Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Sana tutunuyordum, kopardın.
Ayfer Tunç'tan okuduğum ikinci kitap. Kitabı çok beğendiğimi söylemekle başlamak istiyorum ancak yazarla tanışmak için uygun bir kitap değil bence. Okurken içim ağrıdı diyebilirim. Depresif ve karamsar bir hikayesi var ancak bu kasvetli konuyu o kadar akıcı anlatmış ki yazar... Babasından kalma otelde hiç istemeyerek çalışan Mürşit'in iç hesaplaşmasını okuyoruz aslında. Hatalarından pişmanlık duyan Mürşit ve otelinde konaklayan madencinin(Uzay) bir rakı masasında başlayan dostluklarına şahit oluyoruz. Otele gelip giden insanların hayatına da tanıklık ederken, yaşamın ne kadar zor ve hepimiz için farklı olduğu gerçeğini görüyoruz. Özellikle Mürşit'i hiç tanıyamayan eşi Şükran ve kendinin tam zıttı olan oğlu Özgür beni çok duygulandırdı. Onların Mürşit'i hiç anlayamaması ve koca dünyada Mürşit'in yapayalnız hissetmesi bana çok tanıdık geldi. Kitapta çok kısa bahsedilmesine rağmen beni Mürşit'ten sonra en etkileyen karakter Arzu oldu. Arzu "Ben de gitmek istiyorum," diyormuş. "Ama gidecek yerim yok, gidersem sonsuzluğun içinde bir başıma öleceğim." (Sayfa 286) Sonunda Arzu "Sana tutunuyordum, kopardın," demiş. (Sayfa 287) Dünyaya uyum sağlayamamış biri Mürşit, belki de bu yüzden okurken kalbinizi sızlatıyor. Yalnız bir adam ve geçmişin günahları, pişmanlıkları yakasını bırakmıyor. Romanın arka planında ise ülkenin yoksul ve karanlık geçmişi, halkın linç etmeye ne kadar müsait olduğu gerçeği yatıyor. Kişinin varoluş sancısını irdelerken, dünyanın adaletsizliğini de sorgulatıyor. Okurken kendi içimde olan yarayı sayfalarda görmek belkide ağrı yarattı kalbimde. "Yaşamak böyle bir şey değil mi zaten baba.. dinmeyen bir ağrı." (Sayfa 242)
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,132 okunma
·
101 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.