Gönderi

481 syf.
8/10 puan verdi
Hitler Dönemi Yahudi Dramı Serenad Kitabı açtığımızda zamanı 2001 yılının Şubat ayının çok soğuk geçtiği zamanlarda buluyoruz. Ana karakterimiz Maya Duran İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevinde çalışmaktadır. Rektörle arası iyi olan, bazı çalışanlar onu kıskansa da işini seven biridir. Eşinden boşanmış, kendisiyle birlikte kalan bir erkek çocuğu vardır. Dediğimiz gibi rektörle arası iyi olmasından dolayı, rektör Maya'dan, İstanbul'a gelecek olan çok önemli bir Alman Profesörü olan Maximilian Wagner'i karşılayıp onu İstanbul'da güzelce ağırlamasını ister. İşte her şey de Maya'nın profesörü karşılamasıyla birlikte başlar. Tarihe gömülmüş acıklı bir aşk hikayesinin tekrar gün yüzüne çıkması. Profesör yaşının büyük olmasına rağmen genç gösteren , karizmatik ve yakışıklı biridir. Profesör gelmesiyle Maya onu kalacağı otele rektör'ün kendisine tahsis ettiği araba ve şoför ile birlikte yerleştirir. Profesör, İstanbul'da görmek istediği bir yer olduğunu bu yüzden Maya'dan yarın sabah erkenden gelmesini ister. Maya da kendi evine gider. Oğlunu bilgisayar başında bulur zaten ne zaman işten eve gelse oğlu bilgisayar başındadır o kadar odaklanır ki annesinin geldiğini fark etmiyor gibi o bilgisayara tıkılıp kalmıştır. Maya oğlunun bu durumunu sevmemektedir , oğlu ile düzgünce bir kelime bile konuşamaz ve araları da pek iyi değildir. Onun hemen yemeğini hazırlar ve duşunu alıp yatar. Bu işlemler klasik bir şekilde rutine dönüp durmadan tekrar etmektedir. Sabah uyanır ve şoför ile birlikte profesörü karşılamaya giderler büyük ihtimal Sultan Ahmet ve bu civar yerleri gezeceğini zannetseler de profesörün Şile demesi ile birlikte ikisi de şaşıp kalır. Şile için uzunca bir yol gitmeleri gerekmektedir ve bu ayda Şile epey derecede soğuktur. Söylenseler de hafiften bu derece önemli bir misafir olması nedeniyle onu Şile'ye getirirler. Profesörün talimatlarıyla bir sahile gelirler ve profesör kemanını alıp arabadan iner , onlara da arabada kendisini beklemesini ister. Hava oldukça soğuktur , zaman geçer ve profesör gelmez. Maya ilerleyip baktığı zaman profesörü denize doğru keman çaldığını görür. Oldukça güzel çalan bu müzik bir serenadın ezgilerini barındırır ama sanki profesör müziğin bir yerini unutuyormuş gibi tekrar çalmaktadır. Maya artık dayanamazprofesörün yanına gider ve profesör tir tir titremekte , eli yüzü mosmordur neredeyse soğuktan donmak üzeredir. Hemen şoförü Süleyman'ı çağırıp onu arabaya taşırlar lakin araba çalışmaz. Yukarıda bir otel vardır oraya giderler lakin orada sadece bir çocuk durmakta ve otelin kapalı olduğunu söyler. Genede bir odaya yerleşirler lakin otel kapalı olduğu için burada da ısınamazlar. Süleyman yardım çağırmaya gider , Maya'da profesörün ısınması için onu battaniye filan ne bulursa ona sarar. Buda işe yaramaz. Maya profesörün soğuktan öleceğini düşünerek , profesörün yanına yatağa girerek onu vücut ısısıyla ısıtmayaçalışır. Profesör bir yandan da durmadan Suma Sutum Stuma... gibi ne dediği belli olmayan bir şeyler demektedir. Bu arada şoför Süleyman gelir ve bu durumu yanlış anlayıp birkaç laf edip gider. Maya , hem profesörü bu soğuktan götüremedi ve şimdide Süleyman'ın bu iftirayı herkesi anlatmasında korkmaya başlar. Hemen abisini arayıp yardım isteyerek profesörü hastaneye kaldırır. Bu seferde peşine ajanlar düşmüş evine dahi gelmişlerdi oğlu Kerem yalnızken. Kimdi bu profesör bir ajan mıydı yoksa diye düşünmeye başladı hem bu profesörün dediği kelime Sutum da neydi? Profesörün ajan filan olabileceğini oğlu Kerem'e anlatır ve oğlundan profesör hakkında bilgi toplamasını ister. Bu karmaşık olayın şuana kadar ki tek faydası bu olay Kerem'e ilginç gelmesiyle oğluyla ilişkisini geliştirme fırsatı buldu. Profesörün durumu hakkında bilgi alan Maya kanser olduğunu ve 6 aylık ömrü olduğunu öğrenir. Profesör hastaneden çıkınca bu olayın aslını öğrenmek için profesöre gider ve profesör o acıklı aşk hikayesini anlatır... bilgikirliligi.net/2017/08/serenad... Kitap bence çok güzeldi. youtu.be/PXis0PtqdXw dinlemenizi tavsiye ederim. Çok kalın bir kitap olmasına rağmen bitmesini istememiştim. Sonsuz sayfalı olmalıydı. Ah Nadia! Ah Wagner! Bu kitabın en iyi alıntılarından biri tartışmasız: "Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar,bayraklar ve din görüyorsun!" "Peki, sen ne görüyorsun bakalım?" "İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken,acıkan,üşüyen,korkan bir insan." Kesinlikle okumalısınız.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020138k okunma
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.