Bu ayın ve bu yılın son kitabı Musa'nın Uykusu oldu. Daha önce Nefaset Lokantası kitabını çok severek okuduğum Tuğba Doğan'ın edebî şölen niteliğindeki eserlerini okumak çok güzel. Ancak birkaç noktada eleştirilerim olacak. Bir ilk roman olarak ele alacak olursak Musa'nın Uykusu iddialı bir kitap. Evdeki çocukluğu hiçe sayılan, kendi aralarında örgütlenen abla ve abisinden göremediği ilgi ve sevgiyi yeni doğacak kardeşinden hevesle ve ümitle bekleyen Zeliha, zihinsel engelli olarak doğan kardeşi Musa ile büyük hayal kırıklığına uğrar. Kitap boyunca, yetişkin hayatında ayrı eve çıkan, ailesinden gördüğü sevgisizlik sonucunda hayatla hep bir kavgası olan Zeliha'nın varoluş sancılarına, iç çekişlerine tanık oluyoruz. Engelli bir çocuğun tüm sorumluluğunun 5 yaş büyük ablasına yüklenmesi, bu ablanın ihmal edilmiş kendi çocukluğunun kalbinde bıraktığı tortu ve tüm hayatına sirayet eden çocukluk travmaları... Üç bölümden oluşan kitabın ilk iki bölümü daha akıcı iken, son bölümde Zeliha'nın kaleminden dökülen bir tür büyülü gerçekçilik öyküsü okuyoruz. Bu bölüm beni bir parça yordu diyebilirim. Esas konudan da biraz uzaklaştırdı ve kitabın sonu sanki çok aceleye gelmiş hissi verdi. Yine de Tuğba Doğan'ın Türkçeyi kullanma biçimini ben seviyorum ve daha çok yazmasını istediğim yazarlar arasında kendisi. Bir kitabı daha yayımlansa hemen alıp okumak isterim. Size de tavsiye ederim. Şu güzel alıntı ile son vereyim yorumuma: "Çünkü Musa başından beri ayrılmayı bilmiyordu. Yaşamak için ayrılmak gerektiğini bilmiyordu. Dünyaya geliş hikâyesinde bütün hayat hikâyesinin kalbi saklıdır, kaderinin şifresi bu ilk sahnede, gecikmeli gerçekleşen doğumunda gizlidir. Nasıl annesinin karnından vakti geldiğinde ayrılamadıysa daha sonra da hiçbir yerden hiçbir şeyden zamanında ayrılmasını bilmeyecekti. Sıcak su musluğunun, kış yağmurunun, komşu kadının halı silkelediği balkonun altından; yaya geçidinin, yürüyen merdivenin, tren raylarının üstünden, çatapat patlatan oğlanların, hasta sokak köpeklerinin, can çekişen kedilerin yanından. Son olarak da yangından. Musa ayrılmayı bilmiyordu. Oysa hayatta kalmanın koşulu doğru zamanda ayrılmasını bilmektir. Önce anne karnından ve sonra da sırasıyla her şeyden."

Musa'nın UykusuTuğba Doğan · Yapı Kredi Yayınları · 2018373 okunma

·

1 plus 1

·

316 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Esra Gönüllü