Gönderi

360 syf.
7/10 puan verdi
İslam, müslümanların doğru inanç ve eylemlere sahip olmalarını, hak ve adalet üzere hareket etmelerini ve bunu başarabilmek için ayrılığa değil, birleşmeleri gerektiğine vurgu yapmaktadır. Ancak insanoğlu, sahip olduğu akıl seviyeleri, tercihleri, iradesine yön veren sebepleri ve imkânlarına bağlı olarak farklı düşünce, inanç ve eylemleri benimsemektedir ve buna paralel bir hayat inşa etmektedir. Buna binaen de insanlar arasındaki ihtilafın kaçınılmaz olduğu görülmektedir. Zaten bunu gören müslüman düşünürler de İslam’da ihtilafın mahiyeti ve usulüne dair eserler kaleme almışlardır. Mısırlı siyaset bilimi araştırıcısı Nevin Abdulhâlık Mustafa’nın doktora tezi olarak kaleme aldığı bu eser de muhalefet konusundaki literatüre önemli bir katkı sunmaktadır. Müellifin konuya büyük bir emek sarf etmesi, tarafsız ve ilmî bir yaklaşım sergilemesi, başvurduğu yöntemler, yaptığı değerlendirmeler ve varmış olduğu değerlendirmeler eserin üzerinde dikkatle durulması gerektiğini göstermektedir. Eser bir giriş, iki kısım; iki kısımda üçer bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde yazar, İslam’ın siyasî ve içtimaî sistem içerisinde muhalefeti üstlenecek bir kurumun bulunmasının meşru olduğunu ve bunun gerekli olduğunu belirttiğini lakin uygulama sahasında bunun birçok problemle karşı karşıya kaldığını belirtmekte ve bu durumun aslında İslam’ın ifade etmiş olduğu hususu kabul eden modern siyasî sistemlerinde yaşadığını ifade etmektedir. Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere yazar konuyu zaman zaman İslam’ın ve Batı’nın tarihsel süreçte göstermiş olduğu teorik ve pratiği karşılaştıracaktır. Lakin bize göre bu karşılaştırmalarda bazen yanlış tespitler de bulunacaktır. Yazar konunun önemini; Batı’nın Doğu medeniyetlerini, özel de ise İslâm medeniyetini ve bu medeniyetin fikrî ve siyasî mirasını, kulluk ve Doğu despotizmi modellerinden biri olarak tasvir eden görüşlerini karşılamak olduğunu ifade ederek belirtmektedir. Ayrıca konu, İslâm mirasının siyasî düşünce alanındaki zenginliğini açığa çıkarmasından dolayı da önem kazanmaktadır. Yazar muhalefet konusunun açık bir biçimde ortaya konulabilmesi için, kavramın sözlük anlamını, içeriğini ve değerini kavramakla yetinilemeyeceğini bununla beraber kavramın tarihsel süreçte nasıl bir değişime uğradığınında incelenmesi gerektiğini belirtmektedir. Bunun içinde kavramın sözlük anlamına, tarihine ve gelişimine, siyaset alanındaki anlamına, genel ve özel anlamlarına, İslâm düşüncesindeki özel anlamına ve terminolojik anlamına genişçe değinmiştir. Burada muhalefet kavramının İslâm düşüncesinde ve Batı düşüncesinde ne ifade ettiğini de karşılaştırmalı bir şekilde incelemektedir. İslâm düşüncesi alanında çalışma yapan araştırıcının, araştırma konusuyla ilgili hükmünü öğrenmek için ona yani İslâm’ın ana kaynaklarına yönelmesini işaret eden yazar, muhalefet konusunu da ana kaynaklara yöneltmiş ve bu konuda uzun uzun incelemelerde bulunmuştur ve İslâm’ın ana kaynaklarına göre hangi durumlarda muhalefetin meşru olacağını hangi durumlarda ise meşru olmayacağını ifade etmiştir. Muhalefet kavramanın ne ifade ettiğini inceleyip, sonrasında