Gönderi

336 syf.
5/10 puan verdi
Hem sevdiğim hem sövdüğüm bir inceleme
Mitolojiye giriş yapmak isteyenler, fazla bir mitoloji bilgisi gerektirmeden akıp gitsin, çok yormasın isteyenler, bu kitap tam size göre. Mitoloji ile ilgili, tanrılar hakkında bilgili olanlar için ise yeterli olmayacağını söylemeliyim. Angrboda; doğuda Demirkoru'da yaşayan, güneşi ve ayı kovalayan kurtları doğuran, Asgard'da tam üç kez ateşe verilen ve üç kez yeniden doğan, mızraklanarak yüreği sökülen kadim yaşlı cadı. Loki'nin karısı ve çocukları Hel, Fenrir ve Jormungundr'ın anneleri, eşsiz büyüsü ile Odin'in bile kabusu olan buz devi Demircadı Angrboda. Angrboda, Asgard yeni varolmuşken uzaklardan gelen, pek çok kadim büyü bilen ancak 'seid' (kişinin bedenini terk ederek geleceği görmesini sağlayan bir büyü) konusunda uzmanlaşmış güçlü bir cadıdır. Odin'in baskıcı istekleri sonucunda ona seid öğretmeyi kabul etmesinin yanı sıra, Odin, cadıdan seid ile derinlere inerek sadece cadının ulaşabileceği gelecekle ilgili bazı sırları keşfedip kendisine anlatmasını ister. Angrboda ise göreceklerinden korktuğu için buna cesaret edemez. Aynı zamanda Aseir'in rakipleri Vanir'e de aynı seid büyüsünü öğretir. Düşmanlarının da seid öğrenmesiyle öfkelenen Odin, halkını cadıya düşman eder ve cadı Asgard'da tam üç kez yakılır ve üç kez yeniden doğar. Cadıya yapılan muameleyi duyunca öfkeden deliye dönen Vanir ile Asgard arasında kâinatın ilk savaşı başlar. Angrboda'nın üçüncü yakılmasından sonra ateşin üzerinde duran yüreğini, Loki gizlice alır ve kaçan cadıyı bularak yüreğini ona geri verir. İkili arasında başlayan arkadaşlık zamanla aşka dönüşür ve cadı kendine Angrboda yani 'keder getiren' ismini verir. Loki ile Angrboda'nın üç çocukları olur; ölü bacakları olan kızları Hel, kurt şeklinde doğan oğulları Fenrir ve yılan şeklinde olan en küçük oğulları Jormungundr. Loki'nin Asgard'daki karısı Sigyn'den de iki çocuğu vardır. İki kadın da birbirinden haberdardır ve Loki iki kadınla da vakit geçirmektedir. Bir gün Loki, Angrboda'yı yaşadıkları mağaradan ayrılıp normal bir hayat sürmeye ikna etmeye çalışırken ona "Seni sadece benim karım ve canavarların annesi olarak tanıyacaklar çünkü bundan başka bir şey olmamayı seçiyorsun." der. İkili bu cümle üzerine hararetli bir kavgaya tutuşmuşken Loki'nin Asgard'daki karısı Sigyn çıkagelir ve çocukları görür. Çocukların görünüşlerinden haberi olmadığı için onlardan korkar ve onların birer tehdit unsuru olduğunu düşünerek tüm tanrılara çocukları ve cadıyı anlatır. Kan kardeşinin soyunu öldürmesinin kurallara aykırı olduğunu bilen Odin, Loki'yi göndererek çocukları cadıdan elinden alır. Hel, ölüler alemine gönderilir ve zamanla oranın hükümdarı olur. Fenrir zincire vurulur. Jormungundr ise denize atılır. Bunlar olurken Odin ise çok istediği gelecekle ilgili bilgiyi cadıdan almıştır. Cadının gördüğü şey, Ragnarok'tur. Yani dünyanın sonu. Tüm dünya alevler içinde kalarak yok olacak, sonra evren sudan yeniden doğacak ve hayat devam edecektir. Jormungandr Thor'u öldürecek, Fenrir ise zincirlerini kırıp serbest kalacak ve Odin’i yiyecektir. Ragnarok'u engellemek amacıyla çocukları annelerinden ayıran Odin, bu yaptığıyla Ragnarok'u başlattığından habersizdir. Loki'nin hapis tutulduğu yerde zincirlerinden kurtulmasıyla Ragnarok resmen başlamış olur. İlk 150 sayfa Angrboda ve Loki'nin tanışmasını, cadının Demirkoru'daki bir mağaraya yerleşmesini, Skadi ile arkadaş olup yaptığı iksir ve tılsımları onun sayesinde takas ederek geçimini sağlamasını, Loki'nin arkadaşça cadıyı ziyaret etmesini ve bu arkadaşlığın zamanla aşka dönüşmesini, evlenip çocuk yapmalarını ve Loki'nin arada Asgard'a gidip oradaki karısı ve çocuklarıyla kalmasını anlatıyor. Tüm bunlar müthiş şekilde yavaş ilerliyor. Bazı yerler sıkıcı gelebilir ama çok gündelik bir dille yazıldığı için kendini okutuyor. Angrboda ve Loki'nin bazı diyalogları güzelken bazıları çok zoraki ve samimiyetsiz. Özellikle bazı cümleler çok zorlama, sanki sırf Loki'nin sivri dilli olduğu belli olsun diye yazılmış gibi. Çok eğreti atışmalar var ikilinin