Gönderi

520 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Öncelikle bir uyarı yapmak istiyorum çünkü kitabın oluşturulma sebebi tam olarak Afganistan Tarihi değil. Öyleymiş gibi sunulmuş -ki ben de kitabı yarılayana kadar öyle sandım- ama yanlış giden bir şeyler vardı, o yüzden ek olarak araştırma gereği hissettim. Pek bir Türkçe kaynak yok, yabancı kaynaklara bakınca aslında kitabın kitlesi biz tarih okuyucuları değil. Bu kitabın hedef kitlesi “Afganistan’daki Amerikan işgal mekanizmasıdır” Yani; Afganistan’da görevlendirilen diplomatlar, asker ve yardım çalışmaları yapanlar için yol haritası niteliği taşıyor.  Kitabı masumca Afganistan Tarihi okuyorum edasıyla tüketirseniz büyük manipülasyona maruz kalırsınız. Tabii böyle diye kitabı okumamalı mıyız, bence okumalıyız. Metodolojisi harika, birden fazla etnik grup ve aşiret çatışmalarını kategorize edip Afganistan’ın push factor ve pull factor yanlarını zekice belirliyor. Okuyup heybenize atarsanız yapacağınız Afganistan Tarihi okumalarında - asla tarafsız bir yapıt yok- çok yönlü analiz kasma şansı elde edebileceğinizi düşünüyorum. Afganistan nüfus çokluğuna göre; Peştunlar, Tacikler, Hazaralar, Özbekler ve Türkmenler, Aymaklar, Nuristaniler ve Paşailer, Kızılbaşlar, Beluciler, Araplar, Pamirler, Cugiler ve Catlar, Kırgızlar, Gayrimüslimler olarak içinde birden fazla etnik nüfusu barındıran bir ülke. Bu kadar çok etniğin olduğu bir toprakta uzlaşı ve huzurun olması zor tabii ki ama bu da yetmezmiş gibi Afganistan pastasını istediği gibi şekillendirmek isteyen İngilizler, Ruslar, ABD, Pakistan, İran, Suudi Arabistan da işin içine girince kaos, savaş, çatışma, yoksulluk ve sefalet kaçınılmaz oluyor. Afganistan bulunduğu konum itibari ile tampon bölge olarak kullanıldığı için büyük güçlerin her zaman gündeminde olmuştur. Örneğin Rus ve İngilizler'in bu bölge üzerindeki hamleleri "Büyük Oyun" olarak adlandırılmış.  1880-1901 yılları arasında hükümdar olan Abdurrahman Han dış ülkelerin işgal ve etkilerinden çekindiği için ülkeyi dünya gelişimlerine kapayıp, teklif edilen tüm destek ve çalışmaları reddediyor. Abdurrahman'ın dış dünyaya kapanma politikası ülke geleceği için temelleri çürük bir zemin yaratıyor.   Barfıeld Afganistan'ın 20.yy üç ana döneme ayırıyor; 1901-1929 Emanullah Dönemi;  Emanullah, Abdurrahman'ın aksine modernist ideoloji güdüsü ile birçok reform ve yenilik gerçekleştirip ülkeyi dünyaya açıyor. Tek eşlilik, kadının eğitimde fırsat eşitliği, toplum içinde hareket alanını genişletme, sağlık ve eğitim gibi birçok alanında çalışmalar yapar. Peştunların yalnızca üç şey için savaştıkları bilinirdi diyor Barfıeld; zer, zen, zemin (altın, kadın ve toprak) Emanullah’ın bu modernist atılımlarını önemli değerlerine bir saldırı olarak gördükleri için iç isyanda başı çeken etnik kesim oluyorlar. Çok geçmeden de ayaklanma ile onu tahttan indirirler.  1929-1978 Musahiban Kardeşler; bu ikinci dönemde Musahiban kardeşler ve onların oğullarının yönettiği Afganistan, tarihinin en uzun barış dönemini yaşamıştır. Uluslararası ve iç çatışmalardan uzak durarak siyasi istikrarı sağlamışlar.  1978-2001 Karmaşık Dönem; bu dönem savaş ve anarşiyi karakterize ediyor. Sovyet Birliği Yaşanan iç karışıklık ve çatışmayı kontrol etmek için 1979’da Afganistan’ı işgal edip Marksist Afganistan partisi olan AHDP’i destekliyor. Bu işgal karşısında ABD ve Suudi Arabistan tarafından finanse edilen mücahit parti liderleri Pakistan'da eğitilerek Taliban yaratılıyor. Taliban, Pakistan sığınmacı kamplarında yetişen çocuklardan oluşan bir grup. Düşünsenize; gözlerinizi bir sığınmacı kampında açıyorsunuz, içine sıkıştığınız belli bir alan var, orada büyüyorsunuz. Dini eğitim alıp ülkenizin gayrimüslimler tarafından işgalde olduğunu ve o yüzden gidemediğiniz empoze ediliyor. Talebe olarak size bu durumu düzeltme şansı veriliyor. Sonuç; Taliban! Molla Ömer’in önderliğinde Taliban ülkenin kontrol ve istikrarını ele geçirmek için Pakistan'ın desteği ile hızla gelişiyor ve bu da dinmek bilmeyen iç savaşın fitilini tekrar ateşliyor. Taliban 1999 yılında, kuzeydoğusu hariç tüm Afganistan kontrolünü ele geçiriyor. 11 Eylül New York saldırısı sonrası ABD işgali ile Taliban gücü zayıflatıldı ama günümüzde Taliban kontrolü tekrar ele geçirdi.  Neymiş; Amerika Birleşik Devletleri Taliban’ı sınır dışı etmek için Afganistan’ı işgal etmiş. Öyle diyor Barfıeld. Sovyet Rusya'ya çok fazla çamur atılıyor ama ABD'nin onlardan aşağı  kalır yanı yok. Barfıeld'ın ABD'e kurtarıcı misyonu yüklemesi oldukça komik kaçmış. Kendisini ve okuyucuları bu gerçekliğe inandırmaya çalışıyor ama biraz daha tarafsız kaynak ve belgesellere bakarsanız motivasyonlarının böyle bir şey olmadığını anlarsınız. Afganistan yüzlerce yıldır şiddeti değişkenlik göstermek üzere, sürekli çatışmanın ve çekişmenin ülkesi olmuştur. Oradaki kolektif bilinç ağır patolojik vaka durumunda. Sadece yazılanları okumak değil, orada kayda alınan belgesellere bakınca da insanların varlığından adeta umutsuzluk, mutsuzluk saçılıyor. O kadar komplike bir ülke ki,  hiçbir etnik, işgalci, parti, örgüt veya savaş ağası istikrarlı bir yönetim elde edemiyor. Nazarımca dünya tarihinin en ilginç ülkelerinden biri Afganistan. O kadar çok yönlü analizi hak ediyor ki, ciltlere sığmaz.
Afganistan: Politik ve Kültürel Bir Tarih
Afganistan: Politik ve Kültürel Bir TarihThomas Barfield · VakıfBank Kültür Yayınları · 202112 okunma
··
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.