Gönderi

376 syf.
8/10 puan verdi
Uğruna The Godfather'da 600.000 dolarlık damızlık at Hartum'un kafasının kesildiği film versiyonu, Avrupa'nın savaştan kaçan yetenekli sinemacılar kuşağından Fred Zinnemann'ın elinden çıkma, 8 Oscar'lı tam bir klasikti. Bir klasik filmin uyarlandığı romanı Türkçe çevirisiyle okumak neyse ki pek zor değil. Zamanında Altın Kitaplar, E Yayınları ve birkaç yayınevi daha bu işte epey hizmet vermiş okurlara. İnsanlar Yaşadıkça ise ta o 1971 çevirisini kılına zarar gelmeden aynıyla devralan Dorlion Yayınları'nın portföyünün sürprizlerinden biri. Geçelim bunları... James Jones bir anti-militarizm üçlemesi yaratmış. The Thin Red Line/İnce Kırmızı Hat da bu üçlemenin ikinci bölümü ve romanını olmasa da filmini görebilmiştik. James Jones, konu savaş olunca güzellik yarışması adayı kesilen "edebiyatçılar" gibi savaş kötüdür mesajı vermiyor. Ne savaşı kardeşim diyor, asıl kötü olan bir grup erkeğin bir araya geldiği ve içeriye dişi sineğin dahi giremediği o maskülen ortam. Ki savaş da bu ortamın sonucu sadece. Avrupa'da kan gövdeyi götürürken Hawaii'de pinekleyen Amerikan askerlerinin kışla içerisinde birbirlerine ettiklerini anlatıyor Jones. Erkek olma mefhumuna doğrudan saldırıyor. İçeride disiplin adı altında birbirini ezenler, devletin verdiği maaşı anında kumarda kaybedenler, özgür iradesiyle karakter ortaya koyan askeri sindirmeye çalışan üstler, ego savaşları kışlanın geneline hakim olan gürültülü unsurlar. James Jones'a bu da yetmiyor ve aynı bir grup erkeği bu kez bir askeri hapishaneye topluyor. Sonuç ilkinden daha da dehşet verici. Dışarıdan kahramanlığın, gururun, merhametin ve toplum gücünün sembolü olarak akla kazınan bu uzamı kadın frenlemesinin olmadığı ve haliyle kontrollülüğün en korkunç kontrolsüzlüğe dönüştüğü kışlaları, orduyu yerin dibine sokuyor. Jones'un romanına dahil olan biri fahişe diğeri komutanın karısı olan iki kadının iki baş karakterle yaşadığı aşk ise romanın tansiyonunu düşürmeye yarıyor ve gerek Previtt gerekse Warden karakterinin yaşadığı iki yasak ilişkinin onları nasıl bocalatabileceğini işliyor. Ama Jones, bu yan temada ana tema kadar başarılı değil. Romanın aşkın dengeleyiciliğini ele alan kısımlarında yazarın kafası kışla içini ele aldığı kısımlardaki kadar berrak değil. İnsanlar Yaşadıkça bizde kullanılan kapağı, anti-militarizmi bodoslama irdelemek yerine usulca ve çaktırmadan deşmesi, biraz karikatürize edilmiş izlenimi veren karakterleri ve tabii ki eski usül anlatım tarzıyla ciddi bir romanmış gibi durmasa da okuyup üzerinde düşününce yazarın başarısını görmezden gelemiyorsunuz. Daha savaş Amerika için başlamadan bir küçük kışlada erkeksi etkisini gösterdiğinde Jones'u bir de sıcak savaşa dair yazarken hayal edip dehşete kapılmak mümkün. Ki o da zaten İnce Kırmızı Hat'ın ta kendisi.
İnsanlar Yaşadıkça
İnsanlar YaşadıkçaJames Jones · Dorlion Yayınları · 202229 okunma
·
214 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.