Bu gözyaşları neden, Friedrich?Bana kendi alevlerimde yanmayı, kül olmadan kendimi yenileyemeyeceğimi öğrettiğin için teşekkür ederim Nietzsche. Acılarımı, ümitlerimi, kırılganlığımı ve gözyaşlarımı kontrol altına alabilmemde bana güç verdin. Hâlâ kırılgan ve hassas olduğumu biliyorum çünkü bu benim karakterimde var ve bunun değişmesi çok zor gözüküyor. Fakat yine de eskisine göre daha iyiyim. Nietzsche bana çok şey öğretti. Tanrı ve kadınlar konusunda ona katılmadığım fikirlerim olsa da Nietzsche ile konuşmak baş döndürücüydü.
Ben bu kitap sayesinde Nietszche ile tanışmış oldum. Kendimi kitaba öyle kaptırdım ki Nietszche ile sohbet eden Josef Breuer değil de benmişim gibi hissettim. O'nunla sohbet etmek çok zordur. Yorulursunuz, acı çekersiniz ama bu acı doğruların ve gerçeklerin hissettirdiği acıdır. Kendinizi kandıramazsınız çünkü O haklıdır. Bazen ise Nietzsche üstelemeleri ile bir çocuğa bürünür ve sizi zorlar. Bildiğinin dışına çıkmamasına gücü ve egosu yüzünden izin vermez.
Hastadır Nietszche. Çok kötü migren ağrıları çeker. Ama o inatla sağaltıma yanaşmaz. Ölümün ağzındaki tadı ona yön çizer ve ona cesaret verir. Kendi olma cesaretini verir. "Beni öldürmeyen şey, güçlendirir." diye kaya gibi cümleleri yapıştırır yüzümüze ve şöyle de ekleyerek bizleri şaşırtır; "Hastalığım bir nimettir."
Doktor Breuer ve Nietzsche arasında geçen muhteşem diyalogların arasına yerleştirilmiş mektuplar sayesinde de Nietzsche'nin ümitsizliğini, yaşadığı ilişkilerdeki ihanetin acılarını, öfkesini de göreceksiniz. Ayrıca kitaptaki yardımcı karakterler arasında Freud, Lou Salomé ve Paul Rée gibi ünlü isimler de yer alıyor ki bu kişilerin bağlantıları da gerçek hayatta yaşanmıştır. Kitapta birçok gerçek kesitlerin yer alması gerçekten çok etkileyiciydi bu yüzden Yalom'u da kutlamak gerekiyor.
*** Karakterler Hakkında:
MEKAN: Psikanalizin ortaya çıkmaya yakın dönemi. Soğuk havaların ve Entelektüel insanların yoğunlukta olduğu Viyana.
NİETZSCHE: O sıra kitap yazmakta olan çoğu kişi tarafından tanınmayan bir filozoftur. İhaneti tatmış, acılarına alışmış ve yalnızlığı seçmiştir. Belirli bir yeri yurdu yoktur. Valizi ve kitaplarıyla bir gezgin gibidir. Kurallara aykırıdır. Tanrı'sı yoktur. O'nu öldürdüğünü söyler. Ümitten kaçar ve şöyle der: "Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır."
BREUER: Oldukça ün yapmış, dünyanın dört bir yanından insanların ondan muayene olmaya çalıştığı müthiş bir teşhisçidir. Psikanalizin kurucularındandır ve 40 yaşına geldiğinde bütün Avrupalı sanatçıların saygın doktoru haline gelmiştir.
FREUD: Breuer'in arkadaşıdır ve evine sık sık ziyarete gider. O zamanlar henüz gençtir ama geleceği de son derece parlaktır. Breuer'in Nietzsche'yi çözümlemeye çalışmasında yardımcı olur ve arkadaşına fikirlerini paylaşır.
SALOME: Erkeklerin ilgisini çeken özgür ruhlu çekici kadın. Evliliğe inanmaz. Aynı anda birden fazla erkekle beraber olur ve kırbaç fantezisi var. :)
BERTHA PAPPENHEİM: Breuer’in saplantılı bir aşk hissi duyduğu hastasıdır. Breuer, Nietzsche’nin telkinleri ile onunla yüzleşir. Ancak bu yüzleşmede Breuer, tutkuların derin bir yanılsamaya neden olduğunu anlar.
-
ÖZETLE:
Bir gün, erkeklerin başını döndüren kadın, Salomé, Nietzsche’den habersiz Breuer’e gelir. “Avrupa’nın kültürel geleceği tehlikede, Nietzsche ümitsiz. Ona yardım edin” der. Breuer, Salomé’yi tekrar görebilmek umuduyla “peki” der. Ve varoluşun kader, inanç, hakikat, huzur, mutluluk, acı, özgürlük, irade... ve neden, nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk başlar...
Kendisiyle ve hayatla yüzleşmekten çekinmeyenlere...
Bu kitabı acilen okumalısınız. :)
Teşekkürler. ^