Gönderi

648 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Okumam üzerine düşüncelerim veya hafakanlarım veya çene tiyatrosu
Seksek (#192427239), çocukken severek iyi de oynadığım bir oyundu. Şimdi, asfaltta tebeşirden çizgilere değmeden tek ayak üstünde sektiğimiz bazı bölümlerde ayaklarımızın yere tam bastığı, başladığımız yere nihayet döndüğümüz fizikî oyun yerine bir kitapta kelimelerin çizdiği bölümlere sürüklenerek, sekerek ve sona giderken başa dönerek oraya buraya koşturarak canhıraş okuma yaptığım bir oyundayım. [Beşlerde falan elendim sebebi için 4. paragrafa sekin. :)] Dostlar, Romalılar, yurttaşlar dinleyin! Ben buraya Cortázar'ı övmeye değil gömmeye(!) geldim. Bu parodiye hakkım yok elbette ama benim okur, birikim kondisyonsuzluğumdan olsa gerek enikonu bir inceleme yapamayacağım ne övebilirim ne gömebilirim sadece bir tirat atacağım. Selefi gösterilen Borges bile bakın ne demiş: "Kimse bir Cortázar metninin olay örgüsünü anlatamaz; onun her metni belirli sözcüklerin belirli bir düzende bir araya gelmesinden oluşur. Bunları özetlemeye kalkıştığımızda, nadide bir şeyin kaybolduğunu fark ederiz." Ben o nadide bir şeye kıyacak kişi değilim. Fakat söylemeliyim ki çok etkilenmedim; Cortázar'ın dil, felsefe, psikoloji, müzik üzerine karakterlerinin görüşlerini anlatı çeşitliliği oluşturmadaki deneysel cambazlığı ile sunması makasın değiştirdiği rayların lokomotifi iki ayrı yola sevk etmesi gibi beni meraklandırdı ve şaşırttı. Ama asla zaman kaybı olarak görmedim adam denemiş ben de bi' zahmet istediği gibi okuyarak deneyim edinebilirim. Carlos Fuentes de roman için şu ifadeyi kullanmış: "Ulysses İngilizce nesir için neyse Seksek de İspanyolca nesir için odur." Romandaki deneysellik üzerine okuma çeşitliliğinin yanı sıra bir de 34. bölümde toplam 7 sayfada düz yazı cümlelerle italik yazı cümleler çaprazlama bir düz bir ters okuma ile iki ayrı metin sunuyor. İlk sayfayı okurken ardışık cümlelerde bağlantı kuramamak ee normal sonuçta yapıya anarşist bir yazar diyorsunuz sonradan bir şeyler denediği anlaşılıyor. Yine bir cambazlık yine bir şeyi ters düz etmeler yine küçük sürprizler elbette yine şaşırtıyor. Cortázar, döneminde ses getiren bu deneysel romanında 3 okur tipine hitap ediyor: [Tanıdık geldi değil mi?:)] Sıradan bir okursanız 56. Bölümde roman sizin için sona eriyor. Düz bir okursanız 1. Bölümden 155. Bölüm sonuna kadar ardışık dümdüz okursunuz. (Alıntılarımı ardışık düzene göre yaptım.) Sıkı okursanız yani iddialı o zaman yazarın haydi gel seksek oynayalım davetine icabet edersiniz. Ben hangisiydim? Ben ortaya karışık bir okur oldum. Bu yüzden beşlerde falan elendim işte. Köprüden geçerken at değiştirdim habire. Hem düz okudum hem talimatlara uydum. Talimatlar nedir? 