son bir kuvvet bulacağım kendimde son bir güç
gerip bacaklarımı uçurumdan bir ki üç
ilk göle atlar gibi devrilir gibi kara
ağzım dopdolu şiir yüreğimde bir yara
sinmiş kokularından yunup beşeriyetin
göğsü ufka uzanmış alnı tunç yüzü metin
sökülmez boyasıyla Hak Tâlânın müzeyyen
söz etmiş bir şairi öldürmez öldürmeyen
ilk göle atlar gibi iğde kokan bir göle
yaşamaktan ne varsa gelsin benimle bile
kalbime değen her şey pençe pençe kök kök
tansık yağmur rahim toprak babaç gök
aynada görünmeyen ışık değmeyen yanım
akar dere durgun su ağıp topladıklarım
ilk göle koşar gibi soluğumu duyarak
bir hayırlı gidiş ve behemehâl sağ ayak
ürkermiş gibi dünya fısıltıyla yürüsem
gülsem ilk yaşım gibi kendi kendime desem:
bugün artık âzadsın kalbin her lekesinden
tek iyiler tard olmaz çocukluk ülkesinden
dünyanın bu huzursuz uykusuna sabır et
elinde tek gidişe kestirdiğin bir bilet
sonra uyu ve de ki bu öksüzün günüdür
bu köpüren şarkıya, verdiğin sese şükür
yağmurun o en güzel vezni ile tıp tıp tıp
merhametin o bakire yanağına yaslanıp
gitsin ne gidecekse son otobüs son tren
söz etmiş bir şairi öldürmez öldürmeyen
son bir kuvvet bulacağım kendimde son bir güç
gerip bacaklarımı uçurumda bir ki üç.
Süleyman Çobanoğlu