bu kavramın İslâm’ın ana kaynaklarında nasıl geçtiğini, ne ifade ettiğini ve neleri meşru görüp neleri yasakladığını izah ettikten sonra yazar, muhalefet konusunu Hz. Peygamber’in liderliğinde, hilafet modelinde, saltanat modelinde ve Şîa’nın teorik olarak benimsediği imâmet modelinde nasıl bir konumda bulunduğunu incelemiştir ve Hz. Peygamber’in liderliği dışındaki bu yönetim modellerinin karşılaştırmasını da yapmıştır. Bu incelemelerin ardından yazar muhalefet konumunda bulunan kurum, grup ya da kişilerin teorik ve pratiklerine binaen kendisinin isimlendirmiş olduğu ekollere göre sınıflandırmıştır: devrim, sabır ve temekkün. Devrimci ekol; Havâric ve Şîa’dan oluşmaktadır. Muhalefetini devrim ile gösteren bu ekol devrim yapmanın meşru olduğunu, İslâm’ın ana kaynaklarının ümmete iyiliği emredip kötülükten alıkoymayı dayanışma yoluyla yerine getirmeyi vacip kıldığını ve kötülüğü düzeltmenin ilk tercih yolu olarakta kuvvet kullanmanın gerekli bir iş olduğunu zikretmişlerdir. Sabır ekolü; Ehl-i Sünnetin çoğunluğu ve İsnâ Aşeriyye Şîa’sından oluşmaktadır. Bu konuda onlar; zalim yöneticiye günah, mümine sabır düştüğü görüşündedirler. Buradaki sabırdan maksat, hiçbir şekilde zulmün ve taşkınlığın meşru olduğunu ve haklılığını onaylama ve kabullenmeyi içermeyen bir sabırdır. Pasif direniş olduğunu da ifade edebiliriz. Misal olarak şunu söyleyebiliriz, bu ekoldekiler muhalefet ettikleri iktidarla yardımlaşmama esasını benimsemişlerdir. Bu muhalefet tutumundaki kritik soru ise bu tutumun hangi sebeple benimsendiğidir. Acaba iktidara karşı bir korku mu mevcut ya da iktidardan sessiz kalmaları karşılığında kazançları mı mevcut? Aksine bu tutumun sebebi, korkularından veya kazanç duygularından kaynaklanmış değildir. Halkın yararını gözeterek bu tutumu benimsemişlerdir. Çünkü devrim prensibini benimseyerek yapılacak olan bir girişimin sonuçsuz kalma olasığının daha yüksek olduğunu düşünmüşler ve bunun hiçbir faydası olmayacağını ifade ederek sabırı yani pasif direniş tutumunu, sonuçsuz kalacak bir devrim girişimine nispeten daha yararlı görmüşlerdir. Temekkün ekolü ise; Ebu Hanife ve Mu’tezile’den oluşmaktadır. Bu ekole göre ayaklanmak için bir başarı garantisi gereklidir. Aksi hâlde ayaklanmanın sonucu, can ve mal kaybından, zalimin gücünü artırmaktan başka işe yaramayacaktır. Buna göre temekkün, sabır ile devrim ekolu arasında bir yer edinmektedir. Sonuç olarak eserin İslâm siyasî düşüncesindeki muhalefet konusuna yeni bir bakış açısı kazandırdığını düşünmekteyiz. Konuyu sadece tarihsel süreç içerisinde incelemek ile yetinmemesi ve süreçteki kurum, grup ve kişileri yeni bir sınıflandırma yaparak yorumlaması eserin pozitif olarak zikredilmesi gereken hususlarıdır. Bazen başlık ile uyuşmayan konulara girilmesi, İslâm düşüncesi ile Batı düşüncesini kıyaslarken çok uç genellemeler yapılması ve eser dilinin ağır olması ya da çeviriden kaynaklı olarak bazı cümlelerin anlamının ve bağlamının anlaşılamaması ise eserin negatif yönleri olarak zikredilebilir.
İslâm Siyasi Düşüncesinde Muhalefet
İslâm Siyasi Düşüncesinde MuhalefetNevin A. Mustafa · İz Yayıncılık · 19901 okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.