Yüzleşme!Düştüğümde, ruhum sancıyıp insanlara ve kendime hissizleştiğimde "Muhammed Emin" okuyup sadrımı sağaltıyorum. Bu adamın bende garip bir tesiri var: huzura kavuşturuyor lisanıyla. Okurken dertleşiyorum, devamlı savaştığım diğer benle yüzleşiyorum. Esasında ben, evliliğe karşı hayli soğuduğum ve temkinli yaklaştığım dönemlerdeyim. Kimseye fırsat vermiyorum ve herkesi kesinkes reddediyorum lâkin bunu yaparken bir yandan da vicdan azabı çekiyorum çünkü kötü örnekleri görüp evlilikten soğudum diye herkesi aynı kefeye koymak bana acımasız ve adice geliyor.
Satırlarda kayboldum, ara vererek okudum, dalıp dalıp gittim, kendimi düşündüm bolca. İzm'le biten ideolojiyi (feminizm) savunduğumdan değil ama beylere daha doğrusu evliliklere haksızlık yaptığımın idrakında oldum. Evlilik, yalnızca tenlerin ve ruhların buluşması değil. "Allah, evlerimizi bizim için huzur ve sükunet yeri yaptı!" buyuruyor Rabbimiz Nahl Suresi 80.ayette. Hayatın mânâsını ararken yanına yoldaş edindiğin, düştüğünde elinden tuttuğun, gamzesine ortak olduğun uzun bir yolculuk lâkin bu yolculukta hep otobanda ya da E5'te gitmiyorsun, bazen çölde yanıyorsun bazen çamura batıyorsun bazen dağ tepede virajı alamıyorsun lastik patlıyor bazen de lavanta tarlasından geçip râyihasını soluyup o enfes görüntüsüne ortak oluyorsun. Çok severim Şebnem Ferah'ın Sil Baştan şarkısında şöyle bir güftesi var ya: "Gücün var mı sevgilim, derin sularda inci tanesi aramaya?" tam olarak böyle bir şey işte.
Evliliğin ibadet olması hep kulağımıza âşina dilimize pelesenk olan cümle lâkin ben kavrayamamıştım tam maksadını. Allah, Es-Samed ama ben değilim! Ben, acziyeti olan mahlûkatım. Tek olamam çünkü tek ve bir olmak O'na mahsus. Ben, çift ve iki olabilirim ancak. Kur'an ve Sünnet bunu emrediyorsa bu farzdır ve yapılması durumda tabii ki ibadet olacaktır. Ne kadar da atlamışım bu nüansları. Çağın o pisliğine öyle batmışım ki öyle sivrileşmişim ki bu kitap beni öyle bir zımparaladı beni desem yeridir.
Sahabeden bolca evlilik yaptıklarına dair örnekleri görüyoruz, bunu niye yapıyorlar biliyor musunuz insanlar? Allah'ın karşısına nikahsız çıkmaktan utanç duyuyorlar çünkü. Bu bir emir ve bunu yerine getirmekten büyük kıvanç duyuyorlar çok şaşırdım ben buna mesela. Yazar, imtihanın hep bilinmediği yerden geldiğini ve evliliğin başından sonuna kadar imtihan olduğunu vurgulamaya çalışıyor. Aynı evde yıllarca yaşadığımız ailemizle bile - ki en sevdiğimiz insanlar şüphesiz - tartışıyorsak bir anda hayatımızın merkezine yerleşen farklı kültürden farklı aileden gelen bireyle de elbette ki tartışmalar olacaktır. Bunu ben de kabul ediyorum lâkin biz okuyoruz bir şeyler öğreniyoruz istiyorum ki eşimiz de kendisini geliştirsin tahammülü hep bizden beklemesin bir şeylerin idrakında o da olsun. Hani "yuvayı dişi kuş yapar," cümlesi var ya ben bu cümleden nefret ederim çünkü eşini aldatıp sonra pişman olup af dileyip büyüklüğü bekleyen insanların kurmuş olduğu cümledir ki en azından ben hep onlardan işittim. Şunu el birliği ile değiştirelim: Yuvayı; evi, haneyi birbirini çok seven, sadakatle bağlanan, öfkesinin doruk noktasında olsa bile saygısını elden bırakmayan, Allah'ın emri olduğu için evliliği ibadet gören, eşini kimsenin alçaltmasına izin vermeyen, kendi ailesine karşı eşini dışlamayan, eşinin daima yanında /arkasında /önünde olan dişi ve erkek kuş yapsın. Bu yuvada çocuklar yetişsin. Kavvam -(yönetici) olan bey, başbakan olan kadın yuvasını medineye(şehre) çevirsin.
Muhammed Emin Yıldırım'ın nezih karakterini hepimiz az çok biliriz leyyin lisânlı bir beydir haliyle kalemine de tecelli etmiş. (yansımış) Bazı cümlelerinde boğazımda yumru kaldı, yutkunamadım göz yaşım süzüldü gamzeme. Kendime ağladım aslında nasıl bambaşka biri olmuşum, nasıl yozlaşmışım, sivri dilli olup at gözlüğü takmışım? Vallahi ya kitabın bambaşka büyüsü var misal en hoşuma giden özelliği sadece kadına ya da erkeğe nasihat yok ki maalesef çoğu kitaplar böyle hatta aileler bile böyle telkin ediyor çocuklarına :"Oğlum/kızım kendini sakın ezdirme! Bir şey olursa bana söyle ben onun hakkından gelirim," cümleleriyle yolcu ediliyor çocuklar. Canım Emin Hoca, herkese nasihat etmiş kayınvalideye, kayınbabaya, geline ve damada artık hangi zamirse hangi özneyse ona göre okusun bulsun kendini.
