Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Fabrika Ayarı
Hocam, her şeyin hoyratça, hızlıca tüketildiği ve bu arzular beslenmediği zaman hesap sorulduğunuz, üretken olmamakla itham edildiğiniz hakikaten çok acımasız bir tüketim çağının ortasındayız. Evlilikler de böyle tüketiliyor, aşklar da; gerçek anlamda aşksa tabii... Yemeklerin bile isimleri fastfood olmuş yani hızlıca tüketiliyor. Siz bir emek harcıyorsunuz, yıllarınızı veriyorsunuz, bir kitap yazıyorsunuz, onun sonunu getirmeden, hatta kitaba dahi başlamadan, yenisi ne zaman çıkacak diye soruyor insanlar. Tabii bu tüketim kültürünü beslemek için artık 3D filmler çekiliyor, sinemalar doluyor, taşıyor. YouTube'tu, Netflix'ti, iletişim araçlarıydı derken kitap sanki bunların içinde biraz yalnız kaldı... -Mütevazı, garip... Boynu bükük kaldı. Yani 8D sinemalar var mesela. Filmi izliyorsunuz rüzgâr adamın kulağının arkasından geçiyor, bunu hissettiriyorlar, yağmur yağıyorsa insanları ıslatıyorlar. Her şeyin böylesine üretilen işlerle görsel duyulara bu kadar hücum edildiği şu zamanda, kitap bir anlamda garip kaldı ve biz şu an derdimizi bir kitapla anlatma muradıyla buluştuk, sohbet ediyoruz hocam. Siz hakikaten müktesebatı sağlam, kitaplardan daha çok beslenmiş biri olarak, kitabı bütün bu garipliğine rağmen daim kılan, değerli kılan şeyin ne olduğunu düşünüyorsu nuz? Neden kitaptan vazgeçmemeliyiz ve neden kitabımız hep başucumuzda durmalı? -Estagfurullah... Her duygu yanıltıcı olabilir derler, mesela göz yanıltıcıdır ama dokunduğunuz zaman, tanımadığınız, yeni tanıştığınız biriyle tokalaşıp musafaha ettiğiniz zaman güven hasıl olur. Yani suyun içine bir kurşun kalem sokarsınız kırık görünür, göz yanılır sizi, elinizle doğru olduğunu anlarsınız. Koku ve dokunma yanıltmaz pek, pek yanıltmaz. Dokunduğunuz şey sizindir, yani ekranda okuduğunuz şeyle fazla özdeşleşemezsiniz moda deyişle, o size mal olmaz pek, aranızda bir mesafe vardır, bir sevimsizlik vardır. Ama kitapla dostluk kurarsınız, kokusu size siner, o kitabı elinize aldığınızda eski bir dostunuzla karşılaşmış gibi olursunuz. Otuz yıl, kırk yıl önce okuduğum kitabı elime aldığım zaman heyecanlanırım hâlen. Klasiktir, onun bir değeri vardır; arada dostluk, yakınlık peyda olur. Kitabın değeri hiçbir zaman bitmemeli, gözden düşmemeli, modernite bizi o konuda aldatmamalı. Okuduğun şeye dokunacaksın.
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.