Gönderi

69 syf.
10/10 puan verdi
Her dizesinde bambaşka sırlar gizli… Ne zaman darlansa içim açar okurum Mehmet Hoca’mı. Şairi tanımak şiiri okumak, anlamaktır biraz da. Çok kıymetli zamanlar geçirdim kendisiyle. Bazen bir baba, bazen abi, bazen de bir dost olabiliyor… Aslında biraz M. Özger’in güzel gönlünden bahsetmek isterim. Onunla ilk tanıştığımız zaman, ne gıcık bir eğitimci demiştim. Utana sıkıla yazıyorum bunları  Bölüm sınavlarımız olduğu zaman, akademisyenlerin olduğu koridorlar boş ve sessiz olurdu diye hep o koridorda çalışırdım. İlginç bir şekilde çok rahat öğrenirdim o koridorlarda çalışırken.  Birgün ben yine bir o yana bir bu yana gidip geliyorum ezber yapmam lazım.. Özger geldi, odasının anahtarını verdi ve geç orada çalış, orası daha sıcak ve sessiz demişti. Asla unutamıyorum o günü.. Kendisi diğer hocamızın odasına geçti ve ben de onun odasında ders çalışmaya başladım. Öyle merhametli bir eğitimciydi ki hep kendime örnek olarak onu aldım. Üretmek, durmadan üretmek ve üretirken öğrendiklerini öğrencilerine aşılamak.. O’nun felsefesi buydu sanırım. Son bir şey daha söylemek istiyorum, her zaman derdi ki; ‘’Vermezsen, alamazsın. Sana verilenlere şükret ve elinden geldiğince sende ver. Yaratan sana bunları bu yüzden veriyor.’’ derdi. Velhasıl-ı kelâm öyle bir adamı kendisi…. Şiir kitabın girişinde bizi Şeyh Galip’in bir dizesi karşılıyor: ‘’Âşk bir şem-i ilâhîdir benim pervânesi’’ Gerçekten de M. Özger’in ilâhî âşkına tanık olan biri olarak bu dizenin tam olarak onu karşıladığını söyleyebiliriz. Şairin, şiirlerinde imgeyi ustaca kullandığını görüyoruz. Dili sade görünse de aslında kapalı bir anlatımı var. Zaten şiirler biraz öyle değil midir? Kimse bilmez şairin asıl anlatmak istediğini bizler ancak tahlil eder çıkarımlarda bulunuruz. Bir şiiri anlamak, şairin dünyasına girebilmek demektir. Bu da biraz zor bir süreçtir… Şair de bunu Muhtasar Cinnet Risalesi’nde bu dizelerle aktarmıştır aslında. Gelelim o dizelere; ‘’her şiir yarımdır tamamı şairin gözlerinde saklı.’’ Şairin; ‘’Korkuyorum Beynimin gergefine umut işlemekten’’ Gergefi bilirsiniz üzerine nakışlar işlendikçe altı karışır, kalabalıklaşır. İpler birbirine dolanır… Ama ön tarafına baktığımız zaman ustaca işlenmiş bir güzellik durur karşımızda. Şairin, umudu bu kadar korkutucu görmesi de aslında ön tarafına baktığımız güzelliğin aslında karışıklığının arka bölümde olmasından kaynaklıdır. Yani, umut ne kadar güzel görünse de bizlere aslında biraz da karışık ve ürkütücüdür… Ama umut etmek lazım her şeye rağmen. Ahmet Edip Başaran, şairin şiiri için şu sözleri söylemiştir: "Ruhu kalabalık bir dünyanın şiirini yazıyor Mehmet Özger. Namazsız evlerde kederleriyle baş başa kalan melekler, süslü kızların tanrıları, morgta kanı çekilmiş cesetlere dönüşen imkânlar, ıslak tütünler, her şey var bu dünyanın içinde. En önemlisi de hurûtatın tecellilerine dönüşen kadim aşklar... Bir gök tiyatrosunda kadim hakikate çağrılar, sunaklar hazırlayan bir şair Özger. Onun şiirleri ezelden toprakla nikâhlanmış gibi. Üstü başı toprak kokan, toprağa; yani insana, yani hakikate, yani arayışa adanmış şiirler…”
Mehmet Özger
Mehmet Özger
Muhtasar Cinnet Risalesi
Muhtasar Cinnet RisalesiMehmet Özger · Mgv Yayınları · 201811 okunma
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.