Kayınvalideler her işini yaptırmaya çalışıyor şimdilerde. Keşke sadece işini yaptırsa iş icat edip sırf kendisi zamanında eziyet çektiği için gelinine misilleme yapıyor arkadaşlar, hiç uzak değiliz bu misallere. Çoğumuzun kanayan yarası maalesef. Canım Emin Hoca, Efendimizden öyle güzel örnek veriyor ki:
"Devenin üzerinde bile olsan düşen kamçını kendin al." Burada beylere büyük pay düşüyor ki zaten ondan kavvam (yönetici) oluyorlar. Kendileri eğer terazinin bir kefesini ağır bastırırsa bitti. Sıktın bacağına, o evlilik öyle gürültüyle kavgayla gider arkadaş dengeyi kuracaksın. Denge, denge, denge! Annenin evinde yıllarca yaşayıp yüzüne bakmadın kadının. Sonra evlendin ay canım annem, vah canım annem... "Hadi oradan tereyağı! " derler adama. Kadınlar, kıskanç varlıklar bunu idrak edip kabullenin. Ben bile 25 yaşımdayım, babam benim yanımda başkasına azıcık fazla ilgi göstersin hafiften sol kaş yukarı kalkıyor :D
Gelinlere gelince hepimizin midesini bulandıran bazı halleri var bu mahlukların. Çok özür dilerim ama bunu muhafazakâr diye çerçevelediğimiz kadınlarda daha çok görüyoruz. Kollara kadar altınlar takılmış, evin her yeri iğne atsan yere düşmeyecek kadar dolu, her şeyi tam takır, bir sunum sofrası var ayy 40 yıllık bildiğimiz domates, salatalık o sofrada evrim geçirmiş. Yapsın isteği gibi kurabiyeye kurdele taksın, tabağa ellerini koyup kakao serpip yüzük parmağını süslesin bize ne, mahremiyetine karışmayız karışamayız da ama eşinin durumunu ya da evinizin bütçesini bildiğin halde bunları yapıyorsan net aptalsın! Burada hakaret etmek için yazmadım aptalı, durum bildirmek için, kapattığı gözlerini açması için yazdım. Borcu takıyor adama; o olsun, şu olsun, bu olsun.. Ee, bunlar nihayetinde ödenecek değil mi? Kadın çalışmıyorsa yandı o ev halkı! Adam sonra depresyon, stres ne bulmuşsa girmiş. Kızlar! Bir de bu erkeklerin depresyonu vallahi bizimki gibi değil bize yalandan bir hediye al hemen normale çıkarsın bunlarınki bir değişik. Halleri hallerini tutmuyor hsjsjsjs
Latife bir yana adam başka kadınlara yöneliyor kendini yetersiz, mutsuz hissediyor çünkü. Bir konferansta işitmiştim erkekler kendilerini güçlü, her işi yapabilecek düzeyde hissettiren kadınlardan hoşlanıyormuş bu yüzden eşi ona yetersiz olduğunu hissettirdiği için başka kadına yöneliyorlar. Tabii bunlar tam tersi de olabilir demem o ki birine yüklenmiyorum. İki taraf içinde bizatihi geçerli.
Yahu arkadaşlar, daha çok şey söylemek isterim de dimağım kâfi gelmez. Mehir konusu misâl çok iyi izah edildi. Bugün çoğu insan mehiri es geçiyor. Hayır, bu Allah'ın, kadınlara kocaları vasıtasıyla verdiği lütfudur. Çok eşliliğin kafaya takılan konuları... Bu adam, adam gibi adam! Zor buluruz böyle insanları, böyle tarafsız kitapları. Kolay kolay incelememde "okuyun demem," ama ne olur okuyun genç, yaşlı; evli, bekâr ! Hatta ben gökten inmesini zembille beklediğim müstakbel eşime ve ailesine armağan edip okutmayı düşünüyorum kendi aileme de tabii. :D :D
Vallahi çok beğendim ve iyi geldi bana. Bu kadar beğenmemin sebebi kuvvetli ihtimalle evliliğe olan menfî (olumsuz) yaklaşımımdandı. İnşaallah Allah'ım, bize salih ve saliha evlatları huzurlu bir ortamda yetiştireceğimiz bir evlilik nasip eder. Kenafir gözlülerden, torba dillerden, haset, sefil ve hastalıklı nazarlardan uzak, kitapların okunup istişare edildiği, akşamları koşarak eve geleceğimiz, iki tatlı sözle içeceklerimizi yudumlayacağımız, helalinden rızıklar kazanacağımız, evlendiğimiz için her dakika ibadet halinde olacağımız, şükür sebebi evliliğimiz olsun. Neftî ve çetrefilli geçen zamanlarda birbirimizi çok yıpratmayacağımız, saygıdan ırak düşmeyeceğimiz, dinimizin yarısını tamamlayacağımız bir evlilik... Âmin. Âmin. Âmin.
Puanım 10 üzerinden 1000