Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

408 syf.
7/10 puan verdi
1980'lerin İtalyası; rüşvetle halledilen işler, araya nüfus sahibi kişilerin girmesiyle istenilen "şeylerin" elde edilmesi, insan kaçırma , hukuk adına olumlu düşünceler belirtemeyeceğimiz bir ortamın içerisinde buluyoruz kendimizi(bu atmosfer bir yerlerden tanıdık geliyor). Miletti ailesinin başında olan ve hem aileye hem de kurduğu şirkete yön veren "ailenin babası" kaçırılmış ve fidye pazarıkları başlamıştır Kitap bir aile dostunun Roma'daki bir bürokratı aramasıyla başlıyor. İstek çok açıktık, ayrıcalık istenmektedir, çünkü zengin ve "önemli" birisi kaçırılmıştır ve bunun için özel bir şeyler yapılmalıdır. Tüm bu özel hissedilme ve buna göre davranılması gerekliliği düşüncesinin karşılığını alır(aslında tam anlamıyla alamaz, bunu dedektif seçiminde görürüz) ve baş karakterimizle tanışma yolu açılmış olır. Aurelio Zen Venedekte doğmuş ve büyümüştür Zen (Kitapta şehir önemli bir yere sahip, okuduğum kadarıyla serinin devamında İtalya'nın farklı şehirlerindeki olaylara götürecek yazar okuyucularını. Yazar bir polisye yazarken bir yandan da İtalyan toplumuna içten bir bakış atmaya çalışıyor. İnsanların şehirlerine bağlılığı ve başka bir şehirden gelen kişilere üstten ve küçümseyen bakışları kitabın her yerine sirayet etmiş durumdadır). Roma'da annesiyle yaşamaktadır ve annesinden sır gibi sakladığı Amerikalı bir kız arkadaşı vardır. Bu iki kadın olayların akışı içerisinde fiziki olarak sınırlı süre içerisinde kendilerini gösterirler ama Zen'in ve haliyle okuyucuların zihninde sürekli varlıkları hissedilir. Zen uzun bir süre önce kazığa çekilmiş bir dedektiftir., masa başı işlerle uğraşan Zen bürokrasinin işleyişindeki çarpıklıklar (ki kitaba adını veren Fare Kral tabiriyle de İtalyan siyasetindeki yozlaşmalara atfta bulunuyor yazar) sonrasında kendisini yeniden bir dedektif olarak bulur ve hızlı bir şekilde Perugia yolculuğuna çıkar. Polisiyelerde olay kurgusu kadar "dedektif karizması" da oldukça önemlidir. Bu karizmayı yaratırken dedektife dair bir kaç gizem yaratmak sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Kitap Zen'in neden dedektiflik işini kaybettiği konusundaki gizemi anlatıya oldukça güzel yediriyor ve bu gizemi çözme zamanlamsını ideal zamanda ortaya çıkartıyor. Zen karakterinin yaratımındaki bir diğer başarı okuyucuyla hızlı bir bağ kurmasında yatıyor. Zen'le birlikte Perugia'a varırız ve bir pinpon topu gibi sürekli hareket halindeki buluruz kendimizi, bir nevi düşüncelerin saldırısına uğrarırz tıpkı Zen gibi. Perugia polisi, savcılık, Miletti ailesi, aileye yakın kişilerin kendi teorileriyle dolup taşan o yoğun fikir hareketliliği içerisinde Zen doğru adımları atmakta zorlanmaya başlar ve bir yerde suistimal edilir. İşte tam da bu noktada Zen'in ikinci şansını ne kadar iyi kullandığı konusundaki şüpheleri ayyuka çıkarken bir darbe daha alır ve bir daha üstleri tarafından göz ardı edilir konumda bulur kendini. Bu yetkililer tarafından ikinci reddedilme hali aslında Zen'in bir yandan işine gelmektedir, bu sefer kaybedecek bir şeyinin olmadığının farkındadır ve etrafındaki oluşan ses cümbüşünden kurtulması dedektifimizi daha net bir şekilde düşünmeye yöneltir. Düşündükçe ve kendisini duymaya başlaşlayan Zen bir yandan da dedektif içgüdülerini keskinleştirir. İlk tanıdığımız dedektife göre kendinden daha emin oluşu onu riskli ama daha net kararlar almaya yönlendirir (zamanının kısıtlı olması daha net kararlar vermesinde doğrudan etkilidir). Dibdin serinin bu ilk kitabında polisye türü temalarını kitaba güzelce yediriyor.Sinist bir dedektif seçimi (bunda kaybedecek çok fazla şeyi olmamasının etkisi yüksek), olası şüphelilerin toplu haldeki sunumu (aile dostunun evindeki yemek) ve ilişki ağlarıyla birleştirdiği kurgusuyla seriye devam etme isteğimi arttırdı.
Fare Kral
Fare KralMichael Dibdin · Alfa Yayınları · 202229 okunma
··
133 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.