Gönderi

363 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 31 hours
Üzerine Konuşulası Bir Kitap
<<Spoiler>> Kitabı okuduktan sonra annesinin yazmış olduğu kitabın içeriğine baktım, sonra da her iki kitabı okuyan ve kendisi de bir Mormon olan bir yazarın makalesini okudum. Çeşitli kaynaklardan Westover ailesinin fotoğraflı kanıtlarla yazılmış makalelerini de okudum. Bunca okuma yapmamın nedeni bu kitabın edebi bir eser değil bir anı kitabı olmasından kaynaklı hikayenin her iki yüzüne de bütüncül bakma isteğimdi. Nitekim kitabı okuyan bazı kimselerin edebi bir tadı olmadığını, tabiri caizse basit olduğunu dile getirdiklerini gördüm. Fakat burada atlanan önemli bir husus var zannımca. Bu kitap zaten edebi bir eser olma amacı gütmüyor. Kitap başlangıçtan itibaren gözle görülür bir şekilde otobiyografik bir roman. Bu açıdan okunduğunda edebi bir üslup beklemek saçma. Öte yandan kitapta sevdiğim bir nokta ise yazarın dürüstlüğü oldu. Benim dürüstlük olarak adlandırdığım bu durumu bazı okurlar incelemelerinde çelişki olarak adlandırmış. Sanırım burada bir bakış açısı farklılığı var. Çünkü kitaptaki çelişkili kısımları yazarın umursamazca yazacağını zannetmiyorum. Aslında yazar, geçmişini yazarken o an ne düşünüyor ve ne yaşıyorsa KENDİ bakış açısıyla yazmış. Bu durum da okurda bir çelişki var hissiyatı oluşturmuş. Bazı yerlerde olayların diğer kardeşlerce de sorgulanması yazarın suçlama amacından ziyade yalnızca olanı biteni anlatma ihtiyacı taşıdığını düşündürüyor. Çocukluk anılarının olduğu kısımlarda ve genele bakıldığında yazarın bir çocuk kırgınlığı taşıdığı görülebilir. Zira kendi çocukluk yıllarımda annem ve babamla ilgili hoş olmayan anıları hatırladığımda ve bu anıları onlara söylediğimde bana o işin öyle olmadığını söylerler ve kendi açılarından anlatırlar. Ancak ne anlatırlarsa anlatsınlar benim o an hissettiğim şey gerçektir. Tüm yaşanan olayları yanlış hatırlıyor olsam bile hissettiğim gerçekliği inkar edemem. Örneğin babamın beni dişçiye götürmediği bir anım var. Bu anı da babamın neden bu tavrı takındığını hatırlamıyorum. Kendimce sebepler ve ihtimaller üzerine düşünüyorum. Ama sonuçta o dişçiye gitmediğim de bir gerçek ve o an babamın tepkisine dair hissettiklerim. Bu pencereden bakınca yazarın olayları anlatış şekli ve olayların kendisi de daha mantıklı bir zemine oturuyor. Nitekim anı kitabı olan bir kitapta yüzde yüz bir kanıtsallık bulamayız. Emin olabileceğimiz tek şey sonuçlar ve yazarın bunlardan ne kadar etkilendiği. Bir başka açıdan da abisi Shawn ile olan çelişkilerden bahsetmek istiyorum. Bu durumu da psikolojik olarak yorumluyorum. Abisinin istismarlarının var olması onu siyah yapmayacağı gibi iyi davranışları da beyaz yapmaz. Her insan gibi Shawn da gri. Tara ise mağdur olan herkes gibi istismarcısına dair iyi anıları da saklamış. Öte yandan aile de ciddi travma ve akıl sorunları olduğu da bir gerçek. Söz konusu insansa çelişki diye bir şey yoktur bence. Çünkü değişir, gelişir, bazen geriye döneriz. Aldığımız kararlardan vazgeçebilir, verdiğimiz sözleri tutmayız. Savunduğumuz fikirleri bir süre sonra hiç savunmamışçasına inkar ederiz. Geriye yalnızca hissettiklerimiz baki kalır. Not: Din kısmına da kısaca değinmek istiyorum. Yazar dini eleştirmediğini gayet açıkça söylemiş ve dikkatli okunduğunda yazarın dinin kendi ailesinde yaşanan gibi olmadığını da belirttiği görülebilir. İslam'ın güzel bir din olması ama her müslümanın aynı şerefi ve erdemi taşımadan yaşaması gibi. Haberlerdeki istismar ve cemaat başlıklı vakaları hatırlayın. Bu haberlerle İslam'ı karalamak ne kadar mantıksızsa tüm bu olayların yazar tarafından dine bağlanması da o kadar mantıksız olurdu. Ki zaten kendisi de bunu yapmıyor. Sonuçta konu yine insana geliyor. İnsan, insan derler...
Talebe
TalebeTara Westover · Domingo Yayınevi · 20193,214 okunma
··
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.