Gönderi

724 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Tutunamayanlar için söyleyecek o kadar çok sözüm var ki bir de söyleyemeyeceklerim tabii... Şimdilik birkaç satır ile sınırlı olacak yazacaklarım. Oğuz Atay için bir söz söyleyecek olsaydım: "Dünya hassas kalpler için bir cehennem" olurdu bu. Zorlu bir hayat mücadelesi vermiş çok sorgulamış çokça konuşmuş kendisiyle. Anlattıkları ile her şeyin ötesinde bir başkaldırı niteliği taşıyan, Çağdaş Roman anlayışına öncü olmuş lakin yaşarken kıymeti bilinemeyen bu baş yapıtı ortaya çıkarmış. Tutunamayanlar kimi okurlarca kalınlığına aldanılarak yarım bırakılmış kimilerine de anlatımı ile ağır gelmiş. Postmodern bir roman olduğu için bazı yerlerde anlam güçlüğü çekilebiliyor. Alışılmışın dışında bir anlatım. İlk bölümlerinin hayal ürünü gibi olması duygularının anlatılmasından önce bir geçiş niteliği taşıyor. Aslında bir kere kendinizi vererek okudunuz mu bitmesini dahi istemeyeceğiniz, benim gibi birçok cümleyi 2-3 defa okuyup altını çizmedik yer bırakmayacağınız bir eser Tutunamayanlar. Her okuduğumda kendimden bir şeyler buldum. Aklıma yer etmesi için alıntılarını not aldım. Turgut'un arkadaşı Selim'in intiharıyla hem ölümünü hem yaşantısını sorgularken kendini de dahil etmesi ve kendi iç sesine anlattıkları arasında kendimi de sorguladım ve satırlar arasında kayboldum. Kendini bir türlü konumlandıramayan, aidiyet duygusu ile yaşamak için direnen, farklı bakış açısıyla, hassasiyeti ile arkasında günlüğü ve yazdığı mısraları ile göçüp giden arkadaşı Selim hakkında öğrendiği her bilgide kendini de sorgulayan Turgut çok uzun bir varoluşsal sancının, çöküşün temsili olmuş romanda. İnsanı anlamak anlamlandırmak için kaleme alınmış onca satır... Çoğu kez Selim yerine, Turgut yerine koydum kendime ve tabii ki eseri kalemi alan Oğuz Atay'ın yerine. Bazı sayfalar omzuma yük oldu. Nasıl bir düşünce yapısı nasıl bir hassasiyet ki Oğuz Ata'ya bu satırları yazdırmış dedim."Beni yaşarken anlamalısınız çünkü ben kitap değilim. Ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz. Yaşarken anlaşılmaya mecburum." sözüne nail olmak istedim yer yer. Oğuz Atay'ı yaşarken anlamak onunla uzunca bir sohbet etmek istedim. İsterdim... Duygusal olayların bile yerli bir mizah ile anlatıldığı bazı yerlerde noktalama işareti dahi kullanılmadan yazılması konuşurcasına soluksuz anlattıkları... Birkaç satır dedim ama uzadıkça uzadı söyleyeceklerim. Ne desem eksik kalacak bu roman için ne yazsam eksik... Hayata karşı çırpınışlar, yoruluşlar, hayaller, iç hesaplamalar, yalnızlıklar, dostluklar, aşklar ve nice duyguyu derinden hissederek okuyacağınız bir yaşanmışlık... Hiç bitmesin istedim. Tutunamayanların aksine sıkıca tutundum bu güzel romana. Benim için bir başucu kitabı, açıp altı çizili satırları yeniden okumalık ve yeniden okuyup tekrar tekrar bu yolculuğa dahil olmalık. Bitirdiğimde bunun üstüne hangi kitap okunur ki diyerek boşluğa düştüm.Oğuz Atay'ın o güzel kalbinin içime işlediği ve uzun bir süre dilimden düşmeyecek, herkese okuması için direteceğim muazzam bir eser... Uzun lafın kısası; Bizler de Selimleşelim, sorgulayalım, çabalayalım, konumlandıralım kendimizi. Turgut gibi gerçeklerin peşinden gidelim ve Olric gelip tutsun elimizden götürsün bizi en uzaklara... İyi ki Oğuz Atay Her duygumuzun tercümanı.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062.4k okunma
·
275 views
Liya khrmn okurunun profil resmi
Çok sevdiğim bir arkadaşımın Tutunamayanlar ile ilgili incelemesi, çok beğendiğim için sizlerle de paylaşmak istedim. Kendisi 1k kullanmıyor kitaplar hakkındaki düşüncelerini deftere yazıyor. Teşekkür ediyorum bu güzel yorumu için.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.