Laikliğin doğuşu kilise yüzündendir. Kilisenin yobazlığı batılı insanı din dışı devlet düzeni aramaya ve öyle bir düzende devlet kurmaya itmiş. Bunun sonucunda laik devlet düzeni ortaya çıkmıştır. İslamdaki tefekkür anlayışı kilisenin tefekkürü aforoz eden anlayışına terstir. Bu iki dinin arasında bir uçurum vardır. Batılı insanı akıllarını kullanmaya ve materyalist düşünceye iten hristiyanlığın çelişkileridir. Rönesansla kilisenin birçok dogması yıkılmasına rağmen islam karşıtlığı aynen aktarıldı. Kiliseden geriye kalan yegane unsur islam karşıtlığı. Rönesans islamın etkisiyle değil, islamla daha iyi mücadele edebilmek için ortaya çıkmıştır. Kitabın ilk bölümünün özeti kısaca bunlar. Burada genel olarak kiliseyi kötülüyor ama islamın öyle olmadığını söylüyor. Bu bölüm kabul edilebilir. Lakin kitabın sonraki bölümlerine aşırı bir gerici düşünce hakim. Öncelikle Osmanlı'nın yıkılmasının tek sebebini tanzimattan(1839) sonra başlayan batılılaşma isteği gibi gösteriyor. Lakin her aklı başında insan bunun böyle olmadığını bilir. Bunun tam tersine Osmanlı batıdaki bilimsel gelişmelere ayak uydurmadığı için gerilemiş ve bunun üstüne gelen keyfine düşkün padişahların önlem almaması nedeniyle borçlanarak zamanla çökmüş en son ise 1. Dünya Savaşı'nda yıkılmıştır. Yazarımız kültüre çok önem veriyor ve korunması gerektiğini savunuyor. Bu nedenle batıdan aldığımız kıyafet, şapka gibi inkılaplardan dolayı rahatsızlık duyuyor. Lakin arap kültüründen aldıklarımızdan: sarıktan, cübbeden vs.(dinden değil arap kültüründen) Hiçte rahatsızlık duymuyor. Klasik müslüman bakış açılarını burada da seziyoruz. Bir şeyi kendileri yaptığında doğru ama kendilerinden olmayanlar yaptığı zaman yanlış. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Batı'nın kültüründen aldıklarımızdan ötürü savaşı kaybetmiş sayılırmışız. Bunun ne kadar saçma ve hangi yunan dölünün sözleri olduğunu bilirsiniz zaten. Yine de açıklıyım. Batı kazansaydı bize kendi kültürünü empoze ederdi ama biz kazandık yine onların kültürünü aldık demek istiyor. Yanlış. Batı'nın sömürülerinde de gördüğümüz üzere Batı gelişmesini istemediği ülkelerde şeriatı tutar ve onu kendi isteği doğrultusunda yönlendirir, yani tasmasını elinde tutar. Ve o milletlerin gelişmesini engeller. Yani şeriatın kalmasını en çok gelişmemizi istemeyen yunan ve ingiliz isterdi.

Din ve UygarlıkAkif İnan · İz Yayıncılık · 2017104 okunma

·

171 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

ffarazi