Stefan Zweig’ın “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu” adlı romanı, çerçeve hikâye tekniğiyle kaleme alınmış. Ünlü bir yazar, bir gün hiç tanımadığı bir kadından bir mektup alıyor ve o güne kadar fark etmediği bir hakikati keşfediyor. Dıştaki metin, yazarın bilinmeyen kadının mektubunu almasıyla başlıyor ve yazarın hisleriyle bitiyor. İç metin ise tamamıyla kadının mektubundan oluşuyor. Roman incecik ve son derece sürükleyici bir yapıya sahip, bu sebeple hızla okunuyor. Konusu da aslında son derece klişe, ama yazarın başarısı burada ortaya çıkıyor ve Zweig metnini neredeyse her cümlesinin altını çizdiğiniz bir metne dönüştürüyor. Aşk hikâyesi yazmak kolay görünür, ama aslında bu kadar romana, hikâyeye, şiire kaynaklık etmiş, insanın en derin deneyimlerinden biri olan bu hissi klişeye düşmeden anlatmak en zor iştir. İşte Zweig bunu başarıyor. Bu manada okunmaya değer bir roman "Bilinmeyen Kadının Mektubu".