Gönderi

176 syf.
8/10 puan verdi
"Bütün hikâyeler hem derin bir denizdir hem de küçük bir gölet." (s: 141) Latin Amerika edebiyatı beni hiç pişman etmiyor. Fakat bu kitabı okurken ortalarına gelene kadar kitabı içselleştirenemiştim aslında; yani evet, iyi bir edebiyat ama bende karşılık bulamayacak mı acaba, diye düşündüm zaman zaman çünkü kitapta İlyada ve Odysseia'ya, hatta genel olarak Yunan mitolojisine epeyce atıf var, sonra Fernando Pessoa ve Marcel Proust gibi benim henüz okumaya cesaret edemediğim yazarlarla çok içli dışlı bir metin; ama bunlar kitabı anlamaya engel olacak gibi değil. Örneğin John Fowles'ın Büyücü'sünü okumadan önce Shakespeare'in Fırtına ve birkaç tregedyasını okuma gerekliliği gibi bir durum yok; zaten kitapta bahsi geçen yazarları okumuş olmak da yetmiyor bence, keza okuduğum yazarlardan da bahsediliyor kitapta, Oscar Wilde ve Samuel Beckett gibi. Okumuş olmak değil de okuyup aynı derecede içselleştirmiş olmak gerekiyor bence bu kitabı çok sevmek için. Mesela markette Oscar Wilde'ı meyve seçerken görmek, Proust'un bir soruya nasıl yanıt verebileceğini tahmin etmek, her şeye Pessoa'nın gözüyle bakabilmek, kendini bir Shakespeare diziesiyle ifade edebilmek gerek. Ben sanırım okuduklarımı dahi Brenda Hanım kadar içselleştirmemiş olacağım ki ilk yarısında sevsem de kalbimin orta yerine oturmamıştı kitap fakat sonrasında durum değişti, kitapla bağım giderek arttı ve nihayetinde sevdim. Metinler arası gidip gelişinin yanında kitap müzikle de çok iç içe, özellikle David Bowie'nin Wild is the Wind şarkısını ezbere biliyor ve seviyor olmak kitpatan alınacak zevki bayağı bayağı artırır. Ben birkaç gündür sürekli dinliyorum, kitapla birlikte âdeta yeniden keşfettim şarkıyı. Müzikle kurulan bağ o kadar hoştu ki. "Bu arada bulaşıkları yıkarken Wild is the Wind'in farklı bir versiyonunu dinledim. Öyle güzel ki. Güzel şarkılar ne kadar esnek, sonsuz sayıda versiyonları yapılabiliyor." Bu kitap bir bekleyişin, cevaplardan çok sorular sormayı sevmenin, kavuşmaktan çok özlemeyi sevmenin hikâyesi aslında. Merdiven çıkıyor mu, yoksa iniyor mu, bilemeyişimizin hikâyesi. En başta yaptığım alıntı gibi; hem derin bir deniz hem de küçük bir gölet bu kitap. Edebiyatın, müziğin; sanatın hayata anlam katışını, sanatın gerçeği farklı şekillerde anlatması gerektiği fikrini sevenler bu romanı sever bence. Dediğim gibi; ilk yarısında iyi olduğunu kabul etsem de içselleştirmekte biraz zorlandım ama ikinci yarısında, özellikle sona yaklaştıkça epey sevdim. İyi ki okumuşum.
İdeal Defter
İdeal DefterBrenda Lozano · Notos Kitap · 2021460 okunma
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.