Oblomov benzetmesi çok yerinde olmuş, Fahim Bey sürekli kendisiyle başbaşa kalıp hülyalara dalan, olmayan hesapları defterlerine geçiren birisiydi. Ama kitaptan edindiğim en değerli şey de kimsenin Fahim Bey'i asla tanımayacak oluşu ve arzularını yalnızca kendisinin anlayabilecek oluşuydu sanırım :)