Gönderi

166 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yaşamak için bir nedeni olan insan her türlü nasıla katlanabilir.
Viktor Frankl Psikolojiden de adını sıklıkla duyduğumuz, anlam merkezli terapi olarak tarif edebileceğimiz Logoterapinin kurucusudur. Freud ve Adler’den sonra üçüncü Viyana psikoterapi ekolü olarak bilinmektedir. Viyanalı bir psikiyatrist olan Frankl Nazi toplama kamplarındaki (Auschwitz ve Dachau) gözlem ve tecrübelerine dayanarak teorilerini ve ekolünü temellendirmiştir. İnsanın Anlam Arayışı kitabına baktığımızda, kitabın içeriğinin üç bölümden oluştuğunu görüyoruz. Beni en çok etkileyen bu kısım oldu. İkinci Dünya Savaşı yıllarında diğer pek çok Viyanalı Yahudi gibi Frankl; karısı, babası, annesi ve kardeşi ile birlikte Nazi subayları tarafından tutuklanarak ölüm kampları olarak anılan Auschwitz ve Dachau toplama kamplarına nakledilmişlerdir. Her an gaz odalarına gönderilme korkusuyla karşı karşıya kalmıştır. Frankl bu süre içerisinde insanın “inanılmayacak kadar çıplak kalmış yaşamı haricinde kaybedecek hiçbir şeyi kalmadığını” anladığında ne yapabileceğini öğrenir. Bu kısımda aslında insanoğlunun ne kadar kötü şartlar altında olsada çok dayanıklı ve umut dolu olduğunu görüyoruz. Frankl bir kaç yıl sonra özgürlüğüne kavuşur ve bütün sevdiklerinin öldüğü haberini alır. Kitabın ikinci kısımında ise Logoterapi (hayata anlam katmayı hedefleyen terapi) psikanalizden farkını ele alır. Logoterapi psikanalizle karşılaştırıldığında daha az geçmişe yönelik ve biraz daha iç görüye dayanan bir yöntemdir daha ziyade geleceğe odaklanır. Logoterapi anlam odaklı psikoterapidir kişi gerçekten de yaşamın anlamı ile yüzleşerek ona yönelir. İnsanın anlam arayışına Varoluşsal Engellenmeden, Nevrozlara, Varoluşsal Boşluk özellikle bu bölümde insanın gerçekten insan olmaya başladığında beri geçirdiği süreçlerden bahsedilir. Frankl’nin danışanlarında gözlemlediği psikolojik rahatsızlıklardan da bahseder. Üçüncü kısımda iyimser olabilme ve kalabilme trajik üçlü acı, suçluluk ve ölüm Frankl tüm bunlara rağmen hayata evet diyebilmenin nasıl mümkün olabileceği sorusuna cevap aradığını söyler her şeye rağmen hayata evet diyebilmek Frankl bu bölümde şunu da söyler “İnsan kendini bile ne her türlü tersliğin ne de her türlü umudun karşısında ayrım gözetmeksizin iyimser olmaya zorlayamaz, mutluluğun peşinde koşulmaz o kendiliğinden ortaya çıkmalıdır insanın mutlu olmak için nedeni olmalıdır ancak neden bulduğunda insan otomatik olarak mutlu olur." İnsan hayatında hep bir şeylere tutunur bu bazen madde olabilir insan olabilir. Kitabı okurken bir çok yerde hayatta her şeyimi kaybetsem benden geriye ne kalır diye düşündüm ve şunu fark ettim en çıkmaza girdiğinde bile insan kendisi için bir çıkış yolu mutlaka bulur ve hayata oradan tutunur. İnsanın Anlam Arayışı çok beğendiğim kitaplar arasına ve kitaplığımda yerini aldı gerçek hayattan esinlenilmiş filmleri seviyorsanız Yahudilerin katledilemsiyle ilgili şu filmleri de tavsiye edebilirim kitabı okurken de o sahneler gözümde canlandı. -Çizgili Pijamalı Çocuk -Piyanist İnsanın Anlam Arayışı sıkılmadan merakla okuduğum bir eserdi. Herkesin okunmasını tavsiye ederim.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,9bin okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.