Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

72 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
84 günde okudu
Ez Zevra
İbn Arabî, Tercümanü’l Eşvak (Arzuların Tercümanı) kitabındaki şiirleri Makâm-ı İbrahim imâmı Şeyh Ebu Şuca’nın kızı Nizâm için Mekke’de yazmaya başlamıştır. Her ne kadar bu şiirler Nizam’a yazılmış gibi gözükse de şiirlerin bütünü simgesel olup ilahi aşkı anlatır. Bu simgeleri çözemeyen ve şiirlerde geçen Nizâm ismine takılan bazı kişiler kitapta cismani aşkın kastedildiğini söylemişler ve bu durum üzerine İbn Arabi Zehâiru’l-Â’lâk adında bir kitap yazarak şiirlerin aslında ilahi aşkı anlattığını açıklamıştır. Bu kitapta İbn Arabî: “Çabucak hasta olabilecek, kötü niyetli nefisler/insanlar olmasa, bedensel güzellik ve huylarında Allah’ın yarattığı güzellikleri şerh etmeye başlardım” diyerek Nizâm’ın güzelliğinin insanları meftun ettiğini söyler. Yani Nizâm Allah’ın Cemal sıfatlarının tecelli ettiği ârif bir kadındır. Zehâiru’l-Â’lâk’ın girişinde İbn Arabî: “Bu cüzde yazdığım her isim ondan kinayedir. Anlattığım her evden onun evini kastederim. Ancak bu nazmettiklerimle İlâhî vâridât, rûhânî tenezzülât, ulvî münâsebetler îmâ edilmiştir” diyerek şiirlerin yazılma sebebini ve ilahi aşkla bağlantısını anlatır. (el-Fütühât, 1/61; III/622; IV/31-32. Tercümanü'l-eşvak'ı üzerine yine kendi kaleme aldığı şerhte de şunları söyler: "Burada [Tercümânü'l-eşvâk] rabbani marifetleri, ilahi nurları, kalbi ilimleri ve Şariin hükümlerini imâ ettim. Fakat bunların hepsini cismani aşk temalarını kullanarak yaptım. Çünkü bu kabil izahlar nefsin daha çok dikkatini çeker." Zehâiru'l-a'lák, 5.) Tercümanü’l Eşvak’taki bir şiir şöyledir: “Kalbim her sûreti alacak hâle geldi. Onun için gâh ahular otlağıdır, gâh rahipler manastırıdır, Gâh puthanedir, gâh tavâf edenlerin Kâ‘be’sidir, Gâh Tevrat levhalarıdır, gâh Kur’ân mushafıdır.” İşte İbn Arabî bu şiirinin yanlış anlaşıldığını görünce Zehâiru’l-Â’lâk’da kalbin beşeri arzularla dolduğunda puthane, yüce duygularla dolunca Kâbe, sevgilinin keşişe benzetildiğinde ise manastır gibi olduğunu yazar. *** Şair, bu dünyayı öteki dünyanın bir izdüşümü gibi kabul eder. Bu dünyanın tüm malzemelerini öteki dünyanın simgeleri olarak kabul eder. "Aşkın elleri onun kalbiyle isteği gibi oynamış" Aşkin elleri şairin kalbiyle oynamış.Oda kelimelerin kalbiyle oynamış. Kelimeler o kağıda nasıl yazılmış bir muamma ? Bir kuşluk güneşi altında mı ? Yoksa bir Îsâ ırmağı kenarında? Bende o hisse müşterek olmak o hisse müşteri olmak istesem? Beyhûde mi? Sinemi çiğnesem ? Büyüleyen mısralar, o mısralar onlar da okuyor mu başka mısralar ? Herşeyi alenen savuran mısralar. "Oysa şaşırmış çılgına dönmüş bir aşığın kalbine hiç bakmıyorlardı" Güneyden,kuzeyden gelen rüzgara da kayıtsızlardı. O aşık uzletine sadıktı. Fecirlere sadık Yağmurlara sadık inişiyle, hanesine. Hüzün yüklü yağmurlara "Ah bir görseydiniz siz bizi Rahmet                  tepelerinde Aşk kadehlerini elsiz parmaksız nasıl             sunduğumuzu" Bu şair en güzel imalar ile memleketini kaim tutuyor. Ah bir görseydiniz diyor, yapıştım kaldım bu mısraya ! Benimde ellerimde size sunacak üç lale olmayacak mı? "Benim şimşeğim gülümseyen dudaklardan düşen bir şimşektir Oysa bugün ancak şu parlak taşın parıltısı kadar parlıyor şimşeğim" Şair bazen Tayybâd'a, bazen mekke'de bazen ez zevra'da Bağdat diye okunan ez Zevra.. Şehirlerin güzeli mi , güzellerin şehri mi? "Ve hüzünlü bir âşığı Zâtü'l-Edâ'da bırakıp gitsin diye Aşkından ölen ama gene de aşklarına sadık kalan                  bir âşığı yüzüstü bıraksın diye" Yaksın dilimi ateş,sözcüklerin buhurdanlıkta Sunulduğu bir iklim bu, Leylanın çadırında yavaş yavaş tükenen etrafa hoş kokular sunan buhurdanlık. "Mâşuğun bir mülkü varsa aşığında vardır bir mülkü" "O beni mülk edindi ben onu mülk edindim " Aşığın mülkü aşkıdır maşuğudur. Onlar benim kafamın içinde doğup                               gönlümde batmıyorlar mı? Artık Ban (ayrılık) ağaçlarının ve Garaba (Gurbet) ağaçlarının kötü bahtı da bitti. Allah rahmet etsin, bir kaç gün oldu okudum kitabı sanki bir cevherdi ,yakuttu. Sekinetin ve aynı zamanda sarhoşluğun bir demiydi. Rüzgarların nevası gibiydi. Mühim olan sahnede erimek.
Arzuların Tercümanı
Arzuların TercümanıMuhyiddin İbn Arabi · İz Yayıncılık · 2017250 okunma
·
132 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.