arasında. Zaten ikisi arasındaki aşk bana hiçbir şekilde geçmedi, derinliksiz bir ilişkiydi benim için. Beni rahatsız eden şeylerden biri de, Loki'nin cadıya "Karım olur musun?" diye sorması ve ertesi gün birbirlerinden karım/kocam diye bahsetmeleri ve evliliklerinin başlaması oldu. Tabi ki, bir nikah memurunun gelip nikah kıymasını beklemiyoruz, ama en azından birbirlerine ettikleri bir yemin, söyledikleri birkaç güzel söze yer verilebilirdi. Evliliklerinin nişanesi olarak birbirlerine bir eşya veya hediye verebilirlerdi, büyülü bir tılsım veya otlardan yapılan özel bir içecek karışımı bile olabilirdi bu hediye. Aralarındaki ilişkinin derinliğini okuyucuya geçirmek için kesinlikle evliliklerine dair önemli bir unsurdan söz edilmeliydi. Loki'nin çocuklarıyla ilgilendiği, ilk çocuğu Hel ile vakit geçirdiği ve ailecek hepsinin birlikte mutlu olduğu sahneler çok güzeldi. Özellikle Hel henüz bebekken onunla vakit geçirmesi, kendisini annesinden daha çok sevdiğini iddia etmesi, Hel'in yumruğunu ağzına sığdırmaya çalıştığını ve ayağını yemeye çalışıp tadını beğenmeyerek yüzünü buruşturduğunu söylemesi gibi komik anların yaşanması ve aralarındaki baba kız ilişkisi çok güzel ve eğlenceliydi. Fenrir'i sevmediği kişileri yemesi için yetiştireceğini söylemesi ve yılan çocuğuna 'müthiş güçlü büyülü sopa' anlamına gelen Jormungundr ismini vermesi de güzel detaylardı. Loki iyi bir eş, iyi bir sevgili değil, ama iyi bir babaydı. Hoşuma giden şeylerden diğeri ise, olaylara Angrboda'nın tarafından bakıyor olmamızdı. Olayları genelde Thor veya Odin tarafından görüyorduk ama burada durum tamamen farklıydı. Çocuklarından zorla koparılan bir anne vardı ortada ve öfkesinde çok haklıydı. Çocuklarına "Gidin, evlatlarım. Ve neler yapabileceğinizi gösterin onlara." demekte de çok haklıydı. Uyuyan Güzel'i anımsattı bu kitap bana. Nasıl ki Maleficent filminde olayları onun gözünden gördük ve aldatıldığını, terk edildiğini ve kötü biri olmaya zorlandığını öğrenerek ona hak verdiysek, ama masalda ona kötü cadı deyip onu kötü olmakla suçladıysak, burada da aynısı oldu. Ragnarok için Loki'yi ve çocuklarını suçladık hep. Oysa onlar haklıydı.Herkesin canavar dediği kişiler, annesinden koparılan ve hapis edilen küçük çocuklardı. Haklılardı. Zaten bu kitapta herkes haklıydı. Angrboda da, Loki de, intikam isteyen çocuklar da, Sigyn de. Hatta kendince Odin bile haklıydı. Kitap boyunca cadının bir patlama anı yaşamasını, olayları durdurmasını veya düzeltmesini bekledim hep. Kitapta ve arka kapakta yazılan o güçlü ve cesur cadıyı görmek istedim ama hiç göremedim. Cadıdan güçlü kadın olarak bahsedilirken çok pasif bir karakter olarak yazılmıştı. Bence cadının Angrboda'dan önceki hayatlarını okuyabilmiş olsak daha çok zevk alır ve güçlü bir kadın karakter görmüş olurduk. Keşke az da olsa geçmiş hayatından ve sahip olduğu büyük güçten bahsedilseydi. Beni kitap boyunca en çok rahatsız eden şey ise cadının Loki ile ayrıldıktan sonra en yakın arkadaşı Skadi ile ilişki yaşamasıydı. Eş cinsel ilişki okumayı zaten sevmiyorum ama burada kitap boyunca arkadaşım diye hitap ettiği ve tek arkadaşı olan kişiyle ilişki yaşaması da beni çok rahatsız etti. İki çocuğunun öleceğini görmüşken ve hala üç çocuğundan da ayrıyken, hiçbir şey olmamış gibi, gündüzleri hasta köylülere yardım edip geceleri Skadi ile yatması ve sessizce Ragnarok'u beklemesi çok mantıksızdı ve anlatılan 'kadim yaşlı cadı' imajına hiç uymuyordu. Cadının harekete geçmesini beklemek de beni rahatsız etti. Güçlü kadın konusu, feminizm işin içine girdiğinde genellikle sonunun neden eşcinselliğe bağlandığını anlamıyorum. Bir kadın yanında hiç kimse olmadan da, tek başına da güçlü ve mutlu olabilir. Sevdiğim yanları olsa da, sevmediğim yanları ağır basan bir kitap oldu benim için. Güçlü bir kadın okuyacağım için heyecanlandığım ama güçlü kadını göremediğim, yer yer saçmalıklarla dolu, ortalamanın altında kalan bir kitaptı.
Cadının Yüreği
Cadının YüreğiGenevieve Gornichec · İthaki Yayınları · 20222,262 okunma
·
117 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.