Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Bir zamanlar küçük ve tatlı bir kız vardı; kim görse ondan hoşlanırdı, özellikle de büyükannesi. Öyle ki, torununa ne vereceğini bilemezdi. Bir keresinde ona kırmızı kadifeden bir başlık hediye etti. Şapka kıza o kadar yakıştı ki, başından çıkarmaz oldu. Bu yüzden de herkes ona Kırmızı Başlıklı demeye başladı. Bir gün annesi ona, "Gel bakalım Kırmızı Başlıklı, şu kurabiyeyi büyükannene götür. Kadıncağız hasta ve halsiz; bu ona iyi gelecektir. Acele et ki, sıcak basmadan oraya varasın. Anayoldan ayrılma sakın, oraya buraya sapma. Eve girince günaydın demeyi de unutma. "Merak etme" diyen küçük kız annesiyle vedalaştı. Büyükannenin evi köyden yarım saat mesafedeki ormandaydı. Kırmızı Başlıklı ormana dalınca kurtla karşılaştı. Ama onun ne kötü bir hayvan olduğunu bilmediği için korkmadı. Kurt: "İyi günler Kırmızı Başlıklı" dedi. "Teşekkür ederim, kurt kardeş." "Sabah sabah nereye gidiyorsun böyle?" "Büyükanneme." "Ne taşıyorsun önlüğünün altında?" "Kurabiye." "Kırmızı Başlıklı, senin büyükannen nerede oturuyor?" "Ormanda; on beş dakika daha gidersen üç tane kocaman meşe ağacı görürsün. Evi hemen onların önünde; etrafında da fındık ağaçları var. Bir süre beraber yürüdüler. Bir ara kurt, "Kırmızı Başlıklı, etraftaki şu güzel çiçeklere baksana! Kuşların nasıl cıvıldadığını da duymuyorsun galiba? Sanki okula yollanır gibi, almış başını gidiyorsun; oysa orman ne kadar hoş" dedi. Kırmızı Başlıklı gözlerini şöyle bir açtı. Güneş ışınlarının güzel çiçekler arasında nasıl oynaştığını görünce, "Büyükanneme bir demet çiçek götürsem hoşuna gider. Henüz vakit erken; oraya zamanında varırım" diye düşündü. Ana yoldan çıkarak çiçek aramaya koyuldu. Birini kopardıktan sonra on dan daha güzel olabilecek İkincisini bulmaya çalışırken ormanın derinliklerine dalıverdi. Bu arada kurt doğru büyükannenin evine gitti. Kapıyı çaldı. "Kim o?" "Benim; Kırmızı Başlıklı. " "Mandalı bastır! Ben çok halsizim, kalkamıyorum" diye cevap verdi yaşlı kadın. Kurt mandalı bastırdı, kapı açıldı. Hayvan hiçbir şey söylemeden doğru büyükannenin yatağına giderek zavallı kadını yutuverdi. Sonra onun giysilerini üstüne geçirerek başörtüsünü de başına taktı. Daha sonra da yatağa yatarak perdesini çekti. Kırmızı Başlıklı da yeterince, hatta taşıyamayacağı kadar çok çiçek topladı. Derken büyükannesini hatırladı ve hemen yola koyuldu. Sokak kapısını açık bulunca şaşırdı, içeri girince bir tuhaflık hissetti. Kendi kendine: "Bana da ne oldu? Neden içime korku düştü ki? Oysa ben buraya hep seve seve gelirdim" diye söylendi. Ve "Günaydın" diyeseslendi. Cevap alamadı. Yatağa yaklaşarak perdesini açtı. Büyükanne orada yatmış, başörtüsünü de iyice yüzüne kapatmıştı, yani biraz tuhaf görünüyordu. "Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük kulakların var!" "Seni daha iyi duyayım diye." "Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük gözlerin var!" "Seni daha iyi görebileyim diye." "Aaa, büyükanne, senin ne kadar kocaman ellerin var?" "Seni daha iyi yakalayayım diye!" "Ama büyükanne, ağzın ne kadar da büyük!" "Seni daha iyi ısırayım diye!" Ve kurt, bunu söyler söylemez zavallı kızcağızı yutuverdi. Karnı iyice doyduktan sonra da yatağa yattı, uykuya dalarak horlamaya başladı. Bu arada evin önünden bir avcı geçmekteydi. "Yaşlı kadın nasıl da horluyor; git bir bak bakalım bir şeye ihtiyacı var mı?" diye aklından geçirdi. Eve girdi ve yatağa yaklaştığında kurdu gördü. "Seni burda buldum, Çoktandır arıyordum" diye söylendi. Tam silahını doğrultmuşken düşündü. Kurt büyükanneyi yutmuş olabilirdi! O zaman henüz onu kurtarabilirdi. Ateş etmeyip eline bir makas aldı ve uyuyan kurdun karnını kesmeye başladı. Biraz kesince Kırmızı Başlıklı'nın başı göründü; derken ufak kız dışarı sıçrayıverdi. "Uüü-üff, ama korktum! Kurdun karnı çok karanlıkmış" dedi. Derken büyükanne de canlı olarak kurtarıldı; zor nefes almaktaydı. Kırmızı Başlıklı hemen kocaman taşlar toplayıp onlarla kurdun karnını doldurdu. Kurt uyandığında yerinden fırlamak istedi, ama taşlar o kadar ağırdı ki, olduğu yere çöküverdi; ölmüştü! Üçü de çok sevindi. Avcı kurdun postunu yüzüp evine götürdü. Büyükanne Kırmızı Başlıklı'nın getirdiği kurabiyeleri yiyip kendine geldi. Ama küçük kız kendi kendine: "Bir daha ömrüm boyunca ana yoldan ayrılmam; annem haklıymış" diye söylendi.
Kırmızı Başlıklı Kız
Kırmızı Başlıklı KızCharles Perrault · Net Yayıncılık · 20151,741 okunma
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.