hakları bilip icra etmeleri beklenemez. Ne zaman ki bir halk haklarını bilir, artık onu yönetmenin tek yolu vardır: öğretim vermek." "Eski Yöntem okulları, üniversiteleri ve konservatuvarları kendine saklar; öbürlerine bröveden başka bir şey vermez; "Çok bile" der onlara, onlar da inanırlar."
Cahil Hoca
Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,329 okunma
··
150 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.