Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar Zühre bir şarkı tutturmuş Bâbil'den kalan Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır Bir Hârût'la Mârût,(*) bir de ben dinliyorum. Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına Senin namına yıldızları kıskanıyorım. Kim bilir kaç ışık yılı uzakta Öfkeyle kollarını çemriyor yalancı fecir İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir Ve Taksim gazinolarında trahomlu şairler Mısra arıyorlar masaların altında Kanını içiyorlar bilmeden "Cennet atları"nın Ben yurdumun en sert tütününden bir sigara sarıyorum Dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde Domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at Başlıyorlar koşmaya kılcal damarlarımda Sıcak solukları yalarken alnımı Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda. Sana bu mektubu evimin balkonunda yazıyorum Sağ elimi koyuyorum tam yüreğimin üstüne Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı duyuyorum Ulu kayalar parçalanıyor beynimin bir yerinde Bir yerinde demirden dağlar eriyor Atlas yelkenli gemileri unutmuş bir kaç levent Viski kokulu bulvarlarda yavaş yavaş ölüyor. İstediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum Üstünde Kâbe resmi ve anamın duaları var Ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum Yine biliyorsun ki sevmedim ülküden başkasını Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları Bir de Çankaya yokuşunda rüzgâra tutulmuş saçlarını Önce Allah sonra genlerim şâhid Sevgimi üçbin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum Trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından Parmakları fâhişelerin karanlık Saçlarında Benim kalemimden kan değil süt damlıyor Geceler dolu böyle geleceği emziriyorum Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını Bir de seni seviyorum.
Dilaver Cebeci
Dilaver Cebeci
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.