Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

266 syf.
7/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Yaklaşık iki yüzyıl sürecek olan Haçlı seferleri dönemin Müslüman vakanivüsleriden alıntılayarak bir çerçeve içinde sunmuştur. Başlangıcından sonuna kadar dönemin olaylarını kronolojik sırası ile mevcut siyasi, askeri ortam ve şartlar içerisinde değerlendirmeye tabi tutmuş vakanivüsleriden aldıklarını da eklemiştir. Görüşlerinin çoğu yerinde ve tutarlı ama tarafsız, objektif olmadığı noktalarda var. Özellikle Türklere olan olumsuz bir üslubu aşikar. Bazı yerlerde tahkir edici kelimeler kullanmaktan çekinmez. Arka planında Arap milliyetinde bulunmayan savaşçı karakterin bozkır kavimleri olan Türk ve Moğol kavimlerinde olması ve bu savaşçı karakterin ezici tahakkümü altında Arapların hiç bir iktidar emaresi gösterememesi yatar. Başlangıcından sonuna kadar Haçlılar ile mücadelenin Türk ve yarı Türk emirler ve serdarlar elinde yapıldığını itiraf etmekten çekinmez. Büyük Selçuklu Devleti dağılmıştır her eyaletinde ayrı bir varis hüküm sürmekte, bunların altında da Atabeyler ve Emirler kendi ikbal ve istiklal mücadelesi peşinde. Kurulan ittifaklar, saf değiştirmeler, ihanet ve entrika tam bir çözülüş halinde. Bağdat ta Sünni Abbasi hilafeti fiili bütün kuvvetini yitirmiş kağıt üzerinde meşruiyeti olan makam ve onay mercii sadece. Kahire de Şii Fatimi hilafeti de vezirler elinde kukla bir yönetimidir. Haçlıların bu karmaşa içerisinde 1097 yılında Antakya yı işgali başlar. Bir iki sıkıntılı muharebe dışında çok büyük bir dışında direniş görmezler. Dönemin siyasi karmaşası içinde yerel emirler arasındaki savaşlarda ittifaklar kurar ve hep bir genişleme politikası güderler. Antakya, Urfa, Kudüs Suriye ve Mısır arasındaki liman şehirlerini bir bir el geçirirler. Frenkler güçlerinin ve kibirlerinin zirvesindedir. Müslüman dünyası ümitsiz bir haldedir. Musul Atabeyi İmadedin Zengi Halepi kuşatır ve tahakkümü altına alır. Musul Halep arasında siyasi birlik ve yeni bir güç odağı ortaya çıkar. Zengi 1146 yılında Haçlı elindeki Urfa kontluğunu yıkar. Bu Zengi nin itibarını artırır yeni bir ümit ışığı belirir İslam aleminde. Batı da ise çok daha kalabalık ikinci Haçlı seferinin başlamasına sebep olur. Gelen ordunun büyük kısmını Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıçaslan bertaraf eder. Zengi Şam'ı kuşatır ama alamadan ölür yerini oğlu Nureddin alır. Nureddin emirül adil olarak tanınır Suriye Irak onun yönetimi altındadır. Kudüs 'ü almak ister bu fetihi gerçekleştirmek komutanı Selahaddin Eyyubiye nasip olacaktır. Selahaddin Kudüs'ü fetheder şehri yağmalatmaz ve müsamahakar bir şekilde haçlıların tahliyesine müsaade eder. Bu olayın büyük hata olduğunu daha sonra anlaşılacaktır. Sahildeki kentlere gelip yerleşecekler güçlü bir savunma oluşturacaklardı. Batıdan gemiler ile sürekli takviye kuvvetler alacak karadan her türlü saldırıyı boşa çıkaracaklardır. Mısırı zapt etmek için defalarca girişimde bulunacaklar. Hatta bir dönem Kudüs'e yeniden hakim olacaklardır. Selahaddin den sonra Eyyubi devletide Selçuklu ile aynı akıbeti yaşar. Bu karmaşadan yararlanan köle Komutanlar Memluklar iktidara gelir. Tam anlamıyla siyasi ve askeri birlik sağlarlar Suriye ve Mısır da. İlk önce Antakya yı feth ederler daha sonra diğer sahil şehirlerini alırlar. Haçlıların geri dönme ihtimaline karşı tüm sahil kalerini yıkarlar. Son kısmında güzel bir analiz yapmış. Batı dünyası doğudan çok şey almış ve aldıklarının üzerine yeni şeyler ekleyip dünyanın merkezini batıya kaydırmışlardır. Müslümanlar ise savaşarak özellikle Türkler İslamı daha ileri coğrafyalara taşıdılar. Bugün İslam dünyası batının getirdiği modernizmi tam özümsememiş yeni bir kimlik bunalımına girdiğini söyler.
Arapların Gözünden Haçlı Seferleri
Arapların Gözünden Haçlı SeferleriAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20221,784 okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.