Gönderi

İBRAHİM’İN MUHAMMED’İN ÇOCUĞU OLDUĞUNA DAİR ŞÜPHELER
Mısır Mukavkısı (emiri), Muhammed’e iki kız kardeş olan cariyeleri hediye eder. Bunlarla birlikte bir katır da verir. Muhammed, Medine'de o katıra biner. Cariyelerden birini kendine alıkoyar. Bu cariye, Muhammed'e İbrahim adında bir oğlan doğurur. Muhammed, diğer cariyeyi ise başkasına hibe eder. Muhammed, Mariyetü'l-Kiptiye'yi çok beğenir. Bu kadın kıvırcık saçlı, beyaz tenli ve çok güzeldir. Bu iki kız kardeşi, Ümmü Süleym binti Milhan'ın evine yerleştirir. Muhammed yanlarına gider. İkisi de orada Müslüman olurlar. Mariye'yi kendine cariye olarak ayırır. Onunla cinsel ilişkide bulunur. Onu, Beni Nadir mallarından olan Aliye’deki malının başına koyar. Yazları Mariya’nın yanındadır. Hurma toplama mevsiminde de oradadır. Mariya’nın kız kardeşi Şirin'i ise Hassan b. Sabit'e hibe eder. Hassan b. Sabit'in yatağına giren Şirin, ona Abdurrahman adında bir erkek çocuk doğurur. Mariye, Muhammed'e bir erkek çocuk doğurur. Muhammed, ona İbrahim adını verir. Doğumunun yedinci günü akika kurbanı olarak ona bir koyun keser. Saçını tıraş eder. Saçının ağırlığınca gümüşü düşkünlere sadaka olarak verir ve saçının yere gömülmesini ister. Çocuğun ebesi, Muhammed’in azatlısı Selma’dır. Selma, İbrahim doğar doğmaz kocası Ebu Rafi'in yanına gider ve Mariye’nin bir erkek çocuk doğurduğu haberini verir. Ebu Rafi de Muhammed’e gelip müjdeyi verir. Muhammed, ona bir gerdanlık bağışlar. Mariye, doğum yapınca Muhammed Mariya’yı azat eder. Ali b. Ebi Talib şöyle demiştir: «İbrahim’in annesi Mariye'nin yanına ziyarete sık sık gelen amcası oğlu hakkında epey dedikodu yapıldı. Bunun üzerine Muhammed bana şu buyruğu verdi: - Şu kılıcı al ve git. Eğer onu orada (Mariye'nin yanında) bulursan öldür. Dedim ki: - Ya Muhammed! Senin emrinde olurum. Sen beni gönderdiğin zaman kızdırılmış sikke gibi olurum. Hiçbir şey beni engellemez. Nihayet bana emrettiğin şeyi yerine getiririm. Gözüyle gören kişi, gaibte bulunan kimsenin göremediğini görür mü? Muhammed şöyle der: - Evet, gözüyle gören kişi gaibtekinin görmediğini görür. Ben de kılıcımı çekip gittim. Adamı Mariye’nin yanında gördüm. Kılıcımı çektim. Beni görünce onu öldürmek istediğimi anladı. Bir hurma ağacına yönelip gitti. Ağaca çıktı. Sonra tepesi üzerine kendini yere bıraktı. Sonra ayakları havaya dikildi. İğdiş edilmiş olduğunu gördüm. Erkeklerdeki şeyden onda ne az ne çok hiçbir şey görmedim. Sonra Muhammed'in yanına gidip durumu anlattım. O da şöyle dedi: - Ehl-i Beyt'in dedikodusunu bizden uzaklaştıran Allah'a hamd olsun.» Aişe’de şöyle anlatmıştır: «Rum kumandanlarından Mukavkis, hükümdar kızlarından Mariye adındaki kipti cariyeyi ve beraberinde genç amcası oğlunu Muhammed'e hediye etti. Muhammed, günlerden bir gün Mariye'nin yanına girip halvette bulundu. Onunla cinsel ilişki kurdu ve Mariye İbrahim'e hamile kaldı. Doğum yapınca kadın bundan rahatsız oldu. Muhammed, ses çıkarmadı. Çünkü Mariye'nin sütü yoktu. Muhammed, ona bir koyun aldı. Çocuğu, o koyunun sütü ile besledi. Vücudu gelişti. Rengi güzelleşti. Parlak oldu. Günün birinde Muhammed, onu omzuna alıp getirdi ve bana: - Ey Aişe! Nasıl, bu çocuk bana benziyor mu? diye sordu. Ben ve benden başka kadınlar: -Bunun sana benzediğini sanmıyoruz, dedik. Bunun üzerine Muhammed: - Benim gibi etli değil mi? diye sordu. Ben de dedim ki: - Hayatıma yemin ederim ki, koyun sütü ile beslenen çocuk elbette ki etlenecek ve güzelleşecektir. Kaynak: İbn Kesir-Büyük İslam Tarihi (C:5-S:502) Not: Konuyla ilgili detaylı bilgi için. youtube.com/watch?v=1_9yAb8...
·
65 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.