Gönderi

RAB KORKUSU
En Büyük Buyruk “Tanrınız RAB'bin size öğretmek için bana verdiği buyruklar, kurallar, ilkeler bunlardır. Mülk edinmek için gideceğiniz ülkede onlara uyun. Yaşamınız boyunca siz, çocuklarınız ve torunlarınız, size verdiğim bütün kurallara, buyruklara uyarak Tanrınız RAB'den korkun ki, ömrünüz uzun olsun." (Yasa'nın Tekrarı 6:1-2) "Tanrı'dan ya da Rab'den korkun" buyruğu, Eski Antlaşma'da(Tevrat-Zebur) Tanrı'nın halkına sıkça hatırlatılan bir sözdür. İnanlılar olarak bu buyruğun ne anlama geldiğini bilmemiz büyük önem taşır. Yüreğimizde gerçek Rab korkusu olduğu sürece, olağandışı ve şeytani korkuların tutsağı olmaktan kurtuluruz. RAB KORKUSUNUN ANLAMI. "Rab'den korkun" buyruğu, inanlının Tanrı ile ilişkisinin farklı yönlerini içine alan geniş kapsamlı bir buyruktur. (1) Rab korkusunun özü, sevgisinin ve merhametinin yanı sıra Tanrı'nın kutsallığının, adaletinin ve doğruluğunun bilincine varmak, yani O'nu yakından tanıyarak kim olduğunu bütünüyle anlamaktır. "RAB korkusunu anlar ve Tanrı'yı yakından tanırsın." (Süleyman'ın Özdeyişleri 2:5) Böyle bir korku, Tanrı'nın özyapısı gereği günahı yargılayan kutsal bir Tanrı olduğu gerçeğinin kabul edilmesi temeline dayanır. (2) Rab'den korkmak O'na saygı ve huşuyla yaklaşmak ve müthiş yüceliği, kutsallığı, görkemi ve gücü nedeniyle O'nu Tanrı olarak onurlandırmaktır. "Öyleyse sevgili kardeşlerim, her zaman söz dinlediğiniz gibi, yalnız ben aranızdayken değil, ama şimdi yokluğumda, kurtuluşunuzu saygı ve korkuyla sonuca götürmek için daha çok gayret edin." (Filipililer 2:12) Örneğin, Tanrı'nın Sina Dağı'nda "gök gürlemesi ve şimşekler", "koyu bir bulut" ve "güçlü bir boru sesi" eşliğinde kendisini göstermesi üzerine "ordugahta herkes titremeye başladı" ve halk Tanrı'nın değil, Musa'nın kendileriyle konuşması için yalvardı. "Üçüncü günün sabahı gök gürledi, şimşekler çaktı. Dağın üzerinde koyu bir bulut vardı. Derken, çok güçlü bir boru sesi duyuldu. Ordugahta herkes titremeye başladı." (Mısır'dan Çıkış 19:16) "Halk gök gürlemelerini, boru sesini duyup şimşekleri ve dağın başındaki dumanı görünce korkudan titremeye başladı. Uzakta durarak Musa'ya, “Bizimle sen konuş, dinleyelim” dediler, “Ama Tanrı konuşmasın, yoksa ölürüz.”" (Mısır'dan Çıkış 20:18-19) "RAB bu sözleri dağda ateşin, bulutun, koyu karanlığın içinden bütün topluluğunuza yüksek sesle söyledi. Başka bir şey eklemedi. Sonra bunları iki taş levha üstüne yazıp bana verdi. “Dağ alev alev yanarken karanlığın içinden sesi duyduğunuzda bütün oymak başlarınız ve ileri gelenlerinizle bana yaklaştınız. ‘Tanrımız RAB bize yüceliğini ve büyüklüğünü gösterdi’ dediniz, ‘Ateşin içinden sesini duyduk. Bugün Tanrı'nın insanla konuştuğunu ve insanın ölmediğini gördük. Neden şimdi ölelim? Bu büyük ateş bizi yakıp yok edecek. Tanrımız RAB'bin sesini bir daha duyarsak öleceğiz. Ateşin içinden