Herkese selam bugün HAY klasiklerin en uzun soluklu kitaplarından biri olan Monte Cristo Kontu ile karşınızdayım.
1552 sayfalık bir kitabı kısaca anlatmaya çalışmak benim için hayli zor olsa da elimden geleni yapmaya çalışacağım.
Yaşlı bir babası, güzel bir sevgilisi olan Edmond Dantes, dürüst,genç bir denizcidir. Uzun bir yolculuktan sonra yaşadığı şehre döndüğü gün gemide yükseleceğini öğrenir ve güzel Mercedes ile evlenmeye karar verir. Mercedes’e aşık kuzeni Fernand ve gemideki arkadaşları Edmond’a iftira atarlar. Dönemin siyasi olarak karışık olduğu bir zamanda Edmond kendisini aklamaya çalışır fakat yükselme hırsının kurbanı olur. Dantes suçlu bulunur ve zindana atılır. Yıllarca masum olduğunun kanıtlanacağını düşünür. Hapishanede Rahip Farya ile tanışır. Rahiple tanışması Dantes’in dönüm noktası olur çünkü başından geçenleri anlattığı zaman bilgili ve tecrübeli olan Rahip Farya, Dantes’in başına gelenlerin iç yüzünü anlar ve Dantes’in farkına varmasını sağlar. Edmond kimseye kötülük yapmak istemediği için kendisine böyle bir şey yapılabileceği aklına gelmemiş ve hapishanedeki yıllarını aklanacağını umarak geçirmiştir. Fakat gerçeği kavradığı zaman büyük bir intikam yemini eder.
İnsanı hayatta tutan arzularıdır. Bu arzuların bazıları iyi bazıları kötü. İntikam kötü bir duygu da olsa Edmond’u hayatta tutup bir amaç verdi. Zorluklara dayanma gücü verdi. En dipten en zirveye çıkma imkanı verdi. Bir mahkumdan bir Konta dönüşmesine olanak verdi. Kitabın giriş kısmına bakıldığında bile çok heyecanlı ve dinamik bir olay örgüsünü görüyoruz. Bu dinamiklik kitap boyunca devam ediyor. Kitabı dizi izliyormuş gibi okuyorsunuz. Nitekim bu kitap ‘Ezel’ adlı Türk dizinin ortaya çıkmasında etken olmuş. Ama bana göre dikkat çeken kısım kitapta Türk kültürüne hayli önem verilmiş ve övülmüş olması. Türk kahvesi, Türk halısı, Türk lokumu gibi kültürümüzden öğeleri, dünya edebiyatında ve çok bilinen bir eserde görmek beni çok mutlu etti. Sadece kültürümüzden değil tarihimizden de esintiler vardı hatta Osmanlı Devleti Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa’nın kızının romandaki karakterlerdeki biriydi. Dumas’ın hayal gücüne, üslubuna hayran kaldım. Çok sevdim. Sayfa sayısından korkup bu muhteşem eserdenden kaçınmayın çok rahat okunan bir eser. En sevdiklerim arasında yerini aldı.
