Yalnız ve annesiyle yaşayan bir polis memuru olan Adem, içine kapanık biridir. Ormanda devriye görevi sırasında bir kadın cesedi bulur. Cesedin kimliğini tespit etmek için etrafı gezerken isminin Luna olduğunu öğrendiği kızın günlüğünü bulur ve saklama ihtiyacı hisseder. Sonradan defterdeki lotus çiçeği resmini, kızın dövmesinde de olduğunu farkeder. Merakı iyice artar. Artık delili teslim etmeyecektir. Sürekli günlüğü okumaya başlar. Bu sırada kendinden başka kimsesi olmayan annesi aniden vefat eder. Aşıdan öldüğünü düşündüğü için otopsi ister. Ölüm nedeni emboli dense de, annesinin ölüm nedeninin hala aşıdan olduğunu düşünmektedir. Bir taraftan acısını yaşarken diğer yandan mesleğinin zorlu yanlarını da yaşamaktadır. İyice içine kapanır ve sürekli günlüğü okumaya başlar. Onu bulduğu ana döner. Okudukça hiç ummadığı gerçekler gün yüzüne çıkar ve olaylar daha da ilginç bir hal almaya başlar. Sıradan bir polisiye hikayesinden çok farklı bir kitap. Sağlık alanındaki soru işaretlerinden başlayıp polisiyeye evrilen, sonrasında fantastik öğelerle devam ederek distopik bir evrende okuyucuyu her dakika ters köşe yapan, frekans ve enerji konularına da değinerek olayların çok farklı bir boyuta gittiği harika bir eser. Farklı kurgusu, anlatım tarzı ve sürükleyiciliğiyle bir çırpıda okunan bir roman. Yazarın okuduğum ilk kitabı fakat bu üçüncü eseri. Diğer kitaplarını da hemen okumak istedim. Oyunculuğu kadar yazarlıkta da üstün başarı göstermiş @bugragulsoy . Sarsıcı, düşündürücü, sorgulatan bir polisiye roman. Gizem faktörünün de her sayfada daha da arttığı ve son bölümlerde de soru işaretleri ile biten bir eserdi. Bu da, “acaba devamı gelecek mi?” dedirti. Bir solukta okuyacağınız, farklı bir boyutta distopik bir eser. Kesinlikle okumalısınız. #Luna ^ ^ #alıntı Sana öğretilenler mutlak doğrular olmadı hiçbir zaman. Doğduğunda hayatı bundan ibaret sandın, senden öncekiler de öyle sandı. Sen bunu gerçek diye algıladın. Aklına sürgün edildin, akıllarımıza hapsedildik! ^ Her şey kasıtlı dayatılan kısıtlı bilgiler havuzundan ibaret. ^ Bizleri korkuyla kontrol ediyorlar, nesillerdir yaptıkları gibi. Sadece para tanrısına muhtaç bırakmadılar hepimizi, en zayıf noktamızdan da vurdular, en büyük korkumuzdan: Can güvenliği endişesi. ^ Gerçeğe değil, sana sunulana inanırsın körü körüne. Öylesine sıkı sıkıya sarılırsın ki bağımlısı olduğun sahte hayata, her şeyin bir yalandan ibaret olduğunu itiraf etmek sana acı verir. ^ ^ @bugragulsoy @inkilapkitabevi #lunabaşlangıç #bloghemsire #edebiyat

LunaBuğra Gülsoy · İnkilap Kitabevi · 2022264 okunma

·

203 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

bloghemsire