seslenen, yaşayan Tanrı'nın sesini bizim gibi duyup da sağ kalan var mı? Sen git, Tanrımız RAB'bin söyleyeceklerini dinle. Sonra Tanrımız RAB'bin bütün söylediklerini bize anlat. Biz de kulak verip uyacağız.’" (Yasa'nın Tekrarı 5:22-27) Mezmur yazarı, Yaratıcı olan Tanrı hakkındaki derin düşüncelerini şu sözlerle yansıtmaktadır: "Bütün yeryüzü RAB'den korksun, Dünyada yaşayan herkes O'na saygı duysun. Çünkü O söyleyince, her şey var oldu; O buyurunca, her şey belirdi." (Mezmurlar 33:8-9) (3) Gerçek Rab korkusu inanlıların kurtuluşları için yalnızca O'na iman etmelerine ve güvenmelerine yol açar. Örneğin, Kızıldeniz'i geçip karaya ulaştıkları ve Mısır ordusunun helak oluşuna tanık oldukları zaman, "İsrail halkı Rab'den korkup O'na güvendi". "RAB'bin Mısırlılar'a gösterdiği büyük gücü gören İsrail halkı RAB'den korkup O'na ve kulu Musa'ya güvendi." (Mısır'dan Çıkış 14:31) Mezmur yazarı da aynı şekilde Rab'den korkan herkese şöyle seslenir: "Ey RAB'den korkanlar, RAB'be güvenin, O'dur yardımcınız ve kalkanınız!" (Mezmurlar 115:11) Diğer bir ifadeyle Rab korkusu, halkında Tanrı'ya karşı sarsılmaz bir umut ve güven yaratır. O halde bu insanların kurtuluşa kavuşması ve O'nun bağışlayıcı sevgisini ve merhametini tatması çok da hayret edilecek bir durum değildir. "Evet, O kendisinden korkanları kurtarmak üzeredir, Görkemi ülkemizde yaşasın diye." (Mezmurlar 85:9) "Kuşaklar boyunca kendisinden korkanlara merhamet eder." (Luka 1:50) "Çünkü gökler yeryüzünden ne kadar yüksekse, Kendisinden korkanlara karşı sevgisi de o kadar büyüktür." (Mezmurlar 103:11) "Ama sen bağışlayıcısın, Öyle ki senden korkulsun." (Mezmurlar 130:4) (4) Son olarak Tanrı'dan korkmak, O'nun günahtan nefret ettiğini ve kutsal yasasını çiğneyenleri hem şimdiki hem de ebedi yaşamda cezalandırma gücüne sahip bir Tanrı olduğu gerçeğini kavramaktır. "Yalnız sensin korkulması gereken, Öfkelenince kim durabilir karşında? Yargını göklerden açıkladın, Yeryüzü korkup sessizliğe büründü." (Mezmurlar 76:7-8) Adem ve Havva, Aden bahçesinde günah işledikleri zaman korktular ve Tanrı'dan saklanmaya çalıştılar. "Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. RAB Tanrı Adem'e, “Neredesin?” diye seslendi. Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi." (Yaratılış 3:8-10) Musa Tanrı korkusunun bu yönüne, günahkar İsrail halkı adına kırk gün kırk gece dua ettiği sırada tanık oldu: "RAB'bin kızgın öfkesi karşısında korktum. Öfkesi sizi yok edecek kadar alevlenmişti. Ama RAB yakarışımı yine duydu." (Yasa'nın Tekrarı 9:19) Benzer şekilde Yeni Antlaşma'da (İncil) İbraniler Mektubu'nun yazarı da Tanrı'nın öç ve yargı zamanının yaklaşmakta olduğunu kabul etmesinin hemen ardından şöyle yazar: "Diri Tanrı'nın eline düşmek korkunç bir şeydir." (İbraniler 10:31)
Sayfa 251 - Yeni Yaşam YayınlarıKitabı okudu
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.