Gönderi

440 syf.
·
Not rated
Floransa Büyücüsü,sen nasıl bir kitaptı böyle! Okurken hem zorlandığım hem büyük bir keyif aldığım masalımsı bir anlatıma sahip.Fantastik,büyüleyici,hayal ile gerçeğin içiçe geçtiği bu kitabı okurken İhsan Oktay Anar'ı anmadan, biraz da sanki Anar kitabı okuyormuşum gibi hissetmem Anar'ın kalemine aşina olanlar tarafından doğru kabul edilecektir.Anlatıldıgı 16.yüzyıl ve kitapta bahsi geçen Osmanlı,Moğol,Babür imparatorluklarının varlığı ile büyülü olayların anlatımı böyle bir etki bıraktı bende. Floransa Büyücüsü hakkında anlatmak istediklerim spoiler içerebilir baştan söyleyeyim de incelememi ona göre değerlendirin arkadaşlar. Kitabın başlangıcı İngiltere Kraliçesi den bir mektup taşıyan Sir Uccello aynı zamanda Mogar Efendi ve Vespucci isimlerine de sahip olan gizemli bir adamın elçi olarak,Hindistan hükümdarı Ekber Şah'a o mektubu verir.Uccello,Ekber Şah'a onun akrabası olduğunu söyler ve anlatmak istediği pek çok hikayesi vardır.Öncesinde ise onun hırsızlık yaparak Lord Hauksbank'ı öldürdüğü ortaya çıkar.Uccello kudretli bir büyücü tarafından kutsandığını o yüzden onu öldürmek isteyenlerin lanetleneceğini,esirgeyenlerin ise refaha kavuşacagını söyler.Ekber Şah ise Hindistan'ın salahiyetli ermişi Şeyh Selim Çişti'nin hayır dualarıyla ayakta oldugunu söyleyip,Uccello yu suçlarından dolayı Hiran ismini verdikleri cezalandıcı filin ayakları altına atılmasını emreder.Yalnız fil onu ezmek yerine sırtına otutturur.Böylece Ekber Şah filin hikmetini onaylar ve Uccello'nun temizlenip güzelce giyilmesini emreder.Bu olaydan sonra Uccello yani Mogar Efendi Şah'a hikayesini anlatmaya başlar. Ekber Şah ise bu arada Mogar'la nasıl bir akrabalıgı oldugunun araştırmasını yapar yolu Kara Göz (Angelica) adını verdikleri bir kadına çıkar.Bu kadının da Türk Arkalia Paşayla yolları keşismiştir.Salman Rushdi hikayenin bu kısmında üç kudretli hükümdardan bahseder Özbek savaş beyi Şaybak Han'dan,İran'ın Şah'ı İsmail'den ve Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim'den.Çaldıran savaşında Şah İsmail ve Yavuz Selim'in ordularının karşılaşmasını orda yeniçeri olarak bulunan Arkalia'nın Şah İsmail'in savaş meydanında bırakıp kaçtığı Kara Göz'e sahip çıkmasını anlatır.(Kitabın bu kısmında da İskender Pala'nın Şah&Sultan adlı eserini anmadan edemedim) Arkalia dan bahsedince kitapta bahsi geçen üç arkadaşın hikayesini de severek okuyacagınıza eminim .Bu bölüm anlatılırken ilgimi çeken bir yeri paylaşmak istiyorum yine sizinle.O dönem Floransa'sı için İkinci Sodom denilebilir.Homoseksüel eylemler arttığı için,kiliseninde desteğiyle bir Ahlak Dairesi açılır.Bu kurum yeni genelevler inşa etmek var olana ise destek vermeyi amaçlamıştır.Belli bir süre Ağıtçılar adını verdikleri bir tarikat ortaya çıkar.9 yıl boyunca hüküm süren bu tarikat pek çok yasak koymuş,günah olarak gördüğü kitap ve sanat yapıtlarını yaktırmıştır.Sonrasında ise tarikat lideri kazığa bağlanarak öldürülmüş.Ağıtcılar köşe bucak saklanırken homoseksüeller yeniden baş göstermeye başlamıştır. Birazda büyülü şeylerden bahsetmek istiyorum. Ekber Şah'ın sevgilisi Codha,bu sadece bir resimden figürdür.Bir hayalden bir insan yaratmak insanüstü bir eylemdir. Diğer yandan Dasvant adını verdikleri Ressam KaraGöz'ün Serüvenleri adını verdiği seriyi adeta canlandırır Resimlerine nefes al der.Ve Dasvant en son yaptığı resimde kaybolur.Gerçek canlı bir insan iken hayali bir varlığa dönüşür.Çok ilginç olaylar değil mi bunlar. Spoiler veririm dedim ama sırf benim bu yazdıklarımdan kitabı çözmeniz mümkün değil zaten okuyunca keyfini alacagınıza eminim.Tavsiye midir tabi ki.Kitapla ve sevgiyle kalınız.
Floransa Büyücüsü
Floransa BüyücüsüSalman Rushdie · Can Yayınları · 2019543 okunma
·
425 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.