Gönderi

576 syf.
10/10 puan verdi
Resmi İdeolojinin Hiç Sevmediği Adam!!
Rıza Nur ismini önceleri duymuştum dikkatimi pek celb etmemişti. Aradan geçen zamanlar içerisinde takip ettiğim hocamın onun hakkında ki sözleri beni o dönemin tarihini anlatabilecek kişiler içinde olması hasebiyle bir an öce okumalıyım diye çabaya itti. Tarihi karşılaştırmalı olarak okumak kişiyi taasubuna fikirlerden uzaklaştırabilir. Bunun içindir ki Cumhuriyet dönemini okurken resmi ideolojinin çok ciddi kıskacı altında ezilen eğitim müessesinde ki gençler ve bir o kadar da hem eğitim olsun hem de eğitimini bitirmiş kişiler tarafından doğruyu yanlışı görmesi açısından farklı kaynaklar elzemdir. Rıza Nur kimine göre Türkçü kimine göre Abdülhamid Han'ın düşmanı yani onlara göre istibdat düşmanı, kimine göre Millî Mücadele döneminin çabalayan, vazgeçmeyen, mücadeleci ve vatansever neferi kimine göre ki bu diğerlerinden daha önemli M. Kemal düşmanı idi. Herkesin bitaraf olduğu dünyada onun da tarafsız olması beklenemezdi. Fikirleri ortaya koyarken kişinin eğitim hayatından tütün ölümüne kadar geçen süreçte bir çok kez süzgeçten geçtiğidir. Fikirler bazılarında baki kimilerinde ise bir su buharı olup yok olduğudur. Kişilerin mutaassıp veya gayri mutaasıp olmasının genelde eğitim hayatında şekillendiği gerçeği o kadar aşikardır ki bunu güzel atasözümüz " ağaç yaş iken eğilir" sözü bunu dermeyan eder. Ağaç yaş iken eğilir sözü fikirleri deruhte ederken eğitim sisteminin plan program ve muamelet ile eğitim verenin ülküsü burada en önemli hususu ihtiva eder. Rıza Nur'u da bu.minval dışında düşünemeyiz. Gel gelelim malum dönem Islahat Fermanı ardında Birinci Meşrutiyet, yine devamında 31 Mart vakası, Balkan savaşları, İsyanlar ve son nokta Birinci Dünya Harbi.. O kadar çalkantılı bir süreç zarfında hayata atılmış bir çok düşeşler gibi yükselişleri de görmüş ve bununla birlikte ailede yaşanılanlar, eğitim de, işe başlarken bu ister kamuda olsun ister özelde vs.. İnsanı bu süreçte yani genç yaş diyebileceğimiz zaman süresince etkilediğidir. Savaş insanları hemen büyütür ve olgunlaştırır. Bu olgunlaştırma ile yaşanılanlar çabuk fikir değiştirmeyi de devamında getirmiştir. O devirde insanların bir kısmı ki buna Balkan komitacıları gibi masonik bağlantıları olan İttihat ve Terakki cemiyetinin ülkede ki karışıklarından faydalanıp ortaya çıkması ve tanı öncesinde 31 Mart vakası'nda yaşanılanlar Abdülhamid yönetimine bunu mal edip ülkeyi tam anlamıyla bir yönetim zaafiyeti gösterip devlette değişikliklere gidilmesini önünün açılmasıdır. Haliyle İttihat ve Terakki cemiyetinin ülkede idareyi ele geçirip terör estirmesi bir çok insanı yerinden ettiği gibi Rıza Nur'u da yetinden etmiştir. Rıza Nur ki Abdülhamid han'a karşı duruş sergilemiş ve bu mücadeleden de asla geri adım atmamıştır. Her ne kadar Türk milliyetçisi olsa da o zamanın ideolojisi olan Hilafeti merkeze alıp Osmanlı ülküsü etrafında toplanmayı arzu eden Abdülhamid Han'ın görüşlerinin tam karşısında idi. Her ne kadar devletleşme sürecinde milliyetçilik her zaman tavan yapmakla beraber diğer görüşlerin anlamını yitirmesine sebep olur. Çok seslilik imparatorlukların mirası olsa da yeri geldiğinde çok ciddi sıkıntılara imparatorlukları sokmuştur. Haliyle ülke de tavan yapan düşünce teçhir olayı ülkeyi terk edenler Rumlar, Yahudiler az da olsa Ermeniler ile birlikte öze dönüşü işaret eden olayları acısıyla tatlısıyla yaşanmıştır. Ziya Gökalp'ın desteklediği Türkçülük akımı hem Osmanlı'nın son dönemlerinde hem de Cumhuriyet öncesinde de ciddi bir taraftar bulmuştur. Burada Rıza Nur',u odak noktasına koyduğumuz da kimine göre faşist yani ırkçı diyebileceğimiz veya vatansever olarak addedilen insanların olması da normaldir. Bu düşünceye sahip olmasından dolayı yazar o zaman için farklı bir tarafta duruyordu. Hem basın da yer aldığı yazıları, mitinglerde ki aktif rol alışı, İttihat ve Terakki karşısında meclisteki çalışmalarını göz önüne aldığımızda dikkatle incelenmesi gerekiyor. Osmanlı Devleti'nin yıkılışı sırasında vatanseverlik duygusu bir çok insan da en üst seviyeye çıkmıştır ve vatanseverlikte bunu gerektirmiştir. Yerine göre bu cephede olduğu gibi vekil olarak mecliste veya basında kalemşör olarak yer alabilmektir. Burada bir çok mitingler olmuştur. Halide Edip Adıvar'ı (bir çok nutuk irad etmiş ve insanların duygularını çoşturmuştur) göre bildiğimiz gibi idadilerden, üniversitelerden ve halktan bir çok insan işgale karşı mücadele etmiştir. Rıza Nur işgallere karşı bir çok alanda mücadele etmekle beraber yönetimden çok ciddi ölüm tehditleri almıştır. İttihat ve Terakki cemiyeti bir çok faili meçhul cinayetleri işlemiş olduğu gibi hem mecliste bu tehditleri alanen yapmış bazılarını ise matbuat yoluyla tehdit etmiş veya hizaya getirmiştir. Yapılan zulümler o kadar ayyukaya çıkmış ki Rıza Nur ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır. Kişiyi değerlendirirken hangi cenderelerden geçtiğine bakıp ona göre değerlendirmek gerekir. Zihnen insanın artık baskılara dayanamayıp terki diyar ettiğinde düştüğü boşluk ve bunalımları da göz önünde bulundurarak düşünmek daha sağlıklıdır.
Cumhuriyet Öncesinin Perde Arkası
Cumhuriyet Öncesinin Perde ArkasıRıza Nur · Örgün Yayınları · 20105 okunma
·
72 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.