Gönderi

"Bulama Taşlarına" İthafen
Taş Sektirme Ustası
Taş Sektirme Ustası
Daha ufakken tanıştım, çocukluk masumiyetimin huzuru beş taşlar, sek sek taşları ve kafamı kanatan taşlarla. Rahmetli dedem taş ustasıydı,  Makedonya'ya duyduğu özleminin taşlarını ilmek ilmek döşerdi Arnavut kaldırımlarına. Taşlarını da kendi yapmıştı, öldüklerinde yan yana olmak istediği kendinin ve ninemin mezarlarına. Birlikte gider boş mezarının sağını solunu temizlerdik, Yesevi kadar değildi bilirdim yine de imrenirdim "ben kalacağım burada deyişindeki," evin ilk sahibi olmanın coşkusuna. Bahçesinde adı Kıtmir olmasa da köpeği bulunan, Eshab-ı  Kehf huzurunda kocaman taş bir evimiz, koskocaman bir ailemiz vardı, kimsenin eteğinde taş biriktirmediği, herkesin birbirini anlayıp sevdiği, boğazlarına taş gibi yumruların oturmadığı, birbirlerini kendilerine benzetmek yerine birbirine benzeyebildiği "taşlar gibi yatın, kuşlar gibi kalkın" sözlerinin eşliğinde çocukların büyütüldüğü, "Allah taş eder" korkusunun öğretilmediği. Ailenin kadınları taş gibi alımlı, sağlam, erkekleri sırtını dayayacağın kadar güvenli. Kutsal kılınmazdı, putlaştırılmazdı akrabalık dereceleri, insan sevilir, çocuk okşanır, büyüğe hürmet edilirdi. Tüm taşlar yerli yerinde iken kentleşme gereksizliği nedeniyle taşlar yerinden oynadı. Önce kocaman taş gibi evimiz yıkıldı, sonrasında taş gibi kadınları, erkekleri göç etti. Kalanlar gidenlerin hatırasını evlerinin bir köşesinde özlemle muhafaza etti. Dedemin ametist taşı tesbihi, ninemin elmas küpeleri, halamın tencerede dolmalar şişmesin diye üzerine koyduğu dolma taşları. Gidenlerle tanışmaya yetişemeyenlere kalanlar bir bir anlattı, gidenlerden kalan taşların ehemmiyetini. O yıllarda öğrendim taşların verdiği, sıcacık birlikteliğin aranılan özlemini. Tanımadıkları da olmadı değil kalanların; Dedemden babama, babamdan bana, benden oğluma yadigar böbrek taşları. Taş ev yıkılıp, ahali birer birer göçünce sonrasında kalan bizler başladık taş yerinde ağırdır gibi yaşayabilmek yerine, sırtımıza yüklenen taş gibi ağırlıkla oradan oraya sürüklenmeye. Gittiğim doğu illerinden birinde gördüm, çocukluğumda hiç bilmediğimden tuhaflığı, asla yadırgadığımdan değil, mezhep inancı gereği namaz kılarken eşlik eden ibadet taşları. Yıllar sonra görevlerde, eylemlerde, atılan taşlarda, yarılan başlarda, kırılan camlarda, seslerin duyulmadığı, hıçkırıkların esir edildiği soğuk taş odalarda öğrendim verdiği acıyı. Hiç tek taşım olmadı benim, ne kendim aldım, ne de sevginin emaresi, itibarın derecesi sananlardan olup da alınması gerektiğini anladım. Tek taşım olmadı ama  ayağıma taktığım halhalın, minicik mor taşına mühürlenen dost samimiyetine hep inandım. Yaptığım, yaptığımı sandığım, yapmadığım ve yapamadığım her şeye baktığımda, şu an yarım asırı devirmiş, pek çok yollardan, yıllardan ve sınavlardan bazen geçmiş, bazen tökezlemiş biri olarak bildiğim gerçek, tek bir taşı gediğine koyamadım. youtu.be/qOHv6mCAflc
··
1,537 views
Mustafa A. okurunun profil resmi
Anlatımın, durgun suya atılan taşın yaydığı dalgalar gibi küçük halkalar halinde büyüyor, büyüyor, büyüyor ve son paragrafta "tek bir taşı gediğine koyamadım" diyerek tekrar durağan haline geliyor. Çok güzel bir taş'lama olmuş yüreğine sağlık.
Ferah okurunun profil resmi
Hiç farkında değilim inan ki, esti öylesine. İyi bir şey diyorsun diye inanıyorum yorumuna. Anlamıyorum Mustafa, nasıl yazılıyor, teknik bilmem ne? Arada geliyor bir kaç satır hadi yazayım diyorum. Çok teşekkür ediyorum 🍀💐
4 next answer
Emre Bulut okurunun profil resmi
En beğendiğim 1k kalemi olabilirsin Ferah😇
Resul Bulama okurunun profil resmi
Yeni gördüm iletiyi. Ne güzel anlamışsınız, anlatmışsınız taşları. En önemlisi de bütünlük. Bütün geçmişle, yöresel motiflerle nasıl döşenmiş taşlar. Dosya aşamasında, taşla ilgili deyimlerden, sembollere beddualara kadar araştırdım :) Balkanlar eksik kalmıştı, şimdi tamamlandı. Bundan daha önemlisi ise Mustafa hocamın vurguladığı final. Deneme ve öykü lezzetiyle taşı gediğine koymuşsunuz finalde "taşı gediğine koymayarak"... Taşları burada görünce çok mutlu oldum, varolun 🖐️
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Alyoşa Karamazov ☼ okurunun profil resmi
Ne deyim polise taş atan eller kırılsın. Yazı çok güzeldi. Beni çocukken gittiğim Marmaris sahiline götürdü. Taş sektirirdik yarış yapardık öyle. Anılar anılar anılar..
Nilgün okurunun profil resmi
Güzel bir yazı, anlatı…
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.