Roman
Merhabalar Sevgili Kitap Dostları
Bugün sizlere #pika_yayin larından çıkan Sevgili Yazar Sinem Demirdöven 
Sinem Demirdöven Hanımın kaleme almış olduğu #görengözler adlı kitap yorumuyla geldim...
-Kitabımız 240 Sayfadan Oluşup, Esin Karakterinin Bilgi, Gizem ve Macera Dolu Hayat Ritüeliyle Bizleri Öğrenirken Eğlendirecek Harika Bir Yolculuğa Çıkarıyor.
Bu kitabı herhangi bir türe yerleştirmek doğru olmaz. Çünkü yazarımız bu kitabı yazarken spiritüel (ruh üzerine) reiki (enerji aktarımı ile ruhsal şifa vermek üzerine) rüya analizi, çakralar, astroloji, tarih, felsefe,mitoloji, tasavvuf VS. birçok konu hakkında araştırma yaparak bu konuları bir kurgu dahilinde bizlere yani okurlarına sunmaya çalışmış...
#kitapyorumum
-Esin, evde çıkan bir yangın sebebiyle Anne ve babasını kaybeder bu sırada kendini kendi içine hapseder sonra yavaş yavaş açılır ama kimseye körü körüne bağlanmaz çünkü çok severse kaybedeceğini düşünür.
-... "Kendimle baş başa kalmayı çok seviyorum. Çevremdeki insan sayısı çoğalınca bunalırım, kalabalık ortamlarda ne yapacağımı şaşırırım,beni koruyan kabuğumun sıkça tıklatılması, içeriye bir başın uzanması hiç hoşuma gitmez. Kaçmak isterim oradan. Evimde hep huzurluyum. Yalnızlığı seviyorum. Bu evde yalnız yaşıyor olmam bu seçimimin sonucu olabilir mi? Bu duvarlar, eşyalar, belki de içerideki kendine özgü koku beni koruyucu bir kabuk gibi sarmalıyor."
-Farklı periyotlarla yaşattığı kayıplarla ne demek istiyordu bu hayat bana? "Sevdiklerin her seferinde senden alınacak" mı diyordu, yoksa yalnız kalmaya mahkûmsun mu? Böyle şeyler söylemezdi hayat, ne oluyorsa vardı bir nedeni. İyi ama benim için bu neden neydi?
-Annesi ve babasının kaybından sonra ona bağlanıp arkadaşı gibi gördüğü tek bir kişi vardı o da Ani Lakabını verdiği Anneannesi olan Serra dır. Ama ne yazık ki bir müddet sonra anneannesini de kaybeder.
-Kayıplarım beni büyüttü mü yoksa hayat karşısında hep yenik mi ilerledim, hiç bilemiyorum. Bu soruya çok fazla kapılıp gitmemeye çalışsam da hacıyatmaz gibi kafasını sürekli kaldırıp varlığını hatırlatmaktan hiç geri durmuyor.
-Herkesin birilerinden sakladığı bir şeyler vardır elbet. Bazen anlatmaya zaman olmaz, bazen de anlatmak için doğru zaman olmaz, bazısını da anlatmaya gerek olmaz.
-Esin Ani diye hitap ettiği asıl ismi Serra olan anneannesi'nin kapalı odasına girer ve anneannesinden kalan kapalı sandığa dokunur işte o anda Esin İçin Yeni bir dünya, farklı bir hayat başlar... Esin, Anneannesinin en yakın arkadaşı olan Nedret Teyze'ye sorular sorup Nedret Teyze'nin eğlendirip yarım yamalık anlattığı bilgilerle yeni hayatın açılacak olan kapısının ilk şifrelerini çözmeye başlar.
-Peki ya Sandıktaki günlük, taş, fotoğraf gibi ipuçları Esini hangi yollara çıkarıp hangi kapılardan geçirecek?
-Hani hayatımızın bazı anlarında kullandığımız bir söz vardır ya ;"hamdım yandım, piştim" hah işte bu söz tam olarak kitabımızdaki Esin Karakterini tanımlıyor.
"Görmek değil de bilmek bu sanki. Bu ağacın böyle kudretli olduğunu tüm varoluşumla bilmişim. Ulu Meşe diyorum içimden, sen ne kadimsin!"
-Esin'in gördüğü rüyalarla anneannesinin sandığında saklı günlüklerde yazılanların ne gibi bir bağlantısı vardı?
“Bu gördüklerim bana gösterildi. Harekete geçmem gerek. İçinde ne zamandır yatmakta olduğumu bilmediğim su dolu havuzdan yavaşça çıkıyorum. Gördüğüm her şey aynı anda su tarafından bilindi. Şimdi suyu toprağa aktarmalı ve tüm gördüklerimin toprak tarafından da bilinmesini sağlamalıyım. Dünya kurtarılabilir. Umutların yeniden yeşerme zamanı.”
-"Güvenmen gereken, yol ve kalbin. Mantığını da dinle tabii ama kalbine de sor. Bir şeyi yapmak için ayak sürüyorsan yapma ve önüne seni çok heyecanlandıran bir fırsat çıktığında heyecan seni korkutmasın,rutinine güvenme. Hayat önce birkaç fırsatla seni rutinden çıkarmaya çalışır. Bunu anlayabilirsen kazanırsın, anlayamazsan seni birkaç kere zorla çıkarmaya çalışır, o zorluklara rağmen yine çıkmazsan senden ümidini keser ve bir kenara bırakır. Sonra ne mi olur? Başka bir hayatta, başka derslerle ama aynı konuyla yeniden uğraşmak zorunda kalırsın. Oysa ne diyorduk? İçimizdeki bu güzel ruh parçası hep bütününe ulaşmaya çalışır. Haydi kızım, kalk ve hayatını değiştir."
-Ani (Serra) Nedret ve Hikmetin çıktıkları yolda Esin, Ayhan ve Nehir'i neler bekliyordu?
-Zamanlar, mekânlar ve rüyalar arasında ilk ne vakit hep bildiklerini ama hatırlayamadıklarını fark etti Esin? İlk yangınından son tufanına dek Ani’nin, Solis’in, Ayasofya’dan başlayıp Nemrut’a, Mevlana’nın bilgisinden Yazılıkaya’nın sırlarına dek izlerini sürdü. Onun yolculuğu kendine olduğu kadar tüm planlarda hakikatin, bereketin, refahın ve dünyanın uyanışına doğruydu…
-Annunakiler kimlerdir? Esin'in sahip olduğu genleri nereye kimlere dayanmaktadır? Esinle ne gibi bir bağlantıları vardır? Luna ve Candra kimdi neydi? Esinle ne gibi bir bağlantıları vardır?
"Genlerimizin yalnızca yüzde üçlük kısmı hakkında bilgi sahibiyiz ve kalan yüzde doksan yedilik kısmı için sadece fikirler üretebiliyoruz. Bu durumda gerçeğimizi yaşıyor olabilir miyiz? Birileri bu genleri işlevsiz bıraktıysa, bu genlerin tamamını tekrar işe yarar hale getirdiğimizde acaba neyle karşılaşacağız? Hâlâ bu halimizle mi kalacağız?"
-Eril ve Dişil Dengesi nedir? Esin Bu dengeyi nasıl anlayacak ya da anlayabilecek mi?
-Gören Gözler Kimlerdir? Nasıl anlaşılırlar?
Bu soruların cevapları ve daha fazlası #görengözler adlı kitapta saklı...
Sevgili Yazar Sinem Demirdöven Hanımın Kaleminin Daim Okuyucusunun Bol Olmasını Diler, Bu Harika Eseri Tüm Kitapseverlere Tavsiye Ederim...
Kitaplar Işığınız Olsun.
Sağlıkla Ve Kitapla Kalın
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.