Kaçıncaya okudum emin değilim, sanırım üç kere oldu. İlk okuduğumda 18 yaşındaydım, şimdi 23'ü dolduruyorum. İlk okuduğumda da çok sevmiştim, nedense şimdi daha farklı bir lezzetle okudum. Belki de hayatta edindiğim birtakım tecrübeler ve yıllarca az ya da çok zihnime eklediğim gerekli-gereksiz bilgiler veyahut kafamda yazdığım sayılamayacak kadar çok senaryodan kaynaklı bir durumdur. Bu yüzden karakterimiz Dr. B.'nin içinde bulunduğu nevrozları iyi anlıyorum. Kitap, Hitler'in dönemine şahit olmuş birinin enteresan hatıralarını anlatıyor. Ayrıca Zweig bu eserini yazdıktan kısa bir süre sonra eşiyle Brezilya'da intihar ediyor. Belli ki Dr. B. adlı karakter de kendisinden çok şey barındırıyor. Olayı çok basitçe anlatayım: Bir satranç şampiyonumuz var. Kendisinin tuhaf bir zeka kabiliyeti bulunmakta. Beceriksiz, eylemsiz ama satranca kafası basan biri. Kendisi bir gemiyle yeni yarışmalara katılmak için seyahat eder. Bizi ilgilendiren üç karakter daha var. Biri olayları anlatan ve şampiyonla iletişime girmeye çalışan ve onun hakkında bir şeyler yazmayı planlayan şahıs. Diğeri parası olan, otoriter ve satranç şampiyonuna satrançta meydan okuyabilecek cesareti olan biri. En önemlisi Dr. B.. Bu otoriter kimse -isimlerle zaman kaybetmeyelim- şampiyonla maç yaparken sürekli yenilmektedir ve Dr. B. yapılan maçlara kayıtsız kalamayarak, dürtüsel olarak otoriter abimize hamle tavsiyelerinde bulunur. Tavsiye verilen hamleler de şampiyonu sıkıntıya sokar. Olaylar bu şekilde gelişir. Dr. B.'nin satrançla olan mazisini, olayları anlatan karakterimiz öğrenir. Dr. B., Hitlerin eylemlerine maruz kalmış bir kimsedir. Toplama kamplarında bulunmasa da, özel bir hücrede sahip olduğu bilgiler için SS denilen birlik tarafından aylarca tutulur. Bu odada hiçbir alet-edevat yoktur. Dr. B. hiçlik ve kendisiyle başbaşadır ve yavaş yavaş akıl hastalıklarına yakalanmaya başlar. Devamı da sizde. Ben bu kitabı seviyorum. Özellikle de Dr. B. ayrı bir karakter benim için. İlk okuduğumda da hayretle tavırlarını takip etmiştim, şimdi de öyle oldu. Eskiden kelimelerle aram daha sığ olduğu için, istemsizce içine girdiği seyirme ve titremeler çok dikkatimi çekmiyordu. Fakat bu özellikleri şimdiki okumamda çok daha anlamlı geldi. Ki Zweig, Freud'a oldukça ilgili bir kimsedir. Yazdığı eserlerde de psikoloji üzerine oldukça durmuştur. Satranç da aynı kaderi yaşamış. Zaten yazarın intihar öncesi eseri olması oldukça manidar. Eskiden umrumda bile olmayacak "manik" kelimesini görünce bir tebessüm ettim. Çünkü manik hiçbir şey ifade etmiyordu, lügatimde öyle bir sözcük bile yoktu. Bu kitap bunalımlı zamanlarda insana yalnız olmadığını hissettirir.

SatrançStefan Zweig · İndigo Kitap · 2018237,9bin okunma

·

44 görüntüleme

Umut durdu

@Ragnar_Lothbrokk ·

04 Ocak 2023 01:58

Tiyatrosunu da izleme fırsatı yakalıdım Ankara'da. Bu da bambaşka bir deneyimdi satranç için ve benim için tabii. Elinize sağlık. 🙏

Hun

@OkuyanBirHun ·

04 Ocak 2023 01:59

Sizin için sevindim. Teşekkürler 👍

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hun