Gönderi

208 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 days
Merhaba yine güzel bir eserin daha sonuna gelmiş bulunuyorum. Bilgi amaçlı okunabilecek güzel bir eser, yazarımız dilimizin önemini ve onu. Nasıl korumamız gerektiğini bize anlatıyor. Dilimizin önemi bir kez daha anlamış bulunmaktayım. Okunması gereken güzel bir eser Okunmanızı tavsiye ederim. Umarım beğenirsiniz. Kitaptan sözler yazarak incelememi bitiriyorum. Yaşamın abecesidir dil; böyle diyor bilimciler. İnsan kendisini anlatmak, kendisi dışında olup bitenleri algılamak, Anlamak için dili dediğimiz aracı kullanmak zorundadır . Her insan kendisini anadiliyle anlatabilir, Sözcükleri bir araya getirerek kurduğu düşüncesini özgürce aktarabilir. Bir ülkede kökeni,dili farklı insanlar yaşayabilir , Ama her ülkenin ortak bir dili vardır , İletişim ortak dille sağlanır . Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak dili,bir başka deyişle resmi dili Türkçedir . Tam elli yıldır ulusçu tutucu iktidarların bu ortak dile bile sıcak bakmadığı bir ülkedir. Türkiye Dil devrimiyle yenileşen Türkçeyi sevmeyen tutuculardan Kürtçeye sıcak bakması beklenemez elbette. İkide bir Türkçe sözcükleri yasaklayan tutuculardan, başka bir dili sevmesi,bütün dillere saygı göstermesi de beklenemez. Kitapların içindeki binlerce, milyonlarca sözcük … Sözcüklerin bir araya gelerek kurduğu görkemli dünya… Dil dediğimiz o büyülü varlıkla yaşanan otuz yıllık aşk.. Dil ağacını budamak değil mi, Dilin elden gittiğini düşünmek… Dili araştıran bir bilim dalı olduğunu bilmemek, Bilindiği küçümsemek değil mi ? Türkçeyi yeniden yabancı dillerin boyunduruğa altına girme tehlikesiyle yüze yüze bugün .. Kurtarıcı mı gerekiyor? Bu Kurtarıcı benim sizsiniz biziz.. Dilbilimin ışığıyla aydınlatılacak toplum. Her insan ana dili bilincini geliştirerek yaratıcı yanını açığa çıkarabilir . Üretimini kendi diliyle adlandırabilir, Çünkü Üretirken kendi diliyle düşünür, Ama bütün dinlere saygılıdır. Dil devriminin aynı zamanda düşüncenin yenileşmesi demek olduğu her insanın özgür düşünceye anadiliyle ulaşabileceği gerçeği, Böylece okullarda gözardı edilmiştir. Kirlenen düşler mi, kirlenen düşünce mi yoksa? Düşü düşüncesi kirlenen insanların ağzından çevreye yayılan koku değil mi , duyduğumuz? Devlete kazık atan, Halkın sağlığıyla oynayan bir besin üreticisini ne hapiste gören vardır, Ne de ürünlerin yasaklandığını toplandığını duyan. Yol göstermek gibi olmasın, Ama kızdığınız bir yazar ya da yayıncı varsa basın Savcılığına fısıldayan yeter … Öyle yaza çize hazırlanıp başvuruda bulunmanız dilekçeler düşünmeniz de gerekmez fıs fıs.. Tartışma konusu kişi ve kurumlar oluyor. Oysa eleştirilecek tartışılacak olan kişiler ve kurumlardan önce sistemdir. Bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu yeni bir savaşım başlatır dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarıcaktır. Bilim ve sanat dili sözcüklerle sözcüklerin bir araya gelerek oluşturacağı düşünceyle kurulabilir. Bir ülkenin yurttaşlarınınsa ancak ana diliyle düşündüğünde bilimsel sanatsal alanda varlık göstermesi üretimine adlandırması söz konusudur. Türkiye Cumhuriyeti’nde Yurttaşlar varlık nedeni olan devrimleri eğitimle Özümsemek yerine Yasayla benimsemek durumunda kalıyorsa bu eğitim politikasının olmadığını eğitim kurumlarının işlevsiz kaldığını gösterir. Keyifli okumalar.
Dil Kiri El Kiri
Dil Kiri El KiriSevgi Özel · Bilgi Yayınevi · 20105 okunma
··
464 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.