Gönderi

Uygar Topluma Geçiş - Service'in "işyöneticiliği" kuramı
Service, devlet kuramına ilişkin örneğini tam da Mezopotamya tarih ve coğrafya koşulları üzerine kurmaktadır. Böylece, kuramının içine (yalnızca devletsiz toplumdan devletli topluma geçişi değil) aynı zamanda ilkel topluluktan uygar topluma geçişin bir açıklamasını da almış olmaktadır: Bir ırmağın dağlık yörelerden çıkıp ovalardan geçip denize karıştığı bir coğrafya düşünün. Bu çevrede, biri ırmağın denize karıştığı aşağı kavşağında, biri orta kavşaklarına yakın bir yerde, biri dağlara yakın yukarı kavşaklarında olmak üzere, üç köy kurulmuş olsun. Köylerin her biri farklı doğal kaynaklara sahip olacaktır. Orta kavşaktaki A köyü, ilk yerleşilen yerdir. Ve en verimli tarım toprakları üzerinde bulunmaktadır. Bu köyün gelişip nüfusunun artması sonucunda, köyden ayrılan bir grup, ırmağın aşağı kavşağındaki deltanın kıyısına yerleşiyor. Tarıma pek elverişli olmamakla birlikte balık ve iri kuş kaynakları bakımından varsıl olan bu bölgede B köyü gelişmiştir. Daha sonra A ve B köylerinde akrabaları bulunan [karma] bir grup, ırmağın dağlara yakın yukarı kavşaklarına göçüyor. Burayı kolonileştirip C köyünü kuruyorlar. Bu köy, çiftçiliğe ve balıkçılığa uygun olmayıp, dağların orman ürünlerinden, çakmaktaşı gibi maden yataklarından yararlanma olanağına sahiptir. Bu üç köy, aralarında barışçı ilişkiler geliştirip, birbirlerinin kaynaklarından mal değişimi yoluyla yararlanmaya başlayacaklardır. Ortadaki A köyü, B'ye ve C'ye buğday verip, B'den balık, C'den çakmaktaşı (araçlar) alacaktır. C köyü, A'ya ve B'ye çakmaktaşı ve orman ürünleri verip, A'dan tahıl, B'den balık almıştır. Mal değişiminde bulunmak amacıyla A köyüne giden bir C köyü insanı burada karşılaştığı B köylüsünden, gelecek pazar günü kendisine (çakmaktaşı karşılığında) balık getirmesini isteyebilecektir. Böylece A köyü, zamanla, yalnızca kendi mallarının değil, B ve C köylerinin mallarının da alınıp satıldığı bir pazar yerine dönüşecektir. A köyü, giderek gönenci, nüfusu artıp kent çapına ulaşacaktır. Buradan çıkan uygun bir "büyük adam", alınıp satılan malları toplayıp alışveriş denetimine alabilecektir. Böylece (kendi değilse bile) soyundan birileri "şef" konumuna yükselebilecektir. Tüm bu gelişmeler sonucunda, yörenin köyleri, bazı malların üretiminde uzmanlaşacaktır. Bazı malların üretimini ise tümden ötekilere bırakacaktır. Böylece köyler ve içlerinden kente dönüşecek biri, birbirlerinin mallarına gereksinimi olan bir ekonomik bütünleşme içine gireceklerdir. Bütünleşme, ekonomik alanda sınırlı kalmayacaktır. Siyasal alana sıçrayacaktır. Öteki köylerin halkları, pazarında ürünlerini satıp gereksinimlerini karşıladıkları (kente dönüşmekte olan) yerin şefine (kendilerine sağladığı yararlardan dolayı) "gönüllü" olarak uymakta bir özür görmeyeceklerdir. Böylece şef ailesi, orununu (makamını) yasal olarak babadan oğula geçirerek kurumsallaştırabilecektir. Buna ek olarak, bir de yetkesini (otoritesini) karizmatik temellere dayandırdı mı, şeflik soyu bir "rahiplik soyu" biçimini alacaktır. Sonuçta bu köyün kente, şefliğin krallığa dönüşmesiyle [uygar toplum ve] devlet ortaya çıkmış demektir. Teokratik bir yetke, Sevice'e göre, yalnızca yönetsel işleri değil, ekonomik işleri de yürüten bürokrasinin evrinmesiyle noktalanır. Ki bu, ekonominin siyasal erki değil, siyasal erkin ekonomiyi örgütlediğini gösterir. Ve bu ekonomi, gene Service'e göre, sanılabildiği gibi kişisel erke sahip olabilmenin varsıllığa bağlandığı "sahiplendirici" bir sistem değildir. Tersine "dağıtıcı" ve "yenidendağıtıcı" bir sistemdir.
Sayfa 337Kitabı okudu
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.