1. okuma bittikten sonra dikkate almanız gereken, her bölümün sonunda yer alan alt köşede kısa çizgi ve gitmeniz gereken bölümün numarası. İlk seferinde kısa çizgiyi eksi olarak düşünüp altta yazan rakamı sayfa sayısından çıkarmayı denemiştim tutarsızlık olunca baştaki seksek okuma haritasına bakmak aklıma geldi. [Seksek mi oryantiring mi oynuyoruz. :( ] Cortázar'ı övemeyeceğim deme sebebim de bu, haritaya göre art arda okunacak bölümler bazen bağlantılı olsa da genellikle bana çok da bitişken gelmedi. 3. okuma tarzı o kadar fantezi geldi ki oyunbozanlık yapıp durdum dümdüz gideyim yahu deyip 2. okuma tarzına dönünce bu sefer oyunun dışında kalıp köşeden pis pis oyuna bakan haris bir şey oldum yine oyuna döndüm okurken de ben niye bu kadar anlam yüklemişim diye düşündüm belki de öncesinde kitap hakkında derin hayranlıklar içeren yazılar okuduğumdandı. Pablo Neruda, Cortázar okumayanlar için öyle şeyler (notoskitap.com/kitap/julio-cor...) söylüyor ki zaten 100 kere yazıp başkalarına göndermezsem başıma bir şey gelir mi ki diye vicdan yaptıran saadet zinciri mektupları ya da wp'ta googol değeri kadar ilet ilet ile ulaşan duygusal dua mesajları gibi kitabı okurken hmmm bu mu yani bu mu şimdi diye söylenmenin karşısında aman başıma bir şey gelmesin diye Cortázar okumaya devam dedirteceğini düşündüren iltimasçı reklamlar tadında övmeler... Belki de bir yazarla tanışma kitabından önce fazla didikleme yapmamak gerekiyor. Cortázar dönemindeki varoluşçuluğa kayıtsız kalamıyor, başkarakter Horacia Oliveira üzerinden sık sık bu bakış açısına yer veriyor. Öte yandan yazarın edebî kimliğini yansıttığı, sesini asıl olarak teslim ettiği kişi, Cortázar'ın alteregosu olarak kurgulanan Morelli adında ihtiyar bir yazar. Bakınız şu alıntıda Morelli'yi yazıyor ama Cortazar diye okunuyor. #192678682 Ayrıca şurada da "ona göre, eğer sistem içinde yapılmışsa ki anlatılacak şey de sisteme sıkıca bağlıdır, hiçbir şey anlatamaz insan. Dinle, örneğin, kafamız kapitalizmin doldurduğu sözcüklerle tıka basa doluyken, kapitalizme karşı yazılar yazmak gibi, zaman kaybından başka nedir ki. (...) Morelli, ne yansımalı taklit sözcüklerden oluşan sistemlere, ne şifreli yapılara, ne de imlerle anlatılanlara inanır. Sözdizimi kurallarının yerine otomatik yazıyı ya da pek moda olan başkaca türleri koyup kabullenmez. Ne mi ister, yazınsal olaya bütünlüğü içinde, kitaba de istersen, karşı çıkmak ister. Bazen sözcük içinde, bazen sözcüğün kendisiyle olduğu gibi bize aktardığı anlamla. Gerilla gibi davranır, yapabildiğince bomba koyar her şeyin altına, sözlerin, sonra yoluna devam eder gider. O da bir edebiyatçı, ne yani." (s. 517) Oliveira ise kalabalığın içinde yalnız olmayı, yalnızlığını dilediği zaman dilediği şekilde yaşama özgürlüğüne fütursuzca sahip bir hayat yaşamayı seviyor. Ne aşksız ne arkadaşsız "kendi" yalınlığına büründüğü kayıtsız bir yalnızlık. Böyleleri için yalnızlık bir süper kahramanın gücü (özelliği) gibi oluyor. Hooop yalnız kalayım hooop istediğimle olayım hoop kaybedenler kulübü gibi varoluşşsal tartışmalar yaptığım ekibim nerede hoooop kaybolun hooop neredesiniz... Oggito'da okuduğum bir Cortázar eleştirisinde yazınımızdaki Aylak Adam C. ile Cortazar'ın Oliveira'sının benzerliğine değinilmiş. Oliveira da Aylak Adam'daki C. de imgelerindeki kadını ararlar. Aylak Adam'a göre #160382357 de Olieviera'ya göre de toplumun işaret ettiği birliktelik, yuva anlayışı sinir bozucudur: "Bir yuva sıcaklığı; aman ne güzel yuva; yuva kıçım benim. Ah la Sibylle" (s. 234) Oliveira, bir süre birlikte yaşadıkları, bohem bir ev arkadaşlığı ve ilişki sürdürdükleri la Sibylle'nin yokluğuyla tutkusu ateşlenen, ülke değiştirse bile başka bir kadının kesinlikle o olduğuna inanmayı tercih eden delilik sınırlarında gezinen bir aylak. Bakın kendi ağzından: "bana gelince, boşum, bomboş, sınırsız, sonsuz bir özgürlük, düş kur, gez dolaş dalganı geç, tüm oyuncaklar kırılmış, gam yok tasa yok." (s. 645) Oliveira bir kısımda tatlı, yakışıklı olarak geçiyor, bana göre ise #192361472 Açıkçası ne kurguya ne karakterlere ısındım diyebilirim. Kitap üç nitelemeyle üç ana bölüme ayrılmış. 1-36. Bölüm "Öte Yakadan" olarak nitelendirilmiş. Bu bölümde Olieviera'nın Paris'teki sefahat hayatı, kulüp hayatı, yokluğuna tutulduğu kadın La Sibyle ile ilişkileri onu kaybedişi, arayışı fonda caz müziği ile anlatılıyor. Bu bölümde seksek oyununa metaforik yaklaşılmış. Gökyüzü hanesi, Yeryüzü hanesi ve "kibutz"a gitmek metaforlarını sevdim. (bkz. s.260) 37. Bölümden itibaren "Bu Yakadan" adlı bölümde Paris'ten sınır dışı edilip Arjantin'e yuvaya dönüş, neredeyse 1. bölümün paralel evreni gibi kurgulanmış fonda tango müzikleri olan Oliveira'nın, La Sibyle'nin "doppelganger"larının kurguyu geliştirmesi yansıtılmış. Bu doppelganger terimi kitabın bana katkısı oldu ve de bu bölümü okurken Fight Club'sı bir şeyler olacak sanmama sebep oldu. "Her İki Yakadan" adıyla nitelenmiş üçüncü bölüm 57. bölüm ile başlıyor ve yazar bundan sonrası için "okunması zorunlu olmayan bölümler" notu düşmüş. Dostlar, ilk Cortázar okumam stresli, buhranlı ve beklentilerle dolu geçti. Keyif aldığım cümleler oldu ama patcwork işi (kırkyama) bütün bana pek haz vermedi. Şöyle bir sorgulamayla sözlerimi noktalayayım: "Edebiyatı yıkmak, yok etmek isteyen bir yazar neye yarar ki? Ve bizler dişi ve cici okuyucular olmak is­temeyen bizler elden geldiğince bu yıkımı hızlandırmaktan gayrı ne yapıyoruz, ne işe yarıyoruz ki?" (s. 512) Cici okuyucular mıyız? :))
Seksek
SeksekJulio Cortazar · Yapı Kredi Yayınları · 2013452 okunma
·
737 views
Rîndkeş okurunun profil resmi
Yarıda bıraktığım ender kitaplardan biri 🥰
miyân ◇ okurunun profil resmi
Oyuna gelmediniz demek. ;)
Rîndkeş okurunun profil resmi
Belki yanlış zamanda elime aldım, arkadaş önerdi, aldım yok şu sayfa, yok bu sayfa dedim adam kafa buluyor, en iyisi yine Rus edebiyat dostları 🥰
miyân ◇ okurunun profil resmi
Bir şeyler denemiş Cortazar :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.