Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
İslam'ı Yaşama Sorununa Dair Gülce'nin Şairinden Gözlemler
Ömer Lütfi Mete, benim için Gülce'nin şairidir, öyle künyelenmiştir. Bir veri toplayıcılığı yapmadım; ama pek çok kimse içinde öyle olacağını düşünürüm. Gülce'nin şairi ile daha yakından tanışmayı bekler dururdum zaten. Bu vesile ile hızlı bir google kullanımı ile iki kitabını aldım (şiir kitabı hariç)." Allah'sız Müslümanlık" ve Hacıyağı" ve "Parfüm Arasında"... Beni üzen bir gelişme olarak aslında bu kitapların sadece iki farklı baskıdaki isim değişikliği olduğunu görmemdir. Kitabın için de Ömer Lütfi Mete ile çok çok ayrı düştüğümüz yerler mevcut ama Gülce'nin şairinden ben samimi bir tat alabiliyorum. Belli meseleler üzerine kafa yormuş bir kimsenin bulanıklaşmış aklı ( ki bence çok olması gereken bir şeydir), sıkıntıları, kederi, anlamak ve anlatmak dertlerini içinde barındırmış samimi bir kalp. Ve kendi kendine dair yaptığı analizlerdeki her cihetten insafı; imkan dahilinde olsaydı da yanına sık sık gidip çay içme imkanı bulabilseydik dedirtiyor. Örnek amacıyla pek çok yerde kanaatimce bir ifade kullanıyor ki; bence yüksek bir nezakettir. Kitap benim açımdan 3 ana kısma ayrılabilir. İlk kısmında Ömer Lütfi Mete, akıl ve kalbi birbirine yaklaştırarak bazı güncel sorunları çözmeye çalışıyor. Aslında çok uç noktalarda olan insanlar dışında çok basit bir uzlaşı temeli ve yüksek anlayışlılık ile meselelerin çözülebileceğini anlatıyor. Bidat gibi önemli bir konu da ise bana kalırsa çok büyük bir sorunu biraz taça atar gibi bir şekilde çözüyor. İctihad sonucunda bidat'a yol açan bunun cezasını Allah (cc) katında çekecektir. Peki, toplumsal anlamda açabileceği sorunlara karşı önlem almamız ya da nasıl yaklaşımlar gerçekleştirmemiz gerektiğin düşününce de buraya kalbi ve aklı birleşmiş bir Mümin böyle sorunlara yol açmayacaktır diyerek noktayı koyuyor. Bu birleşmeyi sağlamayanlarından da toplum tarafından muteber görülmeyeceğini beyan ediyor. İkinci kısımda ise demokrasi meselesine el atıyor. Gülce'nin şairi için böyle demeyi beklemezdim ama burada karşımıza bir demokrat çıkıyor. Burada biraz tevil de var tabi ki; demokrasiyi Ömer Lütfi Mete muhalif tutumun iktidarca desteklendiği ve savunulduğu bir yönetim biçimi olarak adlandırıp sonrasında da bunu şûra meclislerine benzetiyor. Demokrasideki anayasa temelinde ilerleyişle; şûra'daki İslam'ın temel kaidelerinin merkeze alınmasını ıskalıyor olamayacağını biliyorum ama demokrat olmayı özgürlükler için savaşmayı ve cihad etmeyi anlattığı satırlarda aha Gülce'nin şairi de liberal İslamcı oldu dedim kendi iç sesimle( tabi ki şakayla yoksa insanları beyanları dışında etiketlemeyi çok doğru bulmam). Üçüncü kısımda İslam'ın kadın meselesindeki tutumunu ve yaklaşımını biraz da cariye / fitne eksenlerinde değerlendirerek tartışıyor. Genel anlamda benim için hepsi makul ve kabul edilebilir şeyler. Son olarak yazmak istediğim Ömer Lütfi Mete'nin samimi Müslüman olduğuna inancıma destek olacağını düşündüğüm kitabın giriş kısmı. Burada yanında geçen tesettürlü bir kadından gelen ağır parfüm kokusunu ve Kanada'lı piyanist Loorena McKennit'in kendisinin algılayamadığı kokusu meselesini genişleterek kıyaslamalı tasvirlerle doğal-doğal olmayan ekseninde açıklıyor. Ya da 17 yaşında iken Fransızca öğretmeni ile olan sade anısı ve peşinden hissettiklerini aktardığı satırlar... Müslümanca hassasiyetleri bulunan ve ilerleyen yaşımızla birlikte bu tartışmaları bastırdığımız döneme kadar hepimizin gündeminde olan ve çözümler aradığı bunlar için teorisyenlik yaptığımız konuları samimiyetle sen-ben gibi incelemiş olmasını ve bunu çekinmeden dile getirmesini çok kıymetli buluyorum. Allah (cc) kendisine rahmet etsin.
Allah'sız Müslümanlık
Allah'sız MüslümanlıkÖmer Lütfi Mete · Timaş Yayınları · 2018390 okunma
·
344 görüntüleme
Rıdvan